Erdoğan'ın ölümünü isteyen fitnenin hesabı!

Stratfor'un Erdoğan'a 2 yıl ömür biçildiği şeklindeki raporunu yayınlayan Taraf, 'yürüyen fitnelik' mi yapıyor? Tartışılan haber yüzünden gazete ve yazalar, Taraf'ı topa tuttu!

Daha önce bir çok ülke arasında diplomasi krizi çıkaran WikiLeaks belgelerinin Türkiye’yle ilgili kısımlarını yayınlayan Taraf şimdi ise CIA’nın taşeron kuruluşu olduğu iddia edilen ABD’li araştırma kurumu Stratfor’unyazışmalarını yayınlamaya başladı.

Taraf’ın Stratfor’a dayandırdığı dünkü haberi hem dikkat hem de tepki çekti. Gazete, Ameliyatı sonrasında asılsız bir sürü iddia ortaya atılan ve bazı çevrelerce kanser olduğu iddia edilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “iki yıl ömrü kaldığına dair” iddiayı manşet yaptı. “STRATFOR ERDOĞAN’A ÖMÜR BİÇMİŞ” şeklindeki manşet medya dünyasından ise tepki çekti.

Yeni Akit ve Takvim gazeteleri haberinden dolayı Taraf’ı hedef alan haberler yaptı.  Takvim “TARAFTAR” başlıklı haberinde, “Taraf gazetesi, Gölge CIA olarak bilinen Stratfor'un 'Erdoğan'ın 2 yıl ömrü kaldı' dedikodusunu manşet yaptı.” İfadelerine yer verdi ayrıca, Erdoğan’ın iddiaya ilişkin Emin Pazarcı’ya yaptğı açıklamayı yayınladı.

Yeni Akit ise, “SİYONİST FİTNENİN ‘TARAF’I” manşetini attığı haberde, Taraf’ı Siyonistlerin sözcülüğünü yapmakla suçladı.  Yeni Akit’e konuşan uzmanlar ise Wikileaks’ın siyonistlerin güdümünde dezenformasyon ve kaos çıkarma amaçlı faaliyet yürüttüğüne dikkat çekerek Taraf’ın da bu amaca hizmet ettiğini dile getirdiler.

Radikal yazarları Akif Beki ve Oral Çalışlar ile BUGÜN yazarı Ahmet Taşgetiren, bugünkü yazılarını Taraf’ın manşetine ayırdılar.

Taraf’a en sert tepkiyi ise Akif Beki gösterdi. Beki, Taraf’ı fitne çıkarmakla suçladığı yazısında, Erdoğan’ın kanser olduğuna dair iddiayı da ilk olarak Taraf’ın haberleştirdiğine dikkat çekti.

Bu iddia ve haberle verilmek istenen mesajın”Başbakan’ın gidici’ olduğu söyleniyor zımnen. “Hesabınızı ona göre yapın, ayağınızı denk alın” şeklinde olduğunu belirten Beki’nin yazısını bitiren cümlesindeki Ecevit ayrıntısı da dikkat çekiyor: “Az kaldı; Erdoğan’ın Ecevit’e hiçbir açıdan benzetilemeyeceğini anlayınca, yürüyen fitnelerini de alıp giderler.”

Taraf’ın sürmanşetindeki korkunç iddiayı değerlendiren BUGÜN yazarı Ahmet Taşgetiren ise duygusal bir yazı kaleme alarak “Ağzınızdan yel alsın” dedi.

Tayyip Erdoğan'lı Türkiye'nin dünya için, İslam coğrafyası için nasıl bir aktif inşa gücü haline geldiğini gösterdiğini belirten Taşgetiren, Anadolu'da Tayyip Erdoğan için en çok sözü edilen şeyin "Dua" olduğunu da kaydetti.

Diğer Radikal yazarı Oral Çalışlar ise, “Taraf'ın yaptığı doğru mu?” başlıklı yazısında gazetenin böyle bir iddiayı manşetine taşımasını eleştirerek, “Ben gene de “Keşke görmezden gelseydiniz Ahmet Altan” diyorum. “Herkesin bir ailesi, yakını, seveni var, bu tür haberlerin yaratacağı üzüntüyü biliyoruz” diyebildiğinize göre görmezden gelebilirdiniz.” yorumunu yaptı.

