Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık Suriye'de Türkiye'nin olmadığı hiçbir adımın atılması mümkün değil. Amerika'nın İngiltere ve Fransa ile birlikte rejimin kimyasal silah tesislerini hedef alan son saldırısında bir defa daha gördük ki bu iş öyle pansuman tedbirlerle olmuyor. "
"Bu ülkede yaşam hakkı bulamazsınız"
Erdoğan, Kongre öncesinde Üsküdar'da vatandaşlara seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer finans sektörü bu vatana ihanet etmezse, bu vatanda onlar da görevini yaparsa başımız gözümüz üstünde yerleri var, her türlü desteği veririz." dedi.
Cumurbaşkanı Erdoğan şu şekilde konuştu:
"Kalktılar bu ara bize kur savaşı ilan ettiler. Ne ilan ederseniz edin, avucunuzu yalarsınız avucunuzu ama buradan bir şey daha söylüyorum; ey finans sektörünün içerisinde olanlar, bizi kur, şu, bu bunlarla tehdit etmeye kalkmayın, bu ülkede yaşam hakkı bulamazsınız. Bak bu kadar açık söylüyorum. Çünkü bize kur savaşı, finans sektörüyle böyle bir müdahale, adeta bu memlekete ihanettir. Ona fırsat veremeyiz."
"Sizin bu varlığınız, gücümüze güç katıyor"
Üsküdar'da beşinci konuşmasını yaptığını, önce Maltepe, ardından Beykoz ve şimdi de Üsküdar'da konuşma yaptığını, yarın yine İstanbul'da öğleden önce iki uluslararası toplantıya, ondan sonra da Ankara'ya gideceğini anlatan Erdoğan, "Bu gücü nereden alıyorum? Sizlerden. Sizin bu heyecanınız, gücümüze güç katıyor. Sizin bu varlığınız, gücümüze güç katıyor. Onun için de bu yolculukta inşallah çok daha güçlenerek, çok daha güçlü bir şekilde hizmet kervanını güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.
Üsküdarlıların aynı zamanda komşusu olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bir Üsküdarlı olarak komşularıma hitap ederken herhalde biraz daha farklı konuşmam lazım. Niye? Komşunun, komşu üzerinde hakları var. Sizin benim üzerimde, benim de sizin üzerinizde haklarım var. İçinizden bir cumhurbaşkanı olarak, daha önce bir başbakan olarak çıkmış bir kardeşiniz, daha önce bir büyük şehir belediye başkanı olarak çıkmış bu kardeşiniz diyor ki gelin bu yolculuğu güçlenerek devam ettirelim." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, yapılması gereken çok şeyin olduğunu, İstanbul'un, Üsküdar'ın her şeye layık olduğunu anlattı.
Necip Fazıl Kısakürek'in "Canım İstanbul" şiirinin "Beyoğlu tepinirken/Ağlar Karacaahmet" mısralarını hatırlatan Erdoğan, "Benim babacığım da anacığım da Karacaahmet'te yatıyor. Tabii bu Karacaahmet bize de sinyaller veriyor. Karacaahmet sıradan bir yer değil.
Bizler beraber bu yolculukta yürüyeceğiz. Hizmetlerimizi sürdüreceğiz. İstiyoruz ki öyle hizmetler yapalım ki şimdi geldiğimiz noktanın ötesine gidelim." diye konuştu.
"Dünya Marmaray'a, Avrasya'ya bakıyor"
Mutlu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"20 öncesine doğru gidersek acaba böyle bir Üsküdar var mıydı? Yok. Ama şimdi şöyle bir düşünüyorum; ey Üsküdar, ey İstanbul... Bak Üsküdar, İstanbul'un ana çekim merkezlerinden biri oldu. Ne oldu? Marka oldu. Neyi ile? Marmaray ile bir marka oldu çünkü ecdat, karadan gemileri yürüttü, biz de denizin altından hamdolsun Marmaray'ı yürüttük. Şu ana kadar milyonlar denizin altından gitti. Dedik ki 'Bu da yetmez.' Bir de ne yapalım? Bir de Avrasya'yı yapalım. Avrasya'yı yaptık mı? Yaptık. Otomobil ile Avrasya'dan git, gel. Sıkıntı, hamdolsun yok. Dünya şu anda nereye bakıyor biliyor musunuz? Marmaray'a bakıyor, Avrasya'ya bakıyor. İşte bu, çekim noktalarını ortaya koyuyor. Biz daha da iyilerini yapalım, daha da ileri gidelim diyoruz. Gidecek miyiz? Gideceğiz."
