Elektromanyetik rasyasyondan korunmak

Esat Çoğal

Sevgili nitelikli okurlarım bu hafta sizlere Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biofizik Ana Bilim Dalı Araştırma Görevlisi Bahriye Sırav Aral’ın Elektromanyetik radyasyondan korunmak için hayatımızda uygulayabileceğimiz bazı pratik bilgilerini sizlerle paylaşmak istiyorum.

ELEKTROMANYETİK RADYASYONDAN KORUNMAK İÇİN PRATİK ÖNERİLER

Arş.Gör.Bahriye Sırav Aral.

Kullanmadığınız elektrikli aletleri ya kapalı tutunuz ya da fişten çıkarınız. Cihazlar "Stand by" konumunda kaldığı sürece elektromanyetik kirlilik yaratacaktır.

Düşük radyasyonlu bilgisayar ekranı kullanmaya özen gösteriniz ya da ekran filtresi kullanınız, mümkünse plazma ekran tercih ediniz.

Ekonomi (halojen ve floresan) lambaları  okuma lambası olarak kullanmamaya özen gösteriniz.

Dinlendirici bir uykuya geçmek için en ideal koşulun yatak odasında TV ve bilgisayar ,cep tlefonu,bulundurmamak  veya bu cihazların tamamen kapalı konumda olmasını sağlamak olduğunu hatırlayın.

Elektrikli battaniyeyi  yatağa girmeden kapatınız.

Elektrikle çalışan radyolu çalar saatleri başınızdan mümkün olduğunca uzakta tutunuz, mümkünse pille çalışanlarını  tercih ediniz.

Güçlü elektromanyetik alanlar pineal bezden melatonin salgılanmasını etkiler. Saç kurutma makinasının manyetik alanı yüksektir bu nedenle, sürekli kullanmak yerine aralıklarla kısa süreli kullanınız. Uyku düzeninizin bozulmaması için yatmadan hemen önce kullanmamayı tercih edebilirsiniz.

Yatak odasında başucunuzdaki duvarla komşunuzda bir elektronik aletin bitişik durmamasını sağlamaya çalışınız. Tüm VDU'lerin (TV, bilgisayar) arkalarında ElektroManyetik (EM) alan daha büyüktür. Komşunuzda bu aletlerin nereye yerleştiğine dikkat etmeye çalışınız.

Gerekmedikçe cep telefonları kullanmayınız. Cep telefonunuz kullanmadığınız sürede mümkünse kapalı olsun. Kalp pili kullanıcılarında cep telefonu ve RF kaynakları etkili bulunmuştur.Üzerinizde açıkken bulundurmamaya dikkat ediniz (Kalp üzerinde ve göğüste bulundurmayınız). Özellikle lisede ve hatta ortaokullarda ki çoçukların nasıl telefonla yaşadıklarını düşünürseniz burası önemli.

Cep telefonu kullanımının beyin aktivitesinde etkili olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Çocuklarda sinir sistemi ve başın gelişimine devam ediyor olması dolayısıyla, çocukların ve gençlerin yetişkinlerden daha çok risk altında olduğu bir gerçektir. Bu nedenle 16 yaş altındaki çocukların cep telefonu kullanmamaları, kullanmalarının zorunlu olması durumunda ise günde en fazla 10 dakikayı geçmemeleri Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından önerilmektedir.Bu nedenle japonya’da 18 yaş altı gençlere telefon satılmamakta ve hat verilmemekte. Cep telefonu frekanslarının 10-14 yaşlarındaki çocuklarda bilişsel fonksiyonlara ve beyin aktivitelerine etkili olduğunu göstermiş önemli çalışmalar vardır (Preece ve ark, 2004 ve Haarala ve Krause 2003).

Cep telefonu kullanırken tercihen kulaklıkla konuşunuz. Cep telefonunu - açıksa - kendinizden en uzak mesafeye bırakınız. Acil durumlar dışında vücudunuzda açık taşımamaya özen gösteriniz veya kapalı tutunuz, gerektiğinde siz arayınız.  SAR<1 W/kg  olan cep telefonlarını tercih ediniz (bilgi için http://www.emk.gazi.edu.tr/ceptel.htm).

Yatağınızı da  EM alanlardan olabildiğince uzağa koyunuz .

Dizüstü  bilgisayarlar (LCD ekran) şarjlı kullanıldığında düşük EM alana sahiptir (uzakta şarj edilmelidir).

Evinizdeki ve işyerinizdeki elektromanyetik alanları ölçtürebilirsiniz..

Mikrodalga fırın çalışırken en az 1 m' den uzakta durunuz. Gerekmedikçede  kullanmayınız.(Sadece ısıtmada kullanınız)

Fotokopi makinelerinden (yüksek manyetik alan) en az 50 cm uzakta durunuz.