Haber 7 olarak, Vakit ve Takvim'in konuyla ilişkili haberlerini, AKif Beki, Ahmet Taşgetiren ve Oral Çalışlar'ın yazılarını aynı haberde sayfa sayfa yayınlıyoruz...

Akif Beki'nin köşe yazısı

Erdoğan ve 'yürüyen fitne'ler zamanı


Nasıl bir karanlık ittifak var arkalarında, bu dolapları ne diye çeviriyorlar?

Adliye muhabirlerinin kulağına sıkça fısıldanan bir spekülasyonu, Taraf’ın manşetinde gördük dün.
Acelesi olanlar, Başbakan Erdoğan’a şimdiden ömür biçiyormuş.
Taraf, WikiLeaks belgelerine dayandırıyor son rivayeti.
Ameliyatı sonrasında, kanser dedikodusunu ilk yayımlayan gazete de Taraf olmuştu.
Başbakan’ın sağlığıyla ilgili spekülasyonların arkasında bir amaç var.
Farklı yerlerden aynı noktaya ısrarla atış yapılıyor çünkü.
İstanbul’daki adliye koridorlarıyla Amerikan istihbarat şirketi Stratfor ve WikiLeaks sızıntıları arasında nasıl bir bağ, ne tür bir amaç ortaklığı kurulmuş olabilir?
Bu sorulara cevap teşkil edecek bilgilerden yoksunum.
Tezviratçıların ne kadarı masumane habercilik yapıyor, ne kadarı kötü niyetli bir operasyon mecrasıdır, bilemiyorum.
Kimseyi de bilinçli olarak Başbakan’a yönelik dezenformasyon kampanyası yürütmekle, gayri insani bir yıpratma harekâtının amaçlarına hizmet etmekle suçluyor değilim.
Ama şüpheler etrafında durup düşünmeden de edemiyorum.
“Biz söylemedik, onlar söyledi” yahut “Ne yapalım, elimize verilen belgelerde öyle yazıyordu” şeklindeki mazeretler inandırıcı gelmiyor bana.
Günahına girmeyelim; WikiLeaks’çilerin zabıt kâtipliğiyle yetinmemiş Taraf. Gazetecilik namına, Başbakan’ın ameliyat ekibine de sormuş bu tezviratı. Yaptıkları kuvvetli yalanlamayı da hiç gocunmadan manşetine koymuş.
Fakat arka plandaki gerçek değişmiyor. Bir merkez, kasıtlı olarak yalanlar pompalıyor, bir merkez Başbakan Erdoğan’ın sağlığı hakkında acımasız dedikodular üretip yayıyor.
Stratfor adlı karışık kuruşuk bir yerde, Taraf’ın tabiriyle Başbakan’a ömür biçiyorlar. Belli ki arzularını söylüyorlar.
Yalnız, değerlendirmeyi bununla sınırlı tutmak safdillik olur. Korkunç ve aşağılık bir tezvirat çarkı dönüyor alttan alta.
Mesaj net; ‘Başbakan’ın gidici’ olduğu söyleniyor zımnen. “Hesabınızı ona göre yapın, ayağınızı denk alın” denmiş oluyor.
Tedhiş yöntemlerine Ergenekon’dan aşinayız. Korku ve sindirme taktiklerine, eskinin psikolojik harekâtçılarından talimliyiz.
Fakat onlar içeride. Öyleyse ortamı terörize edenler kim bu sefer?
Nasıl bir karanlık ittifak var arkalarında, bu dolapları ne diye çeviriyorlar?
Toplumu tedirgin etmek, AK Parti içine belirsizlik ve korku havası salgılamak, halkta gelecek kaygısı yaratmak isteyen bu merkez nerede saklanıyor?
Başbakan’ın arkasındaki halk kesimlerini dehşete düşürmek istiyorlar.
AK Parti’yi bölüp parçalamak gibi hesaplar yapıldığı anlaşılıyor. Stratfor’un dün çıkan belgeleri arasında bunlar da var.
‘Parti içinde rekabet yaşandığı, kimin gözünün kimin yerinde olduğu’ gibi senaryolar çalışılmış.
İçeriyi karıştırmak, farklı hesapları olanları harekete geçirmek amaçlanıyor demek.
Ergenekon da yapmıştı bu hesapları. Tehdit, şantaj, baskı, karalama, sindirme ve benzeri, akla gelebilecek her yöntemi denemişlerdi. Ama hiçbiri tutmadı.
Fitnelerini de alıp gittiler.
Yürüyen fitne kılığındaki bu operasyon üssü de aynısını yapıyor. Adam ayartmanın türlü hilelerine başvuruyor.
Ergenekon’un kirli usullerinin topunu birden kullanıyor.
Değer ve ahlak tanımıyor, karanlık emellerine ulaşabilmek için her yolu mubah sayıyorlar.
Toplumu kendilerince biçimlendirmek, siyaseti tanzim etmek sevdasıyla Ergenekon seviyesinden daha aşağıya da alçalabiliyorlar üstelik.
Ama fitneleri iş yapmıyor. Hedefledikleri ortamı bir türlü oluşturamıyorlar.
Millet talimli, siyaset şerbetli; tedhiş yöntemleri sökmüyor.
Az kaldı; Erdoğan’ın Ecevit’e hiçbir açıdan benzetilemeyeceğini anlayınca, yürüyen fitnelerini de alıp giderler.

