Türk Silahlı Kuvvetleri'nden Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararı ile ihraç edilen askerlerden edebiyatçı Prof. Dr. İskender Pala, üniforma içerisinde geçirdiği 15 yılı, kendi deyimiyle 'kategori dışı' bir kitapta topladı. Pala, "Emine Hanım GATA'ya alınmamış, biz ise kovulduk" dedi...
'İki Darbe Arasında' adlı kitabına 'Keşke yaşanmasaydı' diye başlayan Pala, 28 Şubat sürecinde yaşanan çarpıklıkları, ilginç ve çoğunlukla acı veren hatıralarını roman tadında anlatıyor.
Eşi, başörtülü olduğu için katlanmak zorunda kaldığı olayları, her şeye rağmen edebiyat aşkıyla yapabildiği çalışmaları ve TSK'daki trajikomik olayları kaleme alan İskender Pala ile 'ilginç zamanlar'ın hikayesini konuştuk. Disiplinsizlik nedeniyle ordudan atılan ama sicilindeki tek disiplinsizlik cezası, şehit cenazesine kısa kollu elbise ile katılmak olan eski asker Pala, 1996'daki YAŞ kararıyla ihraç edilen bin 665 askerin hikayesini yazdığını söyledi.
Bu insanların itibarının geri verilmesini isteyen Pala, "Hiçbir suçları olmayan insanlara sabıkalıdan da öte şerefsiz insan muamelesi yapıldı. Bu 28 Şubat'ta bu şerefin geri verilmesi gerekiyor" dedi.
GİTTİĞİMİZ YERLERDEN KOVULDUK
Travma yaratacak şeyler yaşadıklarını anlatan İskender Pala, Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın GATA'ya girememesi haberleriyle ilgili ilginç bir hatırlatma yaptı. Olayın ardından, Genelkurmay Başkanı'nın da 'Keşke yaşanmasaydı' dediğini hatırlatan Pala, "Emine Erdoğan'ın başına gelen, daha ağır şekilde bin 665 insanın eşinin başına hem de birkaç defa geldi.
Emine Hanım’a, lütfen gitmeyin denmiş. Ama bizimkiler gittikleri yerlerden kovuldular. Başörtülerine el uzatıldı. Birisi çıksın bana 'Keşke yaşanmasaydı' desin, bunu istiyorum. Çünkü, yüreğe acı aynı şekilde girer. Evimizde askeri konular hâlâ sohbet konusu edilmez çünkü hoşlanmayız. 15 yıllık hatıralarımızı hepimiz unuttuk. Birilerinin bunu telafi etmesi lazım" diyerek tepkisini dile getirdi.
YARGISIZ iNFAZ EDiLDiK
Prof. Dr. İskender Pala Deniz Kuvvetleri'nde geçirdiği 15 yılın daha ziyade hüzünleriyle hatırlanacak yıllar olduğunu söyledi. 28 Şubat sürecinin toplumun üzerinde bütün ağırlıyla hissedildiği dönemler olduğunu belirten Pala, kitabı niçin yazdığını ise şöyle anlatı: "Tarihe bir belge olsun ve insanlar böyle bir dönem yaşandığını bilsin diye yazmak zorundaydım.
Ayrıca, TSK'daki birtakım kötülükler var ise her kurum gibi onların ayıklanması gerekiyordu bunun için yazdım. Çünkü o kurum leke götürmez. Bir de TSK'dan yargısız infaza tabi tutularak kapı dışarı edilmiş bin 665 insan var. Artık bu insanların yargılama, emeklilik hakları ve itibarları iade edilsin."
BALYOZ TANIDIK GELDiK
itabı 2003 yılında kaleme aldığını belirten Pala TSK'ya zararı dokunur diye düşünerek 2009 yılına kadar beklediğini söyledi. Amacının kavga değil sadece insanların birbirlerine gülümsemesi olduğunu vurgulayan Pala, ortaya çıkan darbe planları ile ilgili ise şöyle konuştu: "Kafes, Balyoz gibi planlar, tatbikatlar, senaryolar çok tanıdık geldi. TSK'da her yıl dış tehdide karşı Balyoz gibi planlar yapılır. Burada vahim olan bir askeri tatbikat planının kendi insanının figürleri üzerinden yapılıyor olmasıdır. Yani camilerin, dindar insanların, gazetecilerin hedef alınmasıdır."
Serbest ÖZDEN/İSTANBUL