Daha önce Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanlığı görevinde bulunan CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer, AA muhabirinin soruları üzerine, kışa girmeden önce hastalıklarla mücadeleye yönelik önerilerde bulundu.
Kış aylarında başta viral enfeksiyonlar olmak üzere bakteriyel enfeksiyonların sıklığının arttığına işaret eden Usluer, bunların başında da üst solunum yolu enfeksiyonları, bademcik iltihabı, daha ileri durumda zatürrenin geldiğini anlattı.
En önemli risk gruplarını 65 yaş üzeri kişiler ve 5 yaşın altındaki çocukların oluşturduğunu dile getiren Usluer, bu kişilerde hem enfeksiyon sıklığının daha fazla hem de enfeksiyonların daha ağır seyrettiğini söyledi. Usluer, bundan dolayı bu grupların öncelikli korunması gereken gruplar olduğunu ifade etti.
Usluer, zeminde risk faktörü olanlar ve 65 yaşın üzerindeki bireylerin de grip aşısından bağımsız olarak daha önce olmamışlarsa mutlaka zatürre aşısı olmaları gerektiğini kaydetti.
Ancak bunun, grip ve zatürre aşıları olanların hastalığa yakalanmayacakları anlamına gelmediğine işaret eden Usluer, "Ama bu şu demektir; aşılananlarda enfeksiyon olsa bile hafif seyreder, hastaneye yatış sıklığı daha düşük olur, ölüm oranı son derece düşük olur. Aşılanmayı öneriyorum." dedi.
"Antibiyotiklerin azı karar çoğu zarar"
Kış aylarında beslenmenin de önemine değinen Usluer, sıkı diyetleri, bağışıklık sistemini baskılayacağı için önermedi. Vücut direncini artırıcı, kalorisi yüksek yiyeceklerin yenmesini isteyen Usluer, "Zaten soğukta ihtiyaç da artır. Bol sebze, meyve, turunçgil; C vitamini önemli." diye konuştu.
Gaye Usluer, antibiyotiklerin azının karar, çoğunun zarar olduğunu ifade ederek, her enfeksiyonun antibiyotik tedavisi gerektirmediğine dikkati çekti. Usluer, gereksiz antibiyotik kullanımının, antibiyotiklere direnç sonucunu ortaya çıkaracağı uyarısında bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu nedenle viral enfeksiyonlarda asla antibiyotik kullanılmamalıdır. Sadece kanıtlanmış bakteriyel enfeksiyonlarda antibiyotik tedavisi gerekir. Eczaneye ya da eczacıya danışarak değil de hekim önerisiyle antibiyotik kullanılmalıdır. Türkiye, OECD ülkeleri içinde hasta başına düşen hekim sayısı açısından en kötü ülke durumunda. Böyle olunca hekimler dar zaman aralığında çok fazla sayıda hastaya bakmak zorundalar. Bir hastaya ayrılacak ideal zaman 30 dakikadır. Ne kadar kısa zamanda bakarsanız o kadar yanlış, eksik tanı, hızlı reçete yazıp bir an önce hastayı göndermek olabilir. Bunlar da antibiyotik kullanım sıklığını artıran faktörler."