Ahmet Taşgetiren'in köşe yazısı

Tayyip Erdoğan

Taraf'ın Stratfor belgelerine atfen verdiği Tayyip Bey'le ilgili "sağlık haberi" hiç şüphesiz günün bombası.

 

Önce, ameliyatı yapan doktorlara atfen verildiği bildirilen iddianın, yine doktorlar tarafından yalanlandığını bildirelim. Sonra iddiaya gelelim: İddiaya göre Tayyip Bey kolon kanseri ve iki yıllık ömrü var.
Böyle bir iddia karşısında hemen tüm Türkiye'nin gönlünden koptuğunu düşündüğüm ilk tepkiyi de yazmak isterim:

-Ağzından yel alsın!

Doğrusu, Tayyip Bey ameliyat olduğundan bu yana, onun sevildiği hemen tüm ortamlarda merak ve kaygının yan yana konuşulduğunu biliyorum.

Dünyanın gündeminde

Şu kesin ki Tayyip Erdoğan'la ilgili şu veya bu gelişme, dünyanın bütün strateji merkezlerinde de ilk sıradaki değerlendirme konusudur; Ankara'daki bütün odaklarda, Amerika'daki bütün odaklarda veya İslam coğrafyasındaki tüm evlerde...

Türkiye'nin son on yılındaki Tayyip Erdoğan rolü son derece belirleyicidir.
Belli ki Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin 2023 vizyonunda da etkin bir rol sahibi olmaya adaydır.
Bu, sadece Türkiye için değil, tüm İslam coğrafyası için, İslam coğrafyası ile alakalı tüm dünya güçleri için önemli bir rol demektir.

Ameliyatı ile ilgili ilk haber kamuoyuna yansıdığında Devlet Bahçeli'nin "Allah korusun" diyerek sergilediği endişe refleksi, çok insani, çok iyi niyetli ama aynı zamanda çok stratejik bir tepki olmuştur.
Bakmayın siz, güncel politikanın kıran kıranalığına... Ülke için içi yananlar, memleket sevdalısı çok güçlü bir unsurun devreden çıkabileceği ihtimali karşısında yüreklerinde derin bir sızı hissederler.
Şu an ben, Anadolu'nun, İslam coğrafyasındaki milyonlarca yüreğin duaya durduğunu adım gibi biliyorum.
İlginçtir, Anadolu'da Tayyip Erdoğan için en çok sözü edilen şey, "Dua"dır.

Belki Tayyip Erdoğan'ın en çok aradığı da duadır. Mahrumiyet alanlarına yönelmesi, kimsesizlerin kapısını çalması, belli ki, o yüreklerde bir duaya mazhar olmak içindir.

Kader bileşkesinde...

Üçüncü dönem. On yıl... Ve toplumdaki karşılığının hâlâ en güçlü şekilde ve güçlenerek devam ettiğine bakılırsa, daha yıllarca hizmet alanında bulunacak birisi.

Bu bir kader bileşkesi...

AK Parti için hayati.

Ama o, kim ne derse desin, bir parti lideri olmaktan öte bir sima. O bunu, evet, tırnaklarıyla kazıyarak gerçekleştirdi, kendisini adarcasına çalıştı ama adanmışlık da bir kader bileşkesi değil midir?

"Muhtar bile olamamazlık"ın içinden çıktı.

