Erdoğan vizyon belgesini açıkladı

Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde cumhurbaşkanlığı vizyon belgesini açıkladı. Toplantıda Uğur Işılak'ın Erdoğan için yazdığı yeni şarkı tanıtıldı. Vizyon belgesine ait fotoğraflar Twitter'dan paylaşıldı. Yeni Türkiye ile h

Sabah saatlerinde Kısıklı'daki evinden çıkarak Eyüp Sultan Camii'ne cuma namazına giden Başbakan Erdoğan, saat 15:00'te Haliç Kongre Merkezi'ne geldi. Salona eşi ile birlikte Erdoğan, sahnede katılımcıları selamladı, sahneden indiğinde de ön sırada oturan konuklarla tokalaştı. Bu sırada 30 Mart yerel seçimlerinde Ak Parti'nin seçim şarkısı da olan 'Dombra' çaldı. Daha sonra saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı söylendi.

Ardından Erdoğan'ın biyografisini anlatan sinevizyon gösterisine geçildi.

Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçim süreci için hazırlanan vizyon belgesi ortaya çıktı. Twitter'da AKKULİS hesabı tarafından vizyon belgesine ait fotoğraflar paylaşıldı.

Erdoğan'ın seçim sürecinde kullanacağı yeni logo tanıtılırken, Uğur Işılak'ın Erdoğan için yazdığı yeni şarkı dinletildi. Yeni şarkısının sözleri şöyle:

Kul olmadık hiç bir kula

Meyletmedik sağa sola

Baş koymuşuz aynı yola

Sevdan sevdamızdır bizim

Erdoğan, Erdoğan

Bu milletin adamı

Erdoğan Erdoğan

Bu milletin adamı.

Göğsümüzü gere gere

Yürüyoruz aynı yere

Fırsat verme zalimlere

Kavgan kavgamızdır bizim

Güneş gibi doğdukça sen

Kalbimize değdikçe sen

Hakka boyun eğdikçe sen

Davan davamızdır bizim

Erdoğan, Erdoğan

Bu milletin adamı

Erdoğan vizyon belgesini açıklamak için dombra eşliğinde sahneye çıktı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde vizyon belgesi tanıtım toplantısında herkesi yürekten selamlıyorum. Birazdan detaylarını kamuoyuyla paylaşacağımız bu vizyon belgesinin hayırlar getirmesini rabbimden niyaz ediyorum. Geleceğe ilişkin umudumuzu bizlerle paylaşan tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu toplantıya iştirak eden tüm sanatçı, bakan, milletvekili arkadaşlarımıza, yazarlarımıza, yazılı ve görsel medyanın tüm çalışanlarına hoşgeldiniz diyorum.

10 Ağustos 2014'te Türkiye ilk kez cumhurbaşkanını doğrudan milletin oylarıyla seçecek. AK Parti'nin genel başkanı ve Başbakan olarak 2007'de yaptığımız değişiklikle, halkın seçmesini sağlamış olmanın büyük bir memnuniyetini yaşıyorum. 2007 yılında bu anayasa değişikliğini gerçekleştiren TBMM'ye huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum. Anayasa değişikliği dönemin cumhurbaşkanı tarafından önce veto edildi, sonra halk oylamasına götürüldü. 21 Ekim 2007'deki halk oylamasında aziz milletimiz yüzde 69 oy oranıyla evet diyerek bu değişikliğin gerçekleşmesini sağladı. Bu şu demektir, artık ben başkanımı kendim seçmek istiyorum, vekiller vasıtasıyla değil.

Bundan iki afta önce 28 Haziran'da dünya tarihini değiştiren çok önemli bir olayın yüzüncü yıl dönümünü yaşadık. 1914'te Saraybosna'da Avusturya Macaristan imparatorluğu veliahtı öldürüldü, bunun ardından Birinci Dünya Savaşı başladı. Maalesef bu savaşta ağır bir yenilgi aldı. Savaşın ardından Ortadoğu balkanlar haritaları değişti. Bugün sahip olduğumuz sınırlar çeşitli ülke orduları tarafından işgal edildi. Gazi Mustafa Kemal 19 Mayıs'ta Samsun'a çıktı. Anadolu'daki tüm güçleri birleştirdi. Kurtuluş savaşımız büyük bir zaferle sonuçlandı. 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Halk çok uzun yıllar savaşmış bir halktı. Ülkenin tamamına yoksulluk hakimdi. Gerek kurtuluş savaşımız gerek cumhuriyetin ilanı halkımıza umut ve cesaret aşıladı. Milletçe çok çalıştık. Dedelerimiz ninelerimiz her yerde çalışarak, ter dökerek, yok olmanın eşiğindeki milleti yeniden dünya sahnesine taşıdılar.

