Erdoğan, Tatlıdil Forumu'nda konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "Bazı Avrupa ülkelerinde bize karşı uygulanan tavır karşısında, sabrın da bir sınırının olduğunun bilinmesi gerekiyor. Dört sandalye uğruna, 400 yıllık ilişkinin gözden çıkarılmasını, her gün ülkemizin, milletimizin, diplomatla

ANTALYA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bazı Avrupa ülkelerinde bize karşı uygulanan tavır karşısında, sabrın da bir sınırının olduğunun bilinmesi gerekiyor. Dört sandalye uğruna, 400 yıllık ilişkinin gözden çıkarılmasını, her gün ülkemizin, milletimizin, diplomatlarımızın ve bakanlarımızın tahkir edilmesini sineye çekemeyiz. Avrupalı siyasetçilerden bu yanlış tavırlarından bir an önce vazgeçmelerini bekliyoruz." dedi.

Erdoğan, Belek Cornelia De Lux Otel'de düzenlenen Tatlıdil Forumu akşam yemeği ve kapanış töreninde, Afrika'da çocuklar bir yudum süt ve bir lokma ekmek bulamadığı için ölürken, dünyada hiçbir insanın onurla gezemeyeceğini belirtti.

Gayrisafi milli hasıla dikkate alındığında Türkiye'nin insani yardımlar açısından dünyada ilk sırada geleceğini vurgulayan Erdoğan, "Diğer yönden ele alırsak Amerika bir, biz ikinci, İngiltere üçüncü sırada. Bu işe bu kadar önem veriyoruz." ifadelerini kullandı.

Gökyüzünün maviliğini seyretmenin Suriyeli masumların, sahilde özgürce top oynamanın Gazzeli çocukların da hakkı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun gözyaşlarımızın rengi aynıdır." şeklindeki Afrika atasözünü hatırlattı.

Bu hakikatin herkes tarafından çok iyi anlaşılması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, adımlar atılırken, politikalar belirlenirken söz konusu parametrelerin unutulmaması gerektiğini kaydetti.

William Shakespeare'ın "Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz" sözlerini anımsatan Erdoğan, Mevlana'nın da benzer hakikati "İnsanı ateş değil kendi gafleti yakar" sözleriyle dile getirdiğini söyledi.

- "Irkçı ve faşist partilerin oyun alanına dönüşüyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asırlar önce yapılan tespitlerin halen geçerliliğini koruduğuna, toplumları etkileyen, istikbali tehdit eden birçok meselede bu tavra şahit olunduğuna işaret etti.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çevre felaketleriyle ve bunların sebep olduğu kuraklık, kıtlık ve açlıkla mücadelede bunu müşahede ediyoruz. Terör belasıyla mücadelede buna şahitlik ediyoruz. Şimdiden milyonlarca insan için kabusa dönüşen, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık gibi hastalıklarla mücadelede yine ne yazık ki bunu görüyoruz. Avrupa'nın siyasal ve toplumsal hayatı giderek ırkçı ve faşist partilerin oyun alanına dönüşüyor. Kimi yerlerde oy oranları yüzde 10'ları, yüzde 15'leri bile bulmayan bu partiler Avrupa siyasetini zehirli bir sarmaşık gibi kaplıyor ve tahakkümü altına alıyor. Kimi Avrupalı liderler de üç - beş oy uğruna bu düşüncelerin kuyruğuna takılıyor."

Özelde Müslümanları, genelde ise rengi, dili, dini, ülkesi farklı olan herkesi ötekileştiren yaklaşımın sonunun felaket olduğunun altını çizen Erdoğan, ırkçılıkla demokrasinin bağdaşmayacağını, popülizmle geleceğin inşa edilemeyeceğini, ayrıştırarak toplumsal barışın sağlanmayacağını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür söylemlerle kısa vadeli kazanç sağlanabileceğini ancak orta ve uzun vadede herkesi yakacak bir yangının fitilinin de ateşlenmiş olacağını dile getirdi.