Bazen, içinde doğup büyüdüğünüz yapının içinden çıkamamak da bir yerlerde sınırlı hizmetlerle yetinmek zorunda bırakabilir.

Bazen ayrı yapıya yönelmek de insanı yalnız başına bırakabilir.

Kaderin bütün zamanları kapsayan planında ne var, kim hangi rolde oynayacak bunu bilme imkânımız yok ama Tayyip Erdoğan'lı yılların, Türkiye için, Türkiye'nin içinde yer aldığı mazlum İslam coğrafyası için, ayrı bir hareketlenme, belki dirilme, belki külli bahar umutları yeşerttiği bir vakıa. Ekip arkadaşlarının cansiperane gayretleri kuşkusuz ona eşlik ediyor ama sembol isim olarak Tayyip Erdoğan'ın sürükleyici bir misyon anlamına geldiğini görmek lazım.

Tayyip Erdoğan ay sonunda Seul'de Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katılacak, dönerken İran'a uğrayacak. Sadece böyle bir olay bile, Tayyip Erdoğan'lı Türkiye'nin dünya için, İslam coğrafyası için nasıl bir aktif inşa gücü haline geldiğini gösteriyor.

Tayyip Erdoğan'ın ameliyat ve nekahet günlerindeki tempo azalması bile Türkiye'nin dengelerini etkiliyor.

Dua edelim.

Ben Tayyip Bey için daha nice sağlıklı hizmet ömürleri diliyorum.

Dünyanın ona ihtiyacı var, mazlumların ona ihtiyacı var.

Oral Çalışlar'ın köşe yazısı

Taraf'ın yaptığı doğru mu?

Dedikoduya dayanan bir 'sızdırma'nın bu şekilde yayımlanması, meslek ilkeleri ve insan hakları açısından da sorunlu.

Stratfor adlı özel istihbarat kuruluşundan sızdırılan ve Başbakan’ın ömrüne ilişkin iddialar içeren ‘istihbarat’ın, haberciliğine değer verdiğim bir gazetenin manşetinde kullanılması ve seçilen sözcükler beni rahatsız etti.
Bir insanın aile ve yakınlarının ötesinde ülkemizin geleceğini de doğrudan ilgilendiren bir konuda daha ciddi ve dikkatli olunması gerekir. Mesleğimizin temel ilkelerinden birisi, ‘özel hayatın dokunulmazlığı’dır. Sağlık gibi konularda uluorta iddialar üretmek, çok ciddi bir hak ihlalidir.
Ahmet Altan bu ‘sızıntı’yı yayımlamadan önce bir tereddüt geçirdiklerini söylüyor: “Bir insanın sağlığıyla ilgili bir haber bu, artık uluslararası bir figür olan Erdoğan’la ilgili bu iddia yeryüzünde yaklaşık 28 gazetenin elinde, yarın bütün dünyaya açılacak, eğer öyle olmasa belki de gazetecilik kurallarını çiğner ve haberi görmezden gelirdik.”
Ben gene de “Keşke görmezden gelseydiniz Ahmet Altan” diyorum. “Herkesin bir ailesi, yakını, seveni var, bu tür haberlerin yaratacağı üzüntüyü biliyoruz” diyebildiğinize göre görmezden gelebilirdiniz.

2014 ve olasılıklar

2014’te yeni bir cumhurbaşkanı seçilecek. Büyük olasılıkla Tayyip Erdoğan aday olacak. Cumhurbaşkanının yetkilerinin artma ihtimali yüksek, hatta başkanlık sisteminin kapıda beklediğini söylemek mümkün.
Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması, başbakanlık ve AK Parti Genel Başkanlığı koltuğunun boşalması anlamına gelecek. “Bu koltuklara kim oturacak?” ve “Üç seçim dönemini tamamladıkları için bir daha seçilemeyecek olan AK Partili yönetici ve bakanlar ne yapacaklar?” sorularına yanıt vermek çok zor. Doğal olarak şu akla geliyor: Başbakan’ın sağlığına ilişkin haberler bir iç hesaplaşmaya doğru gidişin ya da Suriye gibi bölgesel çatışmaların Türkiye’ye sıçraması ihtimalinin işaret fişeği olarak görülebilir mi? Bunları şimdiden anlamamız ve kestirmemiz kolay değil.
Ne olursa olsun, kritik geçiş ve dönüşüm dönemlerinde sansasyon merakının arttığı bir gerçek.