TÜRKİYE İZLEMEK ZORUNDA KALDI

İkinci dünya savaşının yaşandığı bu zor yıllarda Türkiye çok zor dönemlerden geçti. Türkiye yazık ki bu değişimi yakalamadı, yakalayamadı. Şu hususu hatırlatmak durumundayım. 1945'te neredeyse tamamen yıkılan Almanya kısa zamanda kendisini toparladı dünyanın en büyük güçlerinden biri oldu. Japonya aynı şekilde değişimin ruhunu anladı ve dünyanın en güçlü ekonomilerinden birine sahip oldu. Avrupa'nın bir çok şehri yıkılmasına rağmen, toparlandı. Yanı başımızda Avrupa savaşın ardından böyle büyük bir değişimi başlatırken maalsef Türkiye izlemek zorunda kaldı.

TERSİNE ÇEVİRDİK: ÖNCE MİLLET SONRA DEVLET

1950'li yıllar çok partili dönem. Türkiye'nin her alanda sıçrama gösterdiği bir dönem oldu. Gerek Menderes gerekse Celal Bayar ile başlayan o süreç dönüm noktasıydı. Bu sıçrama dönemi 1960 darbesiyle çok ciddi şekilde kesintiye uğratıldı. 60'ları 70'leri kayıp yıllar olarak yaşadık. 1980'leri 12 eylül darbesinin gölgesinde kayıp yıllar olarak yaşadık. 1990'lar koalisyonların hüküm sürdüğü, terörün ağır kayıplar verildiği, demokrasinin insan hayatının önemsenmediği yıllar oldu.

2000'li yıllara bu şekilde ulaştık. Biz gelmeden önce hakim olan şuydu. Önce devlet sonra millet. Biz geldik bunu tersine çevirdik. Önce millet sonra devlet.

PENSİLVANYA'YA EYVALLAH DEMEDİK

Biz insana bakarken yaradılanı severiz yaradandan ötürü anlayışlı yaklaştık. Müslüman, Hristiyan, Musevi ayrımı yapmadık. Şiir okuduğu için hapse mahkum olmuş bir kadroyduk biz. En başından itibaren şunu söyledik: Milletini kendisine tehdit olarak gören devlet, milletini hırkalara ayırır.

Dünün mağdurlarıyken bugünün mağrurları olmadık. Artık millet sandıkta hükümetini kuracak dedik. Darbe girişimi yapan çeteleri temizledik. Sokakta insanların ensesine bir kurşun sıkarak karanlıkta kaybolan çeteleri temizledik. Kürt ile Türk'ü birbirine düşürmeye çalışan çeteleri temizledik. Hizmet, eğitim gibi durumları istismar eden çetelere de göz yummadık. Bütün çetelerin temizlendiği an da Pensilvanya'dan yönetilen çeteye de eyvallah demedik.

DEFALARCA ÖLÜM TEHDİTLERİ ALDIM

Düşünebiliyor musunuz iktidarımıza kadar 16 ayda bir seçim yaşanan bir ülkeydik. Böyle bir ülkede istikrar güven olur mu? 12 yıl boyunca önümüze engeller çıkmamış olsaydı, eski Türkiye'nin aktörleri direnmeseydi bugün farklı bir yerde olabilirdik. Bizzat ben, defalarca ölüm tehditleri aldım, çok somut suikast girişimleri son anda önlendi 94'te başkanlık için sahada seçim çalışmaları yaparken tehditler aldık, Samandıra'da bir arkadaşımız şehit edildi. Hatırlayın o zaman medya başlıklarını. 'Artık muhtar bile olamaz' 'Artık siyasette hayatı bitti' Cezaevinde de tehditler aldım.