Bu tür atmosferleri ilk kez tecrübe etmediklerini söyleyen Erdoğan, bu tür söylemleri 1930'larda da müşahede ettiklerini ve bu gerçeği en iyi İngilizlerin bileceğini vurguladı.

İngilizlerin, ilk etapta Yahudileri, zamanla tüm insanlığı, tüm insani değerleri hedef alan Nazizm'in dünyayı nasıl kana buladığına bizzat şahit olduğunu kaydeden Erdoğan, "O zaman Churchill gibi bir devlet adamı olmasa belki Nazizm yenilgiye uğratılamayabilirdi. Benzer dalgalara, sonu kan ve gözyaşıyla biten birçok yerde şahitlik ettik. Bu gerçeklere gözlerinizi kapattığınız, acı da olsa bunları dile getirenleri düşman olarak gösterdiğiniz zaman ne yazık ki sorunu çözmüş olmuyorsunuz. Nasıl deve kuşu kuma kafasını gömünce gözden kaybolmuyorsa, sorunlar da yok sayılınca ortadan kalkmıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin yabancı karşıtılığı, İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadelede Avrupa ülkelerinin en büyük imkanı olduğunu dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin "Avrupa'nın ötekisi, Avrupalı ülkelerin de hasmı olmadığını" vurguladı.

- "Sabrın da bir sınırının olduğunun bilinmesi gerekiyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğu ile batı arasında en eski ve güçlü köprü olan Türkiye'nin, kültürel, tarihi ve coğrafi olarak Avrupa'nın parçası olduğunu söyleyerek, "Bazı Avrupa ülkelerinde bize karşı uygulanan tavır karşısında, sabrın da bir sınırının olduğunun bilinmesi gerekiyor. Dört sandalye uğruna, 400 yıllık ilişkinin gözden çıkarılmasını, her gün ülkemizin, milletimizin, diplomatlarımızın ve bakanlarımızın tahkir edilmesini sineye çekemeyiz. Avrupalı siyasetçilerden bu yanlış tavırlarından bir an önce vazgeçmelerini bekliyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Dost, müttefik ve stratejik ortak olan Türkiye ile Birleşik Krallık'ın dayanışmasını her alanda artırması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, sadece ikili ilişkiler bakımından değil, küresel barış, istikrar ve refah için birlikte daha fazlasını yapmanın yollarının aranması gerektiğini dile getirdi.

"Birleşik Krallık, farklılıkları zenginlik gören bu modelle çok müstesna bir konumda bulunuyor." diyen Erdoğan, dost İngilizlerin kültürel ve etnik mozaiği korumak için gösterdiği hassasiyeti memnuniyetle takip ettiklerini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Wilders gibi faşistlerin, 2009 yılında dinimiz İslam'a ve kutsal kitabımıza hakaret eden 'Fitne' filminin gösterimi için Birleşik Krallık'a girişine izin verilmemesi herkese örnek olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

- "Bu desteğinizi ve dayanışmanızı asla unutmayacağız"

Darbe girişimi karşısında Birleşik Krallık'ın takdir edilecek bir duruş ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, foruma katılan İngiltere'nin Avrupa ve Amerika'dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan'ın darbe girişimi sonrası 20 Temmuz 2016'da Türkiye'yi ziyaret eden ilk batılı bakan olduğunu söyledi.

Duncan'ın, darbe girişiminin sebep olduğu acıların tazeliğine bire bir şahitlik ettiğini dile getiren Erdoğan, "Bizler tecrübe ile edindiğimiz dostları ruhumuza çelik halkalarla bağlayan bir milletiz. İnşallah ülke olarak bu desteğinizi ve dayanışmanızı asla unutmayacağız." dedi.

Tatlıdil Forumu'nun ikili iş birliği açısından bir sıçrama tahtasına dönüştürülmesi gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, forumun diğer alanlarla beraber ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi için de eşsiz fırsatlar sunduğunu vurguladı.