Hak ve Sorumluluk Bildirgesi

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Kurulu’nda kabul edilen (benim de hazırlanmasına katkıda bulunduğum) ‘Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin 7. maddesindeki şu ifadeleri söz konusu haber açısından aktarmayı gerekli görüyorum: “Gazeteci, kamuya mal olmuş bir şahsiyet bile olsa, halkın haber alma, bilgilenme hakkıyla doğrudan bağlantılı olmayan hiçbir amaç için izin verilmedikçe özel yaşamın gizliliği ilkesini ihlal edemez.”
Başbakan’ın sağlığının ‘halkın haber alma hakkı’ kapsamı içinde yer aldığı iddia edilebilir. Ama ‘halkın bilgilenmesi’nin sağlıklı yolu, ‘istihbarat’lar değil, gerçek rapor ve açıklamalardır. Hassas bir konuda ve hassas bir zamanda ‘haber’ olarak öne sürülen böylesine önemli bir şeyin bir söylentiden ibaret olmasını, ‘halkın haber alma hakkı’ çerçevesinde açıklamaya çalışmak, çok akıl kârı gibi görünmüyor.
Yine aynı ‘bildirge’nin ‘Sağlık’ başlıklı bölümünde de başka bir ilkeye dikkat çekiliyor: “Sağlık konusunda sansasyondan kaçınılmalı, insanlara umutsuzluk veya sahte umut verecek yayın yapılmamalıdır.”
Taraf gazetesinin elbette başka argümanlar öne sürmesi, başka ilkelere atıf yapması mümkün. Ne olursa olsun, belgesiz, dedikoduya dayanan bir ‘sızdırma’nın bu şekilde yayımlanmasını meslek ilkeleri ve insan hakları açısından da toplumsal denge açısından da sorunlu olarak görüyor ve daha özenli davranılmasını öneriyorum.

Radikal

Şükrü Macun'un haberi

Siyonist fitnenin ‘Taraf’ı

İsrail aleyhindeki haberlere yer vermemesi ile dikkat çeken Taraf gazetesi, Yahudi-Siyonist bir yapılanma olan Wikileaks’ın karanlık belgelerini yayınlayarak ‘kanser’ hastası olduğunu ileri sürdüğü Başbakan Erdoğan’a 2 yıl ömür biçti. Taraf’ın siyonist fitnenin sözcülüğüne soyunması tepkiyle karşılandı.

Sözde kaynaklarının gizliliğini koruyarak çeşitli ülkelerle ilgili gizli belgeleri deşifre eden İsveç merkezli Wikileaks, bir yıldan fazladır yaptığı ifşaatlarda ABD ve İsrail’in başını ağrıtacak en ufak bir belge yayınlamazken başta Türkiye olmak üzere İsrail karşıtı yönetimleri hedef almaya devam ediyor. Dezenformasyon amaçlı bilgilerle hükümete karşı bir operasyonunun kaynağı haline gelen Wikileaks’in Türkiye belgelerini yayınlayan Taraf, bu kez Başbakan Erdoğan’a ömür biçti. Erdoğan’ın kolon kanseri olduğu ve 2 yıllık ömrünün kaldığı öne sürüldü.

ABD VE İSRAİL HAKKINDA BELGE YOK

ABD merkezli özel istihbarat-analiz şirketi Stratfor’a dayanan Wikileaks belgeleriyle açıkça Başbakan Erdoğan’ı hedef alan haberde, Başbakanın doktorları iddiayı yalanlamış olmasına rağmen Taraf iddiaları manşetten verdi.
Yeni Akit’e konuşan uzmanlar ise Wikileaks’ın siyonistlerin güdümünde dezenformasyon ve kaos çıkarma amaçlı faaliyet yürüttüğüne dikkat çekerek Taraf’ın da bu amaca hizmet ettiğini dile getirdiler.

DOÇ. DR. YAVUZ: ORTADOĞU’DAKİ TOPLUMSAL OLAYLARDA WİKİLEAKS PARMAĞI VAR

Türkiye Uluslararası Stratejik Analizler Merkezi (TÜRKSAM) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Celalettin Yavuz, Ortadoğu’da yaşanan toplumsal olaylarda Wikileaks’ın rolüne dikkat çekti. Ortadoğu haklarını birbirine düşüren toplumsal olaylarda Wikileaks’ın büyük etkisinin olduğunu kaydeden Yavuz, Arap baharı olarak adlandırılan sürecin Wikileaks Belgeleri’nden sonra ortaya çıktığını hatırlatan Yavuz, Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmek istendiğini ifade ederek “Liderler hakkında çıkan iddialar unutulmamalı. Ortadoğu’daki halk ayaklanmalarında bu belgelerin etkisi çok büyük” diye konuştu.

“KENDİLERİ HAKKINDAKİ İDDİALAR MAGAZİNSEL”

Wikileaks tarafından Avrupa ülkeleri, İsrail ve ABD ile ilgili dikkate değer belgelerin bulunmadığını ifade eden Yavuz, “Bazı çıkan belgeler var. Ancak, bunlar günü birlik magazinsel iddialar. Kendileriyle ilgili ortaya çıkan bilgileri herkes, önceden de biliyordu. Bu yüzden, bu iddialar gündemde çok yer tutmadı” dedi.

ERDOĞAN ÖNCEKİ İDDİALARI YALANLAMIŞTI

Wkileaks belgelerinde hakkında en fazla “belge” açıklanan liderlerin başında İsrail’i sürekli rahatsız eden açıklamalarıyla dikkat çeken Başbakan Erdoğan, geliyor. Daha önce de Wikileaks kaynaklı olarak Başbakan’ın İsviçre’de banka hesabı olduğu iddia edilmiş, bu iddiaya Erdoğan, “İspatlamayan alçaktır” sözleri ile cevap vermişti. Sadece Erdoğan aleyhinde değil, ailesiyle ilgili de birçok iddia gündeme gelmişti. Bir başka iddiada da Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in Türkiye aleyhinde konuştuğunu iddia edilmişti. Yine Wikileaks’te Suudi Arabistan’ın Türkiye Büyükelçiliği’nde görevli siyasi müsteşarın Türkler için “kuru beyinli” dediği ileri sürülmüştü.

WİKİLEAKS’IN ARDINDA MOSSAD VAR

Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu, Wikileaks’ın yayınladığı belgeleri sızdıran istihbarat servisinin İsrail gizli servisi MOSSAD olduğunu söyledi. Özellikle “One Minute” olayından sonra İsrail’in Türkiye ile olan ilişkilerinde büyük değişme olduğunu ifade eden Orakoğlu, “İsrail, Ak Parti hükümetini istemiyor. Bu yüzden, özellikle Sayın Başbakanı, Dışişleri Bakanı Davudoğlu’nu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı uluslararası etiğe yakışmayacak şekilde hedef haline getirdiler” dedi.

“WİKİLEAKS’I KİMSE DİKKATE ALMIYOR”

Wikileaks’ın güvenilirliğinin artık sorgulanması gerektiğini kaydeden Orakoğlu, birçok ülkenin artık bu belgeleri dikkate almadığını belirtti. Belgelerin yayınlamaya başlamasının ardından birçok ülkeden yalanlama geldiğini hatırlatan Orakoğlu, “Bu belgeleri hiçbir ülke bizim kadar gündeminde tutmuyor. Ancak, ülkemizde kimi gazetelerin bu belgelerin sözcülüğünü yaptığını görüyoruz. Türkiye, bu oyuna gelmemeli” diye konuştu.

Yeni Akit

Emin Pazarcı'nın haberi

Taraf'tar


Taraf gazetesi, Gölge CIA olarak bilinen Stratfor'un 'Erdoğan'ın 2 yıl ömrü kaldı' dedikodusunu manşet yaptı. Başbakan TAKViM aracılığıyla cevap verdi: Sağlığım yerinde. İyiyim

ABD'li araştırma kuruluşunun internete sızan Erdoğan'ın sağlığıyla ilgili raporu dün yayımlandı. TAKVİM, iddiayı AK Parti Grubu'na giderken Başbakan'a sordu.

Tayyip Erdoğan, "İyiyim, gayet iyiyim. Taraf Gazetesi tersini iddia ediyor ama öyle değil. Herhangi bir problem yok. Sağlığım yerinde. Ben iyiyim" karşılığını verdi.

SAĞLIĞIM GAYET İYİ

Başbakan Erdoğan, dün partisinin TBMM Grup Toplantısı'na girerken yazarımız Emin Pazