Sanayi Bakanı Ergün, Türkiye'nin yeni markalar oluşturulması için müsait hale geldiğini söyledi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'de önümüzdeki dönemde elektrik otomobiller ve otomotivde yeni teknolojilerin öne çıkacağını, ülkenin yeni markaların oluşturulması için iç pazar, dış pazar ve üretim şartları anlamında son derece müsait bir ülke haline geldiğini söyledi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, Yiğit AKÜ ile Form Mühendislik firmaları tarafından geliştirilen ve ''hibrit dönüşüm kiti'' takılan ilk elektrikli araç prototipini basına tanıttı.
Otomotiv sektörünün Türkiye'nin ihracatında ilk sırada yer aldığına işaret eden Bakan Ergün, geçen yıl dünyadaki ekonomik krizin etkisiyle ihracatta bir miktar daralma olduysa da iç piyasadaki desteklerle otomotiv sektöründe yine önemli bir rakamın yakalandığını, sadece iç piyasada 370 bin adetlik satış rakamına ulaşıldığını belirtti.
İç piyasada geçen sene kaydedilen rakamlara bu yılın eylül ayı itibariyle ulaşıldığını belirten Ergün, otomotiv sektörünün bu yıl çok daha canlı bir şekilde yoluna devam ettiğini dile getirdi.
Otomotiv konusunda iç piyasadaki gelişmeler ve iç pazarın genişlemesinin dikkatle takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Ergün, yakın gelecekte Türkiye'de iç pazarda 1 milyon otomobil rakamının aşılacağını öngördüklerini söyledi. Ergün, ''Belki önümüzdeki 5 yıl içinde Türkiye'de iç pazarda 1 milyon otomobil satışı gerçekleştirilebilecektir. Otomotivin üretim hedefi orta vadede 2 milyondur ve bu 2 milyon rakamında 1,5 milyonluk ihracat hedeflemektedir. Ancak bu rakamların üzerine çıkma potansiyeli de vardır'' diye konuştu.
Otomotiv sektöründe kaydedilen teknolojik gelişme ve değişimlere de işaret eden Sanayi Bakanı, artık fosil yakıtların yanında elektrik enerjisinin, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanıldığına şahit olunduğunu, Türkiye'de de biri binek, biri hafif ticari olmak üzere iki adet elektrikli araç üretileceğini bildirdi.
Bunlardan birisinin Fiat tarafından üretilecek full elektrikli Doblo, diğerinin de Renault tarafından üretilecek full elektrikli Fluence olacağını kaydeden Ergün, ''2011 yılında bunların üretimini gerçekleştirecek bir noktaya gelmiş bulunuyoruz'' dedi.
Elektrikli araçlar konusunda yeni çalışmaların da bulunduğunu, mevcut araçların elektrikli araçlara dönüşümüne ilişkin çalışmaların yürütüldüğünü anlatan Ergün, şöyle devam etti:
''Bazı firmalar dizel veya benzinli araçların elektrikli araca dönüşümüyle ilgili çalışmalar yürütüyorlar. Bir taraftan da hibrit araçlarla ilgili çalışmalar devam ediyor. Bugün sizinle Yiğit Akü ile Form Mühendislik firmalarının konsorsiyum olarak birlikte çalıştıkları, bizim de Bakanlık olarak projelerini incelediğimiz ve San-Tez kapsamında destekleyebileceğimizi gördüğümüz bir projeyi paylaşmak istiyoruz. Bu, elektriklide hibrit araç projesi. Yani bazı aksamların değiştirilmesiyle elektriği kendi hareketlerinden elde eden bir mekanizmayı araca monte etmekle dışarıdan herhangi bir elektrik şarjı kullanmadan, kendi aküsünü, kendi elektrik depolarını kendisi dolduran ve trafikte gerektiğinde hız artışı için gerektiğinde yokuşlarda motorun gücünü artırmak için ve gerektiğinde de sıkışık trafik anında sadece elektrikliyi otomatik vitesli bir arabaya dönüştürmek için kullanan mekanizmaları geliştirilmiş bir araç.''
''TÜRKİYE OTOMOTİV SEKTÖRÜNDE ÖNCÜ OLABİLİR''
Türkiye'nin otomotiv sektöründe öncü olabilecek bir noktada bulunduğunu belirten Nihat Ergün, ülkenin değişik markaların üretim üssü haline geldiğini, yan sanayide de ciddi manada güçlü firmaların bulunduğunu ifade etti.
''Önümüzdeki dönem Türkiye'de hem elektrikli otomobiller, otomotivde yeni teknolojiler öne çıkacaktır hem de Türkiye, yeni markaların oluşturulması için iç pazar, dış pazar ve üretim şartları son derece müsait bir ülke haline gelmiştir'' diyen Sanayi ve Ticaret Bakanı, yatırımcıların Türkiye'de yeni bir markanın üretilebileceği ortamı görebileceklerinden emin olduğunu dile getirdi. Ergün, iç pazar şartlarının da dış pazar şartlarının da Türkiye ekonomisinin performansının da Türkiye'nin dünyada elde ettiği konjonktürün de buna son derece müsait olduğunu söyledi.