ŞİMDİ DE 'ADAY OLAMAZ' DİYORLAR

Şimdi de ne diyorlar? Aday olamaz. Kim diyor? Muhalefet. Çekilmesi lazım. Bu ülkede anayasa yasalar varsa orada zaten yazıyor. Açın şu anayasayı okuyun ya, göremiyorlar. Kendileri yarışa giremediği gibi ısmarlama adaylarla yarışa giriyorlar. Bunların durumu bu.

KAPATMA DAVASI AÇTILAR

Partimizi kurarken iktidardayken tehditler aldık. Danıştay saldırısı üzerimize yıkılmak istendi. Hükümetimiz düşürülmek istendi. Arkadaşlarım aynı şekilde, genel başkan yardımcılarım aynı şekilde. Bakan arkadaşlarım aynı şekilde. Partim defalarca tehdit edildi, kapatma davasına maruz kaldı. Düşünebiliyor musunuz, parlamentonun üçte ikisine sahip bir parti için kapatma davası açılıyor. Hiçbir zaman millet ne derse o değil, biz ne dersek o, anlayış bu. Ailelerimiz milletvekillerimiz hep birlikte dik durduk. Bu iş de geri püskürtüldü.

17-25 ARALIK BAŞARILI OLSA YARGILANIYOR OLACAKTIK

Bitti mi, bitmedi. 17-25 Aralık darbe girişimi başarılı olsaydı, inanın Yassıada benzeri mahkemede yargılanıyor olacaktık. İşte bütün bu tehditlere karşı cesaretle direndik. Kendimiz adına değil ülkemiz adına, geleceğimiz adına biz bu mücadeleyi verdik. Şurası son derece önemli, sandığa giden yolu biz her zaman açık tuttuk. Bir baskı rejimi halkın önüne sandık getirmez. Özgürlük karşıtı bir hükümet basına bu kadar özgürlük zemini sağlamaz. Baskıcı bir başbakan, kendisine her gün hakaret edilmesine müsaade etmez. Özgürlükler ihlal edildiğinde de yasaların dışında mahkemelerin dışında başvuracağımız hiçbir merci olmadı. Eski Türkiye devletin etrafına kümelenmiş seçkincilerin, elitlerin, çetelerin dışında herkes için karanlık Türkiye'ydi. Hepimiz eski Türkiye'nin acılarını yaşadık. Eski Türkiye artık eskide kalmıştır.

ESKİ TÜRKİYE'NİN KAPILARI KAPANDI

Eski Türkiye'nin kapıları kapanmıştır. Halkın değişim talebi nihayet kendisine diriliş zemini bulmuştur. Bu değişim sadec AK Partilileri kapsayan değil 77 milyonu kapsayan bir değişimdir. Bizi sevsin yada sevmesin, herkes bu değişimden olumlu yönde etkilenmiştir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi bu değişim arzusunun artık ortaya çıkmasıdır.

KARDEŞLER, İŞTE BU KILIÇDAROĞLU BÖYLE BİRİSİ

TBMM'de dün kabul edilen yasa, terör meselesinin çözümünde inşallah yeni bir dönemi başlatacaktır. Terör Türkiye'nin can alıcı bir meselesi olmaktan çıkmıştır. Eski Türkiye'den bugüne gelen bir başka sorun var, anayasa. Bunu da halletmemiz gerekiyor. Özgürlükçü katılımcı anayasa yapmak için samimi mücadele verdik. Kardeşler, 326 vekile sahipken biz dedik ki bizden 3 vekil olsun. Diğerleri toplam 220 üçer de onlar verdi, sizden 9. Onu da kabul ettik. Çalışmalar başladı bir noktaya geldik. 47 madde hepsinin altına dört siyasi parti imzayı atıyor. Ana muhalefetin başı çıktı dedi ki, biz bu 47 maddeyi geçirmeye hazırız. Ben hemen talimat verdim. Hemen süratle çıkarmaya varız. Arkadaşlarım ziyaret ettiler, aldıkları cevap şu. Diğer iki partinin de buna oy vermesi lazım. Kardeşler, işte bu Kılıçdaroğlu böyle birisi.

