İşsizlik rakamları açıklanır da ortaya çıkan rakamlara göre pek çok şey değişim gösterir. Örneğin borsa etkilenir; düşer veya çıkar…
Geçtiğimiz sene işsizlik verileri yüzde 15’ler seviyesinde açıklanmıştı da muhalefet iktidara istihdam yaratamadı diye yüklenmişti. Oysa muhalefetin de iktidar zamanlarını gördü bu millet…
Yani bu ‘iş’ meselesi bugünden yarına hallolacak gibi değil…
Dünyaya nizam veren ABD bile çözemedi de her ay açıklanan rakamlarla hem kendi borsasını hem de dünyadaki pek çok ülkenin borsasını anında etkiler…
İşsizliğe kim nasıl bir çare bulacaksa bulsun, biz Konya’ya dönelim…
Aylardır eleman arayan firmalar var. Gazetelerin eleman aranan sayfalarına bakarsanız, anlarsınız hadisenin boyutlarını. Maalesef eleman yok! E peki nerede bu işsizler?!..
Bir yandan işsizlik rakamları artıyor rekor kırarak, bir yandan eleman sıkıntısı had saflara ulaştı. Bu nasıl bir iştir…
Geçtiğimiz aylarda biz de gazete olarak birkaç eleman almaya karar verdik. ‘Bizimle çalışmak ister misiniz?’ şeklinde bunu duyurarak. Maalesef bulamadık; hala arıyoruz, ama bulamıyoruz…
Öyleyse bizimkisi işsizlik sorunu değil, kalifiye eleman sorunu. İş arayanlarımız kendilerini yetiştirmiyorlar, vasıfsız olarak ortalarda dolaşıyorlar. Anlaşılan keyifleri de yerinde ki kendilerini kalifiye sınıfına sokmak için bir gayrete de girişmiyorlar. Örneğin biz aradığımız evsafta birilerini bulamayınca, vasıfsız, ama vasıf kazanma potansiyeli olan eleman aramaya başladık. Bir süre emek verip hem kendi ihtiyacımızı karşılayacağız hem de eleman artık nitelik kazanacak. Yok! Öyle birini de bulamadık!..
…
KPSS diye bir imtihan yapılır ara ara duymuşsunuzdur. Kamu Personel Seçme Sınavı. İşte ne varsa devlette mantığıyla tüm ‘işsizler’imiz bu imtihana hazırlanıyorlar. Sırf bu imtihanlara hazırlayan kurslar açıldı ve dolup taşıyor. Kapağı devlete atmak yani bütün mesele…
Okulu bitiren gözünü devlete dikiyor…
Doğru dürüst bir okul okuyamayanlar ise, Şeker Fabrikası gibi özerk kurumlarına girmeye çabalıyor. Adese’ye bile işe girmek için hatırlı adam arayanlar oluyor…
Niye? Ya devlet, ya da devlet gibi sağlam bir kurumda çalışma ihtiyacı…
Hani film şirketindeki çaycıya filmde rol teklif ediyorlar da “Sigortam devam edecek mi?” diye soruyor ya…
…
Uzun yıllar öncesiydi. Ben de Meram Belediyesi’nde ‘sözleşmeli’ statüsünde mesleğimi icra ediyordum. Belediye memuriyet imtihanı açtı, dışarıdan kimse alınmadan hali hazır çalışanlara yönelik. Biz de girdik imtihana memur olalım diye… Mülakatta bana o zamanlar başkan yardımcılığı yapan İbrahim Ataç demişti ki “Seni memur yapmayacağız, yakında kadro gelecek ‘işçi’ kadrosu vereceğiz sana…” Hakikaten de öyle oldu. Beni memur yapmadılar, ama birlikte çalıştığımız pek çok arkadaş memur oldu. Biz o zaman kızmıştık, üzülmüştük, ama 6 ay sonra ‘kadrolu işçi’ yaptılar bizi…
Bizim maaşımız memurların iki katından fazla idi, yaptığımız iş aynı olmasına karşın…
Beni memur yapmadıkları için ilkin kızdığım idarecilere sonra dua ettim. Çünkü benim için o zaman aldığım ücret önemliydi ve belediyede bir kariyer hesabım yoktu. Ve olmadı da zaten…
Belediyedeki bu imtihana kadrolu iki işçi arkadaşımız da girmişti, memur olmak için. O kadar garibime gitmişti ki, “Yahu siz kadrolusunuz, memur olup ne yapacaksınız?” dediğimde, ‘garantisi var’ demişlerdi, sanki işçinin garantisi yokmuş gibi. Maaşları o kadar düştü, ama memur oldu o arkadaşlar…
…
Hülasa, ne iş arayan var, ne kariyer planlayan. Herkes memuriyet peşinde, olan bize olacak.
Bir yanda işsizlik rakamları rekorlar kırmaya devam ederken bir yanda biz çalıştıracak kimse bulamayacağız...