SORULAR
Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ergün, elektrikli araçların maliyetlerine ilişkin soruya karşılık, ''Bugünkü maliyetlerin çok üzerinde değil, fakat motor hacimleri farklı olduğu için vergilendirme sistemleri ve teşviklerinin farklı olması gerekiyor. Çevre kirliliği bu araçlar için söz konusu değil. Dolayısıyla motorlu taşıtlar vergisi ve çevre vergisi gibi vergilerin yeniden ele alınması gerekiyor. Biz de Otomotiv Strateji Belgesinde bu teşvikleri yeniden değerlendiriyoruz. Elektrikli araçların şarj istasyonlarından tutun da kullanımın yaygınlaştırılması için bazı kamu filolarını elektrikli araçlardan oluşturmaya kadar yeni teşvik sistemleri geliştireceğiz. Ama bugün bir elektrikli aracın piyasaya çıkışı bir motorlu aracın piyasaya çıkışından çok daha pahalı değil, yaklaşık maliyetlerle çıkacaktır'' dedi.
Ergün, bu araçların kamuda kullanımına ilişkin bir başka soruya cevap verirken de piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerinde kullandıkları araçların filolarını elektrikli araçlardan oluşturabileceklerini, PTT araçları veya şehiriçi kargo araçlarının da bu araçlardan teşkil edilebileceğini söyledi.
Türkiye'de üretilen markaların kamuda kullanımını özellikle teşvik ettiklerini belirten Ergün, ''Mesela belediyelerimize Türkiye'de üretilen otobüsleri mutlaka satın almalarını ve kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Bu çerçevede aralık ayı içinde belediyelerle Türkiye'deki otobüs üreticisi firmaları yan yana getireceğiz ve onların Türkiye'de üretilen otobüsleri nasıl daha avantajlı kullanabileceklerini araştıracağız. Türkiye hem burada üretilen malları kullanma konusunda hem de elektrikli araçları kullanma konusunda önemli bir alıcıdır ve bu satın almacı özelliğini bu sektörlerin gelişmesinde kullanacaktır'' diye konuştu.
Sanayi Bakanı Ergün, elektrikli bisikletlere ilişkin bir soru üzerine de bunlarla ilgili yasal alt yapının, yönetmeliklerin, tip onaylarının hazırlanması gerektiğini, Tip onayı oluşmamış, testlerden geçmemiş ürünlerin trafiğe çıkmalarının hem can güvenliği hem de mal güvenliği açısından mahsurlu olacağını ifade etti.
Nihat Ergün, otomotiv sektöründeki teknolojik gelişmelerden akaryakıt sektörünün ve Türkiye'nin petrol ithalatının nasıl etkileneceğinin sorulmasına karşılık da ''Bu teknolojilerin gelişmesiyle Türkiye'nin petrol ithalatı azalacaktır. Araçların önemli bir bölümünün hibrit olması halinde bile Türkiye yüzde 30'luk yakıt tasarrufu sağlayabilecektir, ama bu yıllara sari bir konu. Türkiye petrol zengini bir ülke olmadığına göre bu tür teknolojilere ağırlık vermek zorundadır'' yanıtını verdi.
Tanıtımı yapılan aracın seri üretimine ne zaman geçileceği şeklindeki soru üzerine de Ergün, önce Tip onaylarının alınacağını, daha sonra da seri üretime geçileceğini söyledi. Ergün, dönüşümle alakalı servisler oluşturulacağını ve o servisler aracılığıyla trafikteki bir çok aracın bu şekle dönüşme imkanına sahip olacağını bildirdi.
TEST SÜRÜŞÜ
Daha sonra Bakanlık bahçesinde söz konusu elektrikli araç prototipi ile test sürüşüne çıkan Ergün, araç kalkarken motorun sesinin duyulduğunu, ancak hızlandıkça bu sesin ortadan kalktığını söyledi.
Sistemin tamamen kendi hareketinden, kendi fren sistemindeki ısıdan elektrik ürettiğini belirten Ergün, bu araçların yolda giderken şarj edilebildiklerini ve kitin istenildiğinde devreye sokulabildiğini kaydetti.
Ergün, sürüşte bir farklılık bulunup bulunmadığına ilişkin olarak da araç normal çalışırken, motorun titreşiminin hissedildiğini ancak elektriğe geçildiğinde bunun kaybolduğunu, genel olarak kullanımda bir farklılık bulunmadığını dile getirdi.
Ergün aracın çalışma sistemine ilişkin, elektrik motorunun aküyü şarj ettiğini, aküden de arabanın genel hareket sisteminin desteklendiğini söyledi. Ergün, bu kitle dönüştürülmüş araçlarda prize takılıp elektrikle şarj etme gereksinimi olmadığını, full elektrikli araçlarda ise araçların mutlaka şarj istasyonlarında şarj edilmesi gerektiğini anlattı.
Full elektrikli araçlarda kullanım halindeyken, hiç ses duyulmadığına da dikkat çeken Ergün, bu özelliğe karşılık yayalar için belki ayrıca tedbirler alınması gerekeceğini bildirdi.
KİT HER ARACA UYGULANABİLİYOR
Araca ilişkin firma yetkililerinden alınan bilgiye göre, söz konusu kit her araca uygulanabiliyor. Dönüşümün maliyeti bugün için 4 bin avro düzeyinde ancak seri üretimin başlamasıyla bunun bin avroya çekilebileceği belirtiliyor.
Dönüşümden sonra yüzde 25-30 kadar yakıt tasarrufu sağlanıyor ve araç 100 kilometre kadar şarjsız gidebiliyor. Dönüşüm, aracın süratinde bir sınırlanmaya da neden olmuyor