Erdoğan, ekonomide önceliğin ikili ticaretin, karşılıklı yatırımların "Brexit" sonrasında da hız kesmeden devam etmesi ve bunun fırsata dönüşmesi olduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Malum 2016, 17 milyar dolar gibi bir ticaret hacmine sahipken tabii bir duraklama var, şimdi temennimiz odur ki bunun yeniden bir sıçraması aramızda çok daha güçlü bir ittifak oluşturacaktır. Turizmde aynı şekilde biz bu yıl İngiltere'den yoğun bir turist akınını ülkemize bekliyoruz. Kendilerine özellikle Türkiye ve Antalya misafirperverliğini her zamanki gibi yapacaktır. Başbakan Sayın May ile görüşmemizde halen 17 milyar dolar düzeyinde seyreden ticaret hacmimizin en kısa zamanda 20 milyar dolara yükseltilmesi gerektiğini dile getirdik. Burada bir ittifakımız oluştu bunu ocak ayındaki görüşmemizde yaptık. Başbakanlarımız Brexit sonrası dönemde bir serbest ticaret anlaşması dahil olmak üzere ekonomik ilişkilerimizin geleceğini değerlendirecek çalışma grubunun da tesis edildiğini kamuoyuna duyurdular."

- Milli Muharip Uçak Projesi

Milli Muharip Uçak Geliştirilmesi Projesi ile Türkiye'nin 2030'lu yıllardan itibaren muharip uçak ihtiyacının yurt içinde karşılanmasını hedeflediklerini vurgulayan Erdoğan, "Geleceğin projesi olarak gördüğümüz Milli Muharip Uçak Projesi kapsamında firmalarımız bir çerçeve anlaşması imzaladılar. Teknoloji paylaşımı, ortak üretim ve üçüncü ülkelere satış gibi kritik şartların gözetilmesi halinde bu iş birliğini daha da ilerilere taşıyabileceğiz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiliz yatırımcılara, "Türkiye'ye yatırım yapın ve bu ülkenin size sunduğu fırsatlardan istifade edin." çağrısında bulundu.

Bugüne kadar Türkiye'ye yatırım yapanların hiç pişman olmadığına dikkati çeken Erdoğan, "Ülke olarak önümüzdeki 15 yıllık dönemde kamu ve özel sektörün 1 trilyon dolar civarında alt yapı yatırımı gerçekleştirmesini ön görüyoruz. Diğer bir ifade ile 2030'a kadar yılda ortalama 70 milyar dolar alt yapı yatırımı yapmayı planlıyoruz." bilgisini verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün temelinin atıldığını, toplam bedelinin 11 milyar lira olduğunu ve köprünün Güney Kore ile Türk firmaların ortaklığıyla yapılacağını hatırlattı.

Köprünün temelinin, herkesin "Türkiye'de ekonomi çöktü, battı, bitti" dediği dönemde atıldığını vurgulayan Erdoğan, köprünün 2023'ten önce hizmete açılacağını kaydetti.

Erdoğan, "Türk ve İngiliz firmalarının yakın coğrafyamızdaki birçok ülkede ortaklaşa istifade edebilecekleri önemli yatırım ve iş imkanları bulunuyor, Tatlıdil Forumu'nun bu nitelikte yeni iş birlikleri ve ortaklıkların önünü açmasını da diliyorum." diye konuştu.

(Bitti)

AA

Gündem Haberleri

Adalet Bakanlığı'ndan Abdullah Öcalan Açıklaması
Niğde Güzel Sanatlar Lisesi'nde 'Hilal-i Ahmer Sokağı' Açıldı
SHOW TV'nin beğenilen dizisi 'Deha'ya program durdurma cezası
Bergama'da Kıyamet Beklentisi: Gerçek mi, Efsane mi?
Belediyelerin ödenmeyen borçları bütçelerinden kesilecek