ANKARA (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, alınan önlemler sonrası enflasyon görünümündeki bozulmanın durduğunu belirterek, "Atılan adımların etkilerini yıl içinde giderek daha belirgin şekilde görmeye başlayacağız. Birikimli maliyet etkilerinin azalması ile enflasyondaki düşüşün sürmesini bekliyoruz." dedi.
Çetinkaya, "Enflasyon Raporu 2018-I"in tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda, tüketici enflasyonunun 2017 yıl sonunda yüzde 11,9 ile tahminlerin üzerinde gerçekleştiğine, buna temel olarak işlenmemiş gıda, kur ve petrol fiyatlarındaki yukarı yönlü seyrin neden olduğuna, gıda enflasyonunun yüzde 13,8 ile öngörülerin önemli ölçüde üzerinde kaldığına dikkati çekti.
Başkan Çetinkaya, iktisadi faaliyetteki güçlü seyrin enflasyondaki yukarı yönlü trendi destekleyen bir diğer unsur olduğunu belirtti.
Mobilya ile beyaz eşya sektörlerindeki geçici vergi indirimlerinin sona ermesi, bazı sektörlerde toplam talebin güçlü olması ve giyim grubunun ağırlık sistemindeki yöntem değişiminin etkilerinin temel mal enflasyonundaki yükselişte belirleyici olduğunu ifade eden Çetinkaya, gıda enflasyonunda kaydedilen artışta daha ziyade süt ürünleri kaynaklı olarak gıda fiyatlarının etkili olduğunu kaydetti.
Çetinkaya, enerji fiyatlarının da uluslararası petrol ve diğer girdi maliyetlerindeki gelişmelere bağlı olarak yükselmeye devam ettiğini dile getirerek, üretici fiyatları kaynaklı baskıların, bu çeyrekte, döviz kuru gelişmeleri ile petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki artışlara bağlı olarak güçlendiğine dikkati çekti. Çetinkaya, enflasyonun ulaştığı yüksek seviyenin geriye dönük endeksleme mekanizmasının güçlü olduğu alt kalemleri olumsuz etkilediğini bildirdi.
Orta vadeli enflasyon beklentilerindeki yükselişin yakın döneme kadar sürdüğünü belirten Çetinkaya, "Bu görünüm altında çekirdek enflasyon yüzde 12,3 seviyesine ulaştı. Çekirdek göstergelerin ana eğilimi de yüksek seviyelerini korudu." ifadelerini kullandı.
- İç talebin büyümeye katkısı
Çetinkaya, iktisadi faaliyetin, yılın üçüncü çeyreğinde yurt içi talep kaynaklı olarak gücünü koruduğunu belirtti. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) üçüncü çeyrekte dönemlik olarak yüzde 1,2 oranında arttığını, baz etkisi, çalışılan gün sayısındaki artış ve iktisadi faaliyetin ana eğilimindeki güçlü seyre bağlı olarak büyümenin yüzde 11,1 gibi yüksek bir oranda gerçekleştiğini kaydeden Çetinkaya, bu dönemde yıllık büyümenin yurt içi talepten kaynaklandığını vurguladı.
Vergi indirimlerine konu olan gruplardaki artışın da desteğiyle özel tüketim harcamalarının yıllık büyümeye en yüksek katkıyı veren kalem olduğunu belirten Çetinkaya, makine ve teçhizat yatırımlarının da 5 çeyreğin ardından yıllık büyümeye yeniden pozitif katkı yaptığına işaret etti.
Çetinkaya, yurt içi talepteki toparlanma ve altın ticaretindeki artışla birlikte ithalatın üçüncü çeyrekte yüksek oranlı bir artış sergilediğine de dikkati çekerek, bu nedenle, ihracattaki olumlu seyre rağmen net ihracatın yıllık büyümeye katkısı üçüncü çeyrekte sınırlı düzeylerde kaldığını söyledi.
Vergi teşviklerinin etkisiyle öne çekilen talebin yavaşlamasıyla özel tüketimde bir miktar ivme kaybı gözlense de yatırımlardaki toparlanmanın devam ettiğine değinen Çetinkaya, "Dış ticaret tarafında ise, turizm sektöründe devam eden iyileşmenin de katkısıyla mal ve hizmet ihracatındaki artış eğilimi korunuyor. İç talebin daha ılımlı büyümesi, Türk lirasındaki reel değer kaybı ve altın ithalatındaki yavaşlama sonucu ithalatta ivme kaybı gözlemliyoruz. Böylece son çeyrekte, yurt içi talebin çeyreklik büyümeye katkısının azalmasını, net ihracatın katkısının ise artmasını bekliyoruz." diye konuştu.
