Emanet…

Hümeyra Uslu

Ramazan gitmekte farkında mıyız?

Emanete iyi baktık mı peki? Ramazan vakti bize emanetti hani ya… Ona sahip çıktık mı?

Emanete iyi bakmaktan kastım ibadetlerinizi sorgulamak falan değil tahmin edersiniz ki… Ne demiş Niyazı-i Mısri, “Savm u sâlât u hac ile sanma biter zâhid işin, İnsân‐ı Kâmil olmaya lâzım olan irfân imiş.” Yani; ibadetlerin arasında kalan işleri Allah rızası için yapabilmek, ince Müslüman olabilmek…

Ramazanda yürürken yolda, birilerine selam verdik mi? Çok olanlar, az olanlarla elindekileri paylaştı mı?  Hiçbir şey yapamadık ya hani o vakit ailemize, arkadaşlarımıza gülümsedik mi?

Ben buradan bakıyorum. İbadet denilen şey yerle gök arasındaki her şeyle bir hukuk kurmak sanırım.

Dua ettik mi mesela? “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!” diyor ayette. Dua etmek başlı başına bir ibadet. Bu vesileyle şunu söyleyeyim: Allah kullarının duasını mutlaka kabul edermiş. Ancak bizim kendimiz için hayırlı olduğunu zannettiğimiz şeyleri değil; bizim için hayır murad ettiği şeyi verirmiş.

Noksanlarımızı gördük mü mesela şu emanet günlerde? Kendimize dönüp bi’ baktık mı? Hep okuyanlara soruyorum hiç cevap vermiyorum sanmayın. Ben bu yazdığım yani size sorduğum soruları önce kendime soruyorum.

En çok neyin kalbimizi yokladığını, en çok ne ile meşgul olduğumuzu soruyorum. Arıyorum bu cevapları. Zaman zaman kendimi suçlu hissettiğim, kötü hissettiğim, pişman hissettiğim de oluyor.

Emanet Ramazan ayında oldu bu mesela. “Öyle demeseydim, öyle yapmasaydım” gibi şeyler dedim kendime. Kızdığım da oldu. Ramazan biraz da böyle bir şey galiba. Durup bir düşünmeyi nasip ediyor ağırladıklarına. Durup bir “ne yaptım” sorusunu sordurtuyor.

Bu yazıp ettiklerim Ramazanda olması gerekenler değil onu da ekleyeyim. Sadece Ramazana özgü olması gerekenlerden bahsetmiyoruz. Bir ömrü Ramazan gibi geçirmekten bahsetmiştim hani birkaç yazı önce. Tam olarak o.

Zaten Ramazanı da uğurlamıyoruz biliyorsunuz. Bayramla başlayacak esas Ramazan ve 11 ay devam edecek. Uğurlamayın Ramazanınızı.

Peki ne yapmalı, bir gönüle mi girmeliyiz? Gönüle girmek ne demek peki? O gönülde de Allah olduğunu bilmek. Kırmamak, dökmemek, incitmemek galiba.

Sormuşlar, “İnsan dünya ve ahirette mesud olmak istiyorsa ne yapmalıdır?” Cevap vermiş; “Kalbinde Allah’tan başkasına yer kalmayacak.” Soruyu soran “Peki bunu başaramazsak” deyince, cevaben diyor ki: “Böyle birisini bulup onun gönlüne girmeye bak.” Bu da zor yapılamaz gibi gelmesin. En azından bunun idrakinde olanlarla birlikte olarak, yan yana durarak bunu başarabiliriz diye düşünüyorum.

Güzel ahlaklı olup incitmeyip incinmeyeceğiz.

Sanırım hayatımızı buna göre dizayn edersek bir şeyler biraz daha yolunda gidecek. İnsan neyi istiyorsa, ona sahip olanla beraber olacak. Sözün özü budur.

Haftaya bir yazı muhtemelen olmayacağı için şimdiden veda etmek daha makul göründü gözüme. Hepinizin bayramı bayram olsun.

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.