Üsküdar'dan Ümraniye'ye tüneli yaptıklarını, bağlantı akslarını da yapacaklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar öyle ufak tefek rakamlarla olmuyor. Ben Bay Kemal'e dedim ki 'Gel, bir bin. Bin de metro neymiş öğren. Bunlar önemli şeyler, sıradan işler değil. Bunlara bin ki dünya nedir tanı. Sıradan olay değil bunlar. SSK'yı verdiler sana, SSK'da bir genel müdürlük yaptın, batırdın olayı. Ölüleri bile rehin aldılar. Ama şimdi bak bizim hastanelerimize. Ne hale geldi hastanelerimiz görüyorsunuz değil mi? Şimdi inşallah bu mevcut hastanelerle yetinmiyoruz, bir adım daha atıyoruz. Nerede? Sancaktepe Şehir Hastanesi'ni yapıyoruz.
Önümüzde Sancaktepe'nin ihalesi var. İhalesiyle orası 3 bin 250 yataklı bir hastane olacak. Bir aksı Başakşehir'de olacak. Bunlar dev hastaneler. Bir kapıdan girdiğin zaman her şey içeride. Dışarıda bağlantı yok. Hatta hastalarımızın birçoğu içeride özel araçlarla taşınacak. Niye? Batının ulaşamadığı yere bir ulaşacağız. Türkiye, bunları başardığını dünyaya gösteriyor ve gösterecek. Şu anda Mersin, Isparta, Adana'da var. Yola devam ediyoruz. Niye? Onlar yapar da biz yapamaz mıyız? Biz onların daha iyisini yaparız dedik ve yaptık."
"81 milyon tek milletiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eliyle rabia işareti yaparak, "Burada ne var? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bizi bölemeyecekler. Biz 81 milyon tek milletiz. Kardeşiz. Bizi bölmek isteyenlere vereceğiniz cevap; haddinize mi, biz kardeşiz. Biz birbirimizi yaradandan ötürü seviyoruz. Alevisi, Sünnisi, biz böyle bir ayrım yapmıyoruz. Doğulu, batılı böyle bir ayrım yapmıyoruz. 81 milyon tek millet. Bu yolda böyle yürüyeceğiz." diye konuştu.
Türk bayrağına asla laf söyletmeyeceklerini çünkü onun şehidin kanını temsil ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hilal, bağımsızlığın ifadesi. Yıldız, şehitlerimizin ta kendisi. Tek vatan... 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Böldürmeyiz. Cudi'de tepelerine indik, Gabar'da tepelerine indik, Tendürek'te tepelerine indik, Bestler Dereler'de tepelerine indik. Ne oldu? İnlerine girdik, inlerine. F-16'larımızla ve Silahlı İnsansız Hava Araçlarımızla... Bunları artık biz yapıyoruz. İnsansız Hava Araçlarımızı da biz yapıyoruz, hamdolsun. Kapılarına gidiyorduk, bizi kapıdan gönderiyorlardı ama şimdi biz yapar hale geldik. Bak nereden nereye? Zırhlı taşıyıcılarımızı yapıyoruz. Şimdi tanklar, evelallah o da bitti, şimdi onları da sürüyoruz. Kararlıyız, kararlı. Artık bizim yurt dışına bağımlılığımız yüzde 35'e filan düştü. Daha iyi olacağız. Daha güçlü olacağız. Bunları da başaracağız ve bütün bunlarla beraber sonuncusu, ona geliyorum, o da tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yok. Burada birleşeceğiz."