Koca bir kâğıda “İHTİRAM” yazdım...
Sonra karşısına oturup; “Kime” cevabını bekledim…
“İhtiram en çok, hem de “El Pençe Divan Durularak” kadınlara gösterilmeli” diye bir “hüküm” doğdu içime...
8 Mart Pazar günü; “Dünya Kadınlar Günü”… Türkiye’mizde de ilk kutlama 1921 yılında yapılmış; 1974’ten sonra da devamlı yapılır hale gelmiş.. Pazar günü de kutlamalar, nutuklar.. yok gibi.. timsah gülücükleri..
Olsun, hiç yoktan iyidir.
Ama, “Kadınlar Günü” konusunda kendi payıma diyeceklerim var.
Buyurun lütfen...
Ben, sen, o.. Biz, bin yıllık bayraklarında, “Selçuki toprakları”nda “TEK GÖVDEDE ÇİFT BAŞLI PUHU KUŞU”nun ne anlama geldiğini biliriz.
Ben, sen, o.. “Düzbel, Miryokefalon Savaşı” ile Anadolu’yu vatan yapan, Alaaddin’de yatan 2. KILINÇ ARSLAN’ın “Şahsi mühürü Şahsi arması”ndaki “İKİ GÖVDELİ TEK BAŞLI ARSLAN”ın derin manasını biliriz. O kutsal ongun’un biri bay, biri bayan.. O çift gövdeli tek başlı arslan’ın biri bayan, biri bay.
Gazi Mustafa Kemal; 20 M art 1923’de, yanında eşi Latife Hanım olduğu halde Konya’ya beşinci gelişidir.. “Hilali Ahmer Konya Şubesi Kadınlar Cemiyeti”ni ziyaret eder; Gazi ve eşi şerefine, Konyalı hanımlar, bir çay düzenlemişlerdir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Konya kadınlarına şöyle seslenir: “Bu dakikada Konya’nın çok seçkin değerli hanımlarıyla, çok muhterem aydın hemşirelerimizle ve kendilerine refakat eden arkadaşlarıyla hep bir arada bulunmaktan çok memnun ve mütehassisim.” Ve devam eder:
Kadınlarımız aslında toplum hayatında erkeklerimizle her vakit yan yana yaşadılar. Bugün değil, eskiden beri, uzun zamanlardan beri, kadınlarımız erkeklerle baş başa mücadele hayatında hayat-ı maişette, erkeklerimizden yarım adım geri kalmayarak yürüdüler. Belki erkeklerimiz memleketi istila eden düşmana karşı süngüleriyle, düşmanın süngülerine göğüslerine germekle düşman karşısında ispat-ı vücut ettiler. Fakat erkeklerimiz teşkil ettiği ordunun hayat menbalarını kadınlarımız işletmiştir. Memleketin asıl varlığını hazırlayan kadınlarımız olmuş ve kadınlarımız olmaktadır. Kimse inkâr edemez ki, bu harpte ve ondan evvelki harplerde milletin hayat yeteneklerini tutan hep kadınlarımızdır. Çift süren, tarlayı eken, ormandan odunu, keresteyi getiren mahsulatı pazara götürecek paraya çeviren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber, sırtiyle kağniyle kucağındaki yavrusuyla, yağmur demeyip, kış demeyip sıcak demeyip, cephene makinelerini taşıyan hep onlar, hep o ulvi, o fedakar, o ilahi Anadolu kadınları olmuştur. Binaenaleyn hepimiz bu büyük duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle ebediyen taziz ve takdis edelim.
KADINLAR HAKKINDA “ATASÖZÜ” OLARAK SUNULAN UTANÇ VERİCİ SÖYLEMLER
Kadın kaşık düşmanıdır.
Kadınlar: “Eksik Etek” ...
Kadınlar karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin...
Elinin hamuruyla erkek işine karışma...
Kadına giderken kamçıyı unutma...
Lütfen söyler misiniz, laf mı bunlar? Lafın insafsızı ve merhametsizi.. Bunlar “atasözü” felan değil.. Hiç söylememeli, söyleyenin payını vermeli. Kitaplardan; atasözü ve deyimler kitaplarımızdan kazıyıp atılmalı.
Konya’da, “kadim mahalleler”de anlatırlar.. Her ne sebeptense, bir hayırsız oğlan, anasını almış, bir dağ başında öldürmüş, ciğerini de eline almış, dağdan aşağı iniyor.. Hayırsızın ayağı bir taşa takılmış, takla makla düşmüş; elindeki anasının ciğeri “vay guzum” demiş..
İşte “ana ciğeri”; kadın gönlü bu..
Cevahir değerinde, gerçeği tam yansıtan “atasözleri”miz de var.. “Ana gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar bulunmaz” demişiz, bin yıldır.. “Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar” demişiz bin yıldır.
Hemşerimiz Karamanlı Yunus Emre şöyle seslenir:
Asi kulum defterine bak, derse
Yüzüyün karaları gör ne çok derse
Yerim, göğüm arasından çık derse
Hayıf bana, yazık bana, vah bana
Bence, öyle hissediyorum ki “yerim, göğüm arasından çık” deneceklerin başında anasına ve kadınlara zulmedenler de olacaktır.
Konya halkının kültürü bir “Başkent kültürü”.. Gonyalı Gara dakım gadınlar muhteşem “ev okulları”nda, dizinin dibinde çocuklar toplaşırlar; ellerini havaya kaldırırlar, parmaklarını birleştirirler: başparmağın üstünde serçe parmağa doğru bir çizgi çekerler; “Canı cana ölçmüş, fazlasını kesmişler” derler.
Kutsal kitabımız “ey insanlar” diye seslenir; “kadınlar” ya da“erkekler” değil; “ey insanlar”…
“Kadınlarımız kim?” diye soracak olurlarsa Alaaddinde yatan, Anadolu’yu vatan yapan arslana sorsunlar: Kurtuluş Savaşı’nda Konya kadınlarını en yakından tanıyan hemşerimiz Gazi Mustafa Kemal’e sorsunlar..
8 Mart Kadınlar Günümüz cümlemizle hayırlı uğurlu olsun...