Şiire dair birçok tanım vardır Türk ve dünya literatüründe… Ben en çok bunların musiki ile ilintili olanlarını severim. Şiir ve musiki iki vefalı arkadaştır… Sırlarını birbiriyle paylaşan ve bu halleriyle “iki kişinin bildiği sır değildir” beylik sözünü lisan-ı halleriyle tekzip eden… “Ben en çok bunların musiki ile ilintili olanlarını severim.” Derken zannetmeyin ki içinde musiki duymadığım şiirleri okumam…Ama içinde sessiz de olsa bir ritmin saklı olduğu şiir de var mıdır onu bilemem ya… Lakin kimi şiirler vardır sizi kimi zaman anlama kilitler…Bağrında saklı olan “bana dair”e alır götürür. Mutlaka içinde size ait bir “benim hikayem bu”su saklıdır kimi satırlarda… Kimi zaman size nereleri ve kimleri hatırlatır bunlar. Üstünüzde ve içinizde izi kalmış bir hikayeyi hatırlayarak başlarsınız size dair olduğunu düşündüğünüz bir yanından tutarak, size dair olanı size dair olmayandan okumak/dinlemek sadedinde… Önce bir “dur” çekerek size dair düşünceleri size dair dile getirmek adına susturur sizi size dinletmek için şimdi şu gelenlerde olduğu gibi:
“ Dur...
Kimliksiz duygular giriyor ömre
Gasp etti sorgusuz sualsiz - hayallerimi
İklim karmaşası gönül, çekiyor
Volta'da entellektüel hallerimiz - Bahşiş zayıf
Kır kokusu, konan her kelebek omuzlarına
Çiçekler fedakar değildi
Açmıyorsa ilk göz ağrımız karanfiller”
Konmuyor umut, üflenti hayaller peşin sıra, tek günlük ömürlerde...”
Hatırlarsınız “üflenti olmuş hayaller”in peşiniz sıra gitmediğini siz hayallerin peşi sıra gitmekten yorulduğunuzda… Bir kahır savurursunuz ardınız sıra gitmeyenlere bir zaman ardı sıra gittiğinizi hatırlamadıklarında… Sahi hiç hayal kurmaktan yorulduğunuz günler oldu mu?.. Sahi hiç kahırlandınız mı hala ardı sıra durduklarınız sizi “ardımda” mı diye olmadık yoklamalara çektiklerinde. Olmasını istemediğiniz şekilde bu yoklamalar çöktü mü gecelerinize karabasan misali?
Damla damla akıyor yalnızlık
Üstüne konduramadığın hasret
İçinde özlem sızı, umut değil artık
Gözlerinde yol alan ağır askeri darbeler, suskunsun
Konuşsanda sussanda ağır aksak adımladık...
Kimliksiz akşamlarda ağlıyorken
Gönlünde isimsiz mısralar
Kapanıp açılırken kapılar, gıcırtıya takılıyorsan
Sek çekilmiş bir nefes konuyor ömrünün bam teline
Konuşan başka dinleyen başka, serzeniş ses, aşk başka... (*)
Bambaşka Hıçkırıkların işgalinde
Hangi işgal vardır ki insan kimi zaman ona karşı teslim bayrağı açmayı en büyük başkaldırı addetsin? Ağzınız en son hangi şaşırtıcı imtihanda açık kaldı? Sevgi menzilinde hangi kuralsız ve sevgi okulu yönetmeliğince hangi “hayasız” imtihana maruz kaldınız en son?.. En son hangi umudunuz sızıya dönüştü?.. En son hangi şiir hatırlattı sizin “O” nuzu size? En son hangi şiir damladı yüreğinize?