EMİNE ESİRGENLER’İN “NAZARLIKLAR”DAN SANAT ESERLERİ

Seyit Küçükbezirci

 “Hilafsız” söylüyorum: 2016 yılının en ilginç sergisini geziyorum, hayretler içinde…

Öyle ilgi gören bir sergi ki, en başta Valimiz Muammer Erol, Selçuk üniversitesi Rektörümüz Mustafa Şahin; baylar, bayanlar; iğne atsan yere düşmez misali..

Novotel salonunda açılan, 41 eserden oluşan, “Dünyayı pazar, âlemi nazar eyledik” adı konan “Nazarlıklar Sergisi”nin sanatçısı Emine Esirgenler.. Selçuk Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi öğretim üyesi..

Berna resim çekiyor; ben, ben her nazarlığın başında dalıp dalıp gidiyorum.. Selçukya’nın bozkırlarında “çini mavi gözlü kadınlar”dan korkardık. Koltuğumuzun altında balmumuyla su geçirmez yapılmış, tekne muhafaza içine alınmış “Hamayli”ler vardı: “Kem göz”lere karşı; ama: “Nazar, deveyi çömleğe sokar” inancıyla büyüyorduk.. Evimizin eşiğinde at nalı çakılıydı: yüzerliklerle donatılmış kuru at kafası asılıydı; omuzlarımızla ince iğde dallarından yapılan “dağdağan”lar dikiliydi; annemin “beybeni beğendi” çiçeklerinin üstünde bile, bir kamışa geçirilmiş yumurta kabuğu sallanırdı..

 “ELEMTERE FİŞ, KEM GÖZLERE ŞİŞ” 

“AT BOKUNDAN ATLASIN, CUMA GÜNÜ ÇATLASIN”

Berna kolumda, geziyoruz sergiyi.. “Nazarlık Tasarımları”: halk kültürünün, “inanç kültürü”nün en yaygın, çağlar boyu yaşayan “Nazar/Nazarlık” kültürünün yeni yorumlarla, yeni çağdaş tasarımları ile başbaşayım.. Analizler yapıyorum, sentezler yapıyorum; “Yaşatılmazsa kültür de ölür” gerçeği ışığında Emine Esirgenler’in yaptığı işi değerlendiriyorum.. Emine Esirgenler, bin yılların inancını, inanç özüne dokunmadan, bir “ev içi görsel obje” haline getirip yaşarma imkânı sağlıyor.. Emine Esirgenler, bilinen kimliği ile bir “Üniversite Hocası”; ama bence, bu yaptıkları ile de bir “sanatçı”..

“GÖZ DEĞMESİ”/ BEYİNDEN GELEN “NEGATİF IŞINIM” / CANLI, CANSIZ HERŞEYİN “ECDADI” OLABİLİYOR

“Nazar”, “Göz değmesi” olgusunun nedenlerine, niçinlerine bilim hala ulaşamamıştır.. Bir şey, sadece, “yok” demekle “yok” olmaz. Bir şey zaman zaman “somut” olarak ortaya çıkıyorsa; binlerce yıldır inanılıyorsa, korkuluyorsa, korunmak için henüz izaha muhtaç nesnelerle önlem alınmaya çalışılıyorsa… “Ateş olmayan yerde duman çıkmaz” deniyorsa.. İş inanıp inanmamaya kalıyor.

“Türk folkloru” açısından da çok önemli unsurlar taşıyan “Nazarlıklar Sergisi” konusunda; artık “Sanatçı”da diyebildiğim Emine Esergenler, sergisi konusunda şunları söylüyor: 

“Sergide mavi boncuk (göz boncuğu), çeşitli boncuklar, renkli düğmeler, pul, çan, nal, çengelli iğne, anahtar, kilit, hayvan kabukları, çarık, takunya, su kabağı, iğde ve karaağaç dalları, taşlar, ayna, çeşitli renkte keçe, kumaş ve ip gibi malzemeler asgari düzeyde nazarlıkların tasarımında kullanılmaya çalışılmıştır. Araştırma sürecinde nazara karşı koymak için koruyucu, iyileştirici, tedavi edici işlemlerin bu günde inanılarak yapılmakta olduğunu tespit ettim. Konya Türk kültür ve sanatı yönünden oldukça önemli ve zengin bir şehirdir. Bu sergi ile Türk kültürünün önemli bir parçası olan nazarlıkların kaybolup yok olmalarını önlemek, halkı bilinçlendirerek geleneksel Türk kültürünün korunması, bakımı ve teşhir edilerek gelecek nesillere aktarılması, daha sonra ki araştırmacıların faydalanacağı katolaoğlar oluşturup, yararlanmaları sağlanarak zengin nazarlık koleksiyonları kazandırabileceği düşüncesiyle bu sergiyi sanatseverlerle buluşturdum.”

EMİNE ESİRGENLER’İN FOLKLORA, TURİSTİK HEDİYELİK EŞYA KATKILARI..

Maddi folklor ürünleri, özellikle bu etnografya “Kadim Halk Kültürü” nü yaşatır, yayar, ülke içinde ve dışında “Tanıtım Aracı” olur. Folklorik ürünlerden yeterince turizm açısından faydalanılmada çok geç kalmıştır.

1950’lerde, 1960’larda, daha “turizm” nedir bilinmezken, Konya’yı, Mevlâna’yı yurda ve dünyaya tanıtmak için kurulan Konya Kültür ve Turizm Derneği, “Hediyelik eşya” olmazsa turizm girişimleri eksik kalır” gerçeğini keşfetmişti. Geleneksel “Konya Kaşıkçılığı” can çekişiyordu. Ham kaşıklara Mevlâna’nın sözleri; Selçuklu ve Osmanlı motifleri rengarenk boyandı.. Onlarca atölyede yüzlerce kaşık ressamı yetişti; Konya’ya/Mevlana’ya ziyarete gelenler şehirlerine/ülkelerine demet demet “Konya süs kaşığı” ile döndüler.. Sonra, bakır tabaklar üstüne “kazıla yöntemi” bulundu; hem şehir dünyaya tanıtıldı, hem üstünden “ekmek yendi”..

Konya’da, turizmden maddi ve manevi kazanç bekleniyorsa: “Hediyelik Eşya Sektörü” hızla kurulmalı, desteklenmeli.. Bir “etli ekmek” , bir “Mevlâna Şekeri” yetmez. Emine Esirgenler, “Nazarlıklarıyla turizme katkıda bulunma yolunu açtı. Tebrik ediyorum.

Valimiz Muammer Erol’un sanat ve kültür faaliyetlerinde bulunmayı hiç ihmal etmediğinin de şahidiyim. Bir “Vali”nin, bir sanatçının sergisinde, toplantısında bulunması öyle mutluluk, gurur, onur, heves yaratır ki; anlatmaktan dil aciz. Bilirsiniz, “Marifet iltifata tabidir”..

SERGİNİN AĞIR MİSAFİRLERİ

Sergiye; Konya Valisi Muammer Erol, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Sanat ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Emine Esirgenler ve çok sayıda davetli katıldı.

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.