EN ÖNEMLİ SORUN MUHALEFET SORUNU

Eğer iş yapmak isterseniz çözüme siz de destek verirsiniz. Türkiye'de en önemli sorun muhalefet sorunudur. Muhalefetin dürüst olduğu bir ülkede sizin sıçramanız da çok daha güçlü olur. Eski Türkiye'den bugüne aktarılan, o muhalefet anlayışı ciddi bir sorundur. Muhalefet ne yazık ki kendisini değiştirmemiş taleplere duyarsız kalmıştır. Muhalefete gönül vermiş vatandaşlarımız, bu değişimi kendi elleriyle gerçekleştireceklerdir.

DAMDAN DÜŞENİM BİLİYORUM

Eski Türkiye'den bugüne ulaşan bir başka sorun da cumhurbaşkanlığı makamıdır. 1960 darbesiyle cumhurbaşkanlığı makamı rejimin bekçiliğini yapan bir makama dönüştürüldü. Statüko, cumhurbaşkanlığı makamını da milletin karşısında konumlandırdı. Abdullah beyde bunu yaşadığım için damdan düşenim, biliyorum. Milletin Meclis'in değişim arzusu en başta cumhurbaşkanlığı makamı tarafından frenleniyordu.

Bu yarışta bizimle beraber olan iki partinin adayı ne diyor? Ben icranın başı değilim diyor. Tavsiye ederim anayasayı okumasında fayda var. devletin başının cumhurbaşkanı olduğunu 104'ncü maddede görür. İcranın başıdır. O demeden çok engeller olur. Biz siyasi tarihimiz boyunca cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gerektiğini savunduk. 1993'te mitingler düzenlerdik. 2007'de cumhurbaşkanlığı seçmemiz engellendiğinde, anayasayı değiştirdik ve cumhurbaşkanlığı makamının anlamını da değişime tabi tuttuk. İşte bir ay sonra halk cumhurbaşkanını seçecek.

Ben halk başkanını seçecek dedim, bu beyler bundan rahatsız oldular. Diyorum ya bilmiyor, anlamıyor. Cumhurbaşkanı ne demektir? Cumhur başkanı. Cumhur halktır, başkan da onun başkanıdır. Bunu iyi incelese yakalayacak işi. Statükonun bekçisi olan değil milletin tarafını tutan bir cumhurbaşkanı anlayışı ülkemize hakim olacak.

Bugün açıklayacağımız vizyon belgesi işte bu yeni dönemin yol haritasını ihtiva ediyor. Bunu tabi ben ve üç beş arkadşaım değil, geniş bir ekiple bu vizyon belgesini hazırladık. Haftalarca bunun üzerinde çalışmalar yapıldı. Bizzat katıldığım toplantılarla da nihai sonuca vardık. Cumhurbaşkanı olarak türkiye için nasıl bir ufuk ön gördüğümüzü bu vizyon belgesinde bulacaksınız.

Eğer milletimiz takdir eder cumhurbaşkanı seçilirsek, hedeflerimizi, yaklaşımlarımızı kayıt altına aldık. Bu belge hem bizim hem de 77 milyonun başvuru kaynağı olacak. Özet halinde paylaşmak istiyorum.

Cumhurbaşkanlığımız süresince, yol haritamız olacak vizyon belgesi 'Yeni Türkiye Yolunda' ismini taşıyor. Altında şunu göreceksiniz. Demokratik yönetim, refah toplumu ve öncü ülke başlıkları bulunuyor. Neyi kast ediyoruz? 12 yılda ülkemizin dört alanda dönüşmesine yollar açtık. Demokratikleşme refah şehirleşme uluslararası ilişkiler. 12 yıl evveline göre çok daha demokratik bir ülkedir. Demokratikleşme hedefimizden taviz vermedik.