Elektrikli tıraş makinesini mümkünse şarjlı kullanmayı tercih ediniz.

TV ekranlarından (ön ve arkasından) en az 2 m uzakta bulununuz.

Çamaşır / bulaşık vs. makineleri, su ısıtıcıları ,kahve makinaları çalışırken mümkünse sürekli      olarak yakınında bulunmayınız.

Bazı kimseler Elektro Manyetik alanlara diğerlerinden daha hassastır. Bu kimselerde bilgisayar monitörlerine ve diğer elektrikle çalışan aletlere karşı aşırı hassasiyet oluşabilir ve reaksiyonlar açığa çıkabilir. Bu reaksiyonlar nelerdir:

Boğazda kuruluk hissi,

Gözde problemler (ağrı ve görme bozukluğu),

Baş ağrısı,

Alerji, yüzde kızarıklık

Uykusuzluk,

Seslere karşı hassasiyet, işitme zorluğu,

Yorgunluk(Mental Ağırlık) şeklinde ortaya çıkabilmektedir.

“Unutmayınız ki herhangi bir teknolojik ürün yaşamınızı kolaylaştırıyorsa, karşılığında büyük olasılıkla sağlığınızdan götürüyordur.”

Hoşça Sağlıcakla Kalın Ama En Önemlisi Adam gibi Adam Kalın.

Bunları Biliyor musunuz?

1900 yılında Girit açıklarındaki bir batıkta araştırma yapan bilim adamları ilginç bir cisme rastladı. Tahta bir muhafazanın içine yerleştirilmiş bir dizi bronz dişliden oluşan bu garip nesnenin kasası, yüzeye çıkarıldığı anda dağıldı ve cihazın içindeki karmaşık yapı ortaya çıktı. Yapılan çalışmaların ardından, bu aygıtın Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin konumlarını hesaplamak ve istendiği anda bunların pozisyonlarına yönelik tahminlerde bulunmak için geliştirildiği anlaşıldı.

Coğrafya ve harita uzmanı ünlü Türk denizci Piri Reis'in 1513'te çizdiği Afrika, Amerika ve Güney Kutbu'nu gösteren harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılında ortalığı karıştırdı. Çünkü Güney Kutbu'nun keşfi, haritanın çizilmesinden çok sonra, yani 1818'de gerçekleşmişti. Dahası, Piri Reis'in haritası, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Ancak kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce erimişti.

2000 yıllık pil

Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafından 1938'de Irak'ın başkenti Bağdat'ın yakınlarında bulunan 2 bin yıllık pil, bilim adamlarını şaşkına düşürdü. Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabın içine monte edilmiş bir bakır silindir, onun etrafındaki demir çubuk ve testinin ağzını kapatan asfalttan oluşan bu nesneyi "dünyanın en eski pili" olarak tanımladı. Pilin 2 volt enerji ürettiği saptanırken, 1800'lü yularda modern pili icat eden Alessandro Volta adlı İtalyan kontunun da şöhretine gölge düştü.

Maya dönemine ait 1000 yıllık bu kristal kuru kafa, tek bir blok kristal üzerine oyma olarak yapılmış. Nasıl yapıldığı hala anlaşılamayan kuru kafanın altından tutulan ışık, doğrudan göz çukurundan yansıyor. Bu teknolojinin bugün bile mümkün olmadığı söyleniyor.

Tahta sap ve demir tokmaktan oluşan bu çekiç, 1936'da Teksas'ta 400-500 milyon yıllık bir kayanın içine gömülü olarak bulundu. Modern bir aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasıl girdiği bir yana, çekiçte kullanılan demirin günümüz demirlerinden bile saf olması bilim adamlarını hayrete düşürdü.

Kıssadan Hisse

FARELERIN TOPLANTISI: Bir gün fareler bir araya gelirler ve başlarına musallat olan bir kediden kurtulma planları yaparlar.  Pek çok fikir öne sürülür. Hiçbiri kabul görmez.   En sonunda genç bir fare kedinin boynuna bir çan asmayı önerir. Böylece kendi kendilerine yaklaşırken farkına varacak ve kaçabileceklerdir. Bu öneri fareler tarafından alkışlarla onaylanır.   Bu arada bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare ayağa kalkar ve bu önerinin çok zekice olduğunu, başarılı olacağından hiç kuşkusu olmadığını belirtir.   Fakat der, Kafamı bir soru kurcalıyor. Aramızdan kim kedinin boynuna çan asacak? ?

*  DERSİMİZ; İYİ BIR PLAN YAPMAK AYRI, O PLANI GERÇEKLEŞTİRMEK AYRIDIR. *   İnsanlar  Felsefeyi Çocukken MASALDAN, Sonra Kitaplardan, İhtiyarlayınca'da ARKALARINDA  Kalan Hayatlarından ÖĞRENEBİLİRLER*

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.