Tam tarihini hatırlayamayacağım, 1984 yılıydı zannedersem, Rektörlüğün karşısındaki parkta üstü açık Emek sineması vardı, orada bir toplantıya katılmıştım. Adil Düzen diye bişey anlatılıyordu. Rakamlar, grafikler, istatistikler…
Anlatan heyetin içinde Erbakan Hoca var mıydı onu da hatırlamıyorum, ama çocuk aklımla inanmıştım anlatılanlara. Daha sonraki yıllarda Erbakan Hoca yeniden Konya’dan vekil seçildi, Başbakanlık da nasip oldu kendisine…
1997 yılında tam da bugün; 28 Şubat’ta askerlerin yayınladığı bir bildiriyle başlayan süreç onu başbakanlıktan indirdiği gibi partisini de kapattı. Siyasi yasaklı hale geldi. Hikayeyi biliyorsunuz…
Daha bir ay olmadı, İstanbul medyası “Torba Yasa, Erbakan’ın 12 trilyonluk borcunu bir trilyona düşürdü” diye yalan haberler yazalı. Oysa o yasa, kesinleşmemiş borçları kapsıyordu ve Hoca’nın borcu kesindi. İndirim asla söz konusu değildi. Ama olsun, ‘gavurluk yapmak’ huylarıydı…
Her fırsatta Hoca’yı kötü göstermeyi maharet sayan kartel medyası, dün öğlenden beri anlata anlata bitiremiyorlar Hoca’yı. Şöyle iyiydi, böyle dehaydı diye…
Demirel bile utanmadan neler söylüyor. Aynı Demirel, 28 Şubat’ta koltuğunu koruyabilmek için askerler ne derse yapıyor ve siyasette ilke diye bir şey tanımadığını gösteriyordu bir kez daha millete…
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’na da aynısını yapmışlardı. Hayattayken yüzüne bakmayanlar, ölünce methiye düzme yarışına girmişlerdi. Hatta Habertürk kanalı rahmetli Yazıcıoğlu’nun cenazesinin bir türlü bulunamadığı günlerde konuyla ilgili 24 saat yayın yaparak bugün izlenebilir bir kanal olabilmişti…
Can Dündar, NTV’de önceden hazır beklettiği Erbakan belgeselini devreye soksun, diğer kanallar nerede ne varsa bulup çıkarsınlar…
Hepsi daha çok izlenip daha fazla para kazanmak içindir. Ne insani ne de İslami duygular asla aranmamalı…
Bugün gözyaşı döken çok az bir kitle var ki, ölümüne bağlıydı Hoca’ya. Hiçbir yere gitmediler, Hoca’yı hiçbir şey karşılığı ‘satmadılar.’ İşte onların ve dünyanın bir yerlerinde yaşayan samimi Müslümanların gözlerinden dökülen yaşlar samimi…
Herkes bir gün ölecek, Prof. Dr. Necmettin Erbakan da dün öldü. Yaptıklarıyla, yapmadıklarıyla, yapamadıklarıyla hesabını verecek Yaradanı’na…
Bize bugün onun ardından dua etmek ve güzel anmaktan başka yapacak bir şey yok…
Altını çizmeden geçemeyeceğim bir husus var. Her türlü kışkırtmaya rağmen Hoca’ya ağzından en küçük kem söz duymadığımız Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bugün söyleyecekleri çok önemli. İnanıyorum ki, o da seviyordu Hoca’sını ve bugün tüm samimiyetiyle ona dua ediyor ve göz yaşı döküyor…
Hoca’yı sevmeyenler kına yaksınlar…
Sevenlerin başı sağ olsun…