En son ne zaman hayal kurdunuz? Ne zaman Dünya Haritasına baktınız? Gezmeyi, düşünmeyi, düşlemeyi özlediğiniz ne kaldı? İzlediğim konuşmada? Beyin tümörü olan bir hastadan bahsediyordu konuşmacı. Beyin cerrahıymış. Yapılan çeşitli ameliyatlar ile hayatının iki yıl uzadığını ifade ettiği hastasından aldığı bir teşekkür mektubundan bahsediyordu. Teşekkür etmiş hastası. Hasta olduğunu öğrendikten sonraki iki yıl içerisinde 47 yıla sığdıramadığı ne varsa onları gerçekleştirmiş. Bir hafta sonra da ölmüş… iki yıla ya da iki haftaya sığdıracağınız şeylerin listesini yapsanız kaç sayfa tutar?
Facebook veya twitter, instagram gibi sosyal medya araçlarından nice zamandır yeni bir türkü dinlemiş, karşılaşmış değilim. Takipçilerimin ya da arkadaşlarımın hepsi psikopat olamayacağına göre hayattan çekilip giden bir şey var demektir… candy crush saga davetleri dahi almaz oldum. Bunca olan biten içerisinde hayatını bir şekilde sürdürmeye devam insan varlığından haberdar ediyordu bunlar.
Beyin üzerine yaptığım okumalarda karşılaştığım şeyler, ilginç bağıntılar kuruyorum. Uyuşturucuların zihindeki etkisi, iyi bir iş yapmış olduğumuzda, aferin aldığımızda, kendimizi ödüllendirdiğimizde beynin salgıladığı yapı ile aynıymış: Dopamin, seratonin gibi mutluluk hormonları. Kendini ödüllendirmekle ilgili. Takdir görmek, başarmak, adanmışlık, odaklanmak… Başarılamayan şeylerle çevrili hayat. Kaçış rampaları da çok yok.
Benim için hayal kırıklığı olan insan sayısındaki artış üzüntü verici. Bu yüzden kendi kendime konuşmaktan, düşünmekten, anlatamamaktan ve anlaşılamamaktan yoruldum…
…
İki hafta önce, Konya STK’ları Şerafettin Camisinde Cuma çıkışı Kudüs için gösteri ve gıyabi cenaze namazı kılacak diye haber vermişti arkadaş. Tamam, orada olurum dedim. Cuma namazına doğru, caminin girişine büyük bir Filistin ve Türk Bayrağı asılmıştı. Namaz çıkışı 69? STK’yı bünyesinde barındıran platformun mitingine katılım, Kudüs duyarlılığı, katılım oranı ne olacak gibi sorular vardı zihnimde… tatmin edici cevaplara ulaşamadım.
Namaz çıkışı toplananlara katılan çocukların elinde Kudüs, kaleşnikof armalı bayraklar vardı da ne bayrağıydı bilemedim. Sorsam o çocuklar da bilemezdi sanırım. Ay yıldızlı bayrağı görememenin hüznü, yabancılaşmanın boyutları, atılan sloganlarda (Suriye’deki rollerinden sonra hala) “Hizbullah” adının geçebilmesi gibi gariplikler, ilk sözü alan konuşmacının hamaset kokan ama bir şey ifade etmeyecek olan konuşması, STK sözcüsünün konuşmasındaki “hitler” gafı, çıkan tartışma vs… yazık! Kendimizi kandırmaya devam ediyoruz. İsrail’in Filistin’deki uygulama, işgal ve cinayetlerine pervasızca devam etme cesaretinin cevabı bu mini mitingde saklı yatıyor olabilir.
…
Büyük Kudüs Mitingine gitmeyi isterdim, gidemedim. Konya’daki hata İstanbul’da tekrarlanmamış ve alana gelenlere Türk ve Filistin Bayrakları dağıtılmış. Bu konularda atan bir kalp olması güzel. Konuşmacılar neler söylemiş diye merak ettim ama miting alanındaki hazırlık ve detaylar konuşmacıların sözlerinden daha çok yer bulmuş gazetelerde. “Yenikapı'da gerçekleştirilecek miting için alana büyük bir platform kurulurken, vatandaşların mitingi daha rahat takip edebilmesi için farklı yerlere dev kolonlar ve ekranlar yerleştirildi. Ayrıca vatandaşların kullanımı için alanın farklı yerlerine mescit kuruldu. Acil müdahale için ambulans ve sağlık ekiplerinin de hazır bekletildiği alana, seyyar tuvaletler de yerleştirildi.”
… yazık.