DÖNÜŞÜM

Üçüncü dönüşüm şehirlerimizde olmuştur. Elitist anlayışın milletimize reva gördüğü hizmet mahrumiyetine son verdik. Şehirlerimizi parklar, okullarla donattık. Yerel demokrasiyi güçlendirdik. Şehirlerimizin tarihi karakterleri yeniden ortaya çıkmaya başladı. Dördüncü dönüşüm uluslararası ilişkilerde oldu. Ülkemizin adı dünyanın geniş coğrafyasında itibar ve muhabbetle anılmaktadır. Türkiye kriz endişesi içinde olan değil, herkesin geleceğe güvenle baktığı bir ülkedir. Eğitime baktığınızda okuma oranının yüzde 100 oranında olduğunu göreceksiniz. Artık yavrularımız kitaplarını, benim yaş kategorimde olanları söylüyorum, biz okumak için kitabımızı bulamazdık. Abilerimizden notlarını isterdik. Parayla alacağız, vermezdi bize. Çalakalem hocamız dersleri anlatır, biz not alırız. Gençler bakın şimdi biz sıralarımızın üzerine okullar açılırken kitapları ücretsiz olarak koyuyoruz. Şimdi yeni bir adım daha attık. Nedir o? Artık etkileşimli tahtayla, tablet bilgisayarlarla artık derslerini takip edecek. Şimdi 10 milyon tablet bilgisayar ve bütün sınıflara etkileşimli tahta olacak. Üç yıl içinde bunu da gerçekleştireceğiz.

HER YAŞAM TARZININ SERBESTÇE YAŞADIĞI ÜLKE

Artık Türkiye yardım alan değil yardım veren bir ülkedir. Takip eden değil takip edilen bir ülkedir. Göreve geldiğimizde Türkiye'nin yardım eli, 45 milyon dolar. Şimdi 3,5 milyar dolar. Dünyaya yaptığımız yardımlar. Türkiye artık kıyafeti veya inancı yüzünden okul ve devlet dairesi kapılarından kovulanların değil, her yaşam tarzının serbestçe yaşadığı ülkedir. Kızlarımız yurt dışına kaçıp gittiler. Ben de kendi kızlarımı yurt dışına gönderdim. Benim kızlarım ABD'de okuyabiliyor, benim ülkemde okuyamıyor. Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya.

Ne oldu? ülkemiz bölündü mü? Parçalandı mı? Öğrencilerimiz arasında sıkıntı mı var, yok. 2023 ki bu bizim bir tayin ettiğimiz bir hedeftir, milletimiz için büyük bir hedeftir. Cumhurbaşkanını kendisinin seçmesi kararını da 2007'de halk oylamasında muhalefete rağmen milletimiz kendisi vermiştir. Siyasi sınırlarımız bizim medeniyet atılımlarımızı asla sınırlayamaz.

ÇÖZÜM SÜRECİ DEVAM EDECEK

Allah nasip eder de cumhurbaşkanı olursak çözüm süreci için ilgili kurumları yönlendirmeye, bu sürece sahip çıkmak için mesajları vermeye devam edeceğiz. Çözüm sürecinin en yakın takipçisi olacağız. Bu kardeşlik projesini inşallah hep birlikte nihayete erdireceğiz.

PARALEL YAPIYA İZİN VERİLEMEZ

Dini istismar eden örgütlerin, devlet içinde yapılanmasına, paralel yapı kurmasına, devletin gücünü kullanmasına elbette izin verilemez. Demokratik devlet bunun güvencesidir. Devlet din ilişkisini belirleyen unsur sivilliktir. Toplum kendi dini yaşamını kendisi gerçekleştirmelidir. Hoşgörü birlikte yaşama ortak mirasımızın demokrasi ekseninde güçlendirmesini güçlendireceğiz. Ülkemiz için değil bölgemiz ve dünya için büyük bir örnek ortaya koymuş olacağız.

GÜVEN VEREN ADALET

Yargı teşkilatı, hukuka ve adalet idealine uygun yargılamayı sağlayacak bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Cumhurbaşkanlığı devlet kurumlarının uyumlu çalışmalarını sağlamak yanında yargının güçlendirilmesinde rol sahibidir. Vatandaşımızın hak ve hukukunun gözetildiği, güven veren adalet sistemini birlikte gerçekleştireceğiz.

REFAH TOPLUMU

İkinci ana başlık refah toplumu. Ülkemiz bizim iktidarımızda refah devleti haline geldi. Bizden önce g20 üyesi bir Türkiye yoktur. Türkiye yerini aldı. Yani dünyanın en güçlü 20 ülkesi. Genel bütçeden en büyük payı eğtiime ayırdık. 2002 yılında eğitim bütçesi 11 milyar lirayken, bu rakam 2014'te 7 kat artarak 78 milyar liraya yükseldi. Biz buyuz. İşte bu süreci daha da güçlendirerek devam edeceğiz.