Çetinkaya, başta petrol olmak üzere ithalat fiyatlarında gözlenen belirgin yükselişin, cari işlemler dengesinde yılın son çeyreğinde sınırlı bir bozulmaya yol açtığını kaydetti.
İktisadi faaliyetteki toparlanmanın sektörel yayılımının artmasıyla büyümenin iş gücü piyasasına yansımalarının belirginleştiğini aktaran Çetinkaya, "Diğer yandan istihdamdaki artışların yanında katılım oranının da artması işsizlik oranlarındaki düşüşü sınırlıyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Vergilerde öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceğini varsayıyoruz"
Çetinkaya, yakın dönem gelişmeleri çerçevesinde, gelecek döneme ilişkin ham petrol fiyatları varsayımını, Ekim Enflasyon Raporu'na göre belirgin biçimde yukarı yönlü güncellediklerinin altını çizdi.
Yıllık ortalamalar itibarıyla ham petrol fiyatları varsayımını 2018 yılı için 56 dolardan 66 dolara yükselttiklerini bildiren Çetinkaya, "Ham petrol ve diğer enerji kalemlerinin yanı sıra endüstriyel metal gibi üretime girdi oluşturan emtia fiyatları da son dönemde yükseldi. Bu çerçevede, dolar cinsinden ithalat fiyatları varsayımında da 2018 yılı için yukarı yönlü güncelleme yaptık." diye konuştu.
Çetinkaya, 2018 ve 2019 yıllarına dair gıda enflasyonu varsayımlarını Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kapsamındaki çalışma ve tedbirleri de dikkate alarak yüzde 7 olarak koruduklarını belirtti. Çetinkaya şunları kaydetti:
"Orta vadeli tahminler üretilirken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile vergilerde öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceğini varsayıyoruz. Tahminler üretilirken vergi ayarlamalarının ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların Orta Vadeli Program (OVP) projeksiyonları ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağını öngörüyoruz. Maliye politikasının orta vadeli duruşu için 2018-2020 dönemini kapsayan OVP projeksiyonlarını temel alıyoruz."
- "Para politikasındaki sıkı duruşu kararlılıkla sürdüreceğiz"
Çetinkaya, enflasyon baskılarına karşı güçlü bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirdiklerini ifade ederek, "Aldığımız önlemler sonrasında yakın dönemde beklentilerdeki ve enflasyon görünümündeki bozulmanın durduğunu görüyoruz. Atılan adımların etkilerini yıl içinde giderek daha belirgin şekilde görmeye başlayacağız. Birikimli maliyet etkilerinin azalması ile enflasyondaki düşüşün sürmesini bekliyoruz. Enflasyon görünümünde baz etkisi ve geçici faktörlerden bağımsız, belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşu kararlılıkla sürdüreceğiz." diye konuştu.
Yıl boyunca baz etkisi ve geçici faktörlerden kaynaklanan her iki yönlü fiyat hareketlerinin gözlenebileceğini belirten Çetinkaya, buna karşın para politikası açısından geçici oynaklıklardan ziyade temel fiyatlama davranışlarının belirleyici olacağının altını çizdi.
Çetinkaya, enflasyon dinamiklerinde genele yayılan ikna edici bir düşüş gerçekleşene kadar Merkez Bankasının sıkı duruşu koruyacağına dikkati çekerek, "Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası olarak önceliğimiz, para politikasının etkinliğinin artırılması ve enflasyonu düşürme sürecinin hızlandırılması olacaktır. Dolayısıyla, para politikası araçlarını bu doğrultuda kararlı bir biçimde kullanmaya devam edeceğiz. Diğer taraftan, yapısal alanlarda atılacak adımlar konusunda Merkez Bankası olarak gündemin belirlenmesine katkı sunmayı sürdüreceğiz." dedi.
Enflasyonla mücadelenin kalıcı sonuç vermesi için birçok farklı alanda eş zamanlı olarak çalışılmasının önemine işaret eden Çetinkaya, dış açık ve tasarruf açığı, finansal derinleşme, verimlilik ve piyasa rekabeti gibi alanlarda atılacak adımların enflasyonla mücadeleye ve para politikasının etkinliğine önemli katkıda bulunacağını söyledi.
Çetinkaya, söz konusu yaklaşımın aynı zamanda iktisadi ödünleşimleri azaltarak toplumun refah düzeyindeki artışı da destekleyeceğini belirtti.
Orta vadede kalıcı fiyat istikrarının sağlanması bakımından rekabet ortamının ve üretimde verimliliğin artırılmasının da öncelikli hedefler arasında yer alması gerektiğini ifade eden Çetinkaya, gelecek dönemde bu konularda ortak çaba platformlarına katkı vermeye devam edeceklerini sözlerine ekledi.
(Bitti)
AA