ANA MUHALEFETİN BAŞI SSK'NIN GENEL MÜDÜRÜYDÜ

12 yılda sağlık sektörünü çile sektörü olmaktan çıkardık. Hatırlayın ana muhalefetin başı SSK'nın genel müdürüydü. Okmeydanı SSK'nın dili olsa da konuşsa. Genç bir delikanlıyım, sabah erken saatte anacığım beni oraya gönderir, kuyruğa girerdim, numarayı alacağım, sonra anacığım gelecek muayenesini olacaktı. İlacını alacaksın alamazsın. Hastanenin eczanesinde ilaçların yarısı yok. Benim param yok, ama şimdi bunlar ortadan kalktı. Şimdi gidiyorsun istediğin eczaneden ilaçlarını alabiliyorsun. Vatandaşlarımızın rehin kalma meselesi bitti. Ölmüş olanı rehin olarak alıyorlardı. Kimin dönemiydi, işte bunların dönemiydi.

Kamu hastanelerini birleştirdik. Aile hekimliğini başlattık. Dev şehir hastanelerini başlattık. Hedef 30 büyükşehirin tamamında yapacağız. İlk etapta 16 tanesini yapıyoruz. Orada yok yok, her şey orada olacak. Burada bakıyorsunuz üniversite hastanesinde sedye üzerinde taşınan hastalar var, buralarda bunu göremeyeceksiniz. Dedik ya insanı yaşat ki devlet yaşasın.

ADALET VE EMNİYETTE BÜYÜK AŞAMA

Adalet ve emniyette de büyük aşamalar kaydettik. Vatandaşın evinde sokağında güvenle yaşaması için asayişi geliştirdik. Özgürlüğün korunması ekseninde yeniden tasarladık. Gençlerimiz bugünün enerjisi yarının güvencesidir. Gençlik ve spor yatırım bütçesini 15 kat artırdık. 2002 yılına göre yurt yatak kapasitemizi iki katına çıkardık.

AİLE BÜTÜNLÜĞÜNÜ MUHAFAZA EDEN POLİTİKA

Kadınlar gelecek vizyonumuzun en önemli unsurudur. Kadınlarımızın olduğu kadar kız çocuklarımızın da niteliklerinin geliştirilmesi için çok önemli işler yaptık. Seçilmemiz halinde kadnın bireysel ve toplumsal olarak daha da güçlenmesi için mücadele edeceğiz. Aile… Evlilik anlayışını her türlü olumsuzluktan koruyan, aile bütünlüğünü muhafaza eden politikalar geliştireceğiz.

PARADAN ALTI SIFIRI ATTIK

Sosyal devlet ilkesini güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Ekonomi.. Milli gelirimizi yaklaşık 4 kat artırdık. Paramızdan altı sıfırı attık. Affınıza sığınıyorum, İstanbul'daki gibi bir yerde delikli iki buçuk kuruşla tuvalete giderdik, hatırlayın bir milyona tuvalete giderdik. Eskiden milyoner zengine denirdi. Zengin rakamıyla bize tuvalete gitmeye mahkum ettiler. Düşürdük ortan altı sıfırı. Enflasyon çatladı, tek haneye düştü. Paramız itibarlı bir para haline geldi.

"YENİ TÜRKİYE'NİN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM"

Yeni Türkiye hedefine bıkmadan ilerleyeceğiz. Hangi etnik kimlikten gelirse gelsin. Bütün vatandaşlarımzla can cana ilerleyeceğiz. Yeni Türkiye kendi tarihinden kültüründen uzak kalan değil, aksine ondan gurur duyan bir ülkedir. Yeni Türkiye büyümüş bir ülkedir. Yeni Türkiye toplumsal refah ve ileri demokrasi üzerinde büyüyen bir Türkiye'dir. Yeni Türkiye herkesin vatandaşı olmaktan gurur duyacağı bir Türkiye olacaktır. Yeni Türkiye büyük ve öncü olacaktır. Yeni Türkiye'nin hayırlı olmasını diliyorum.

kaynak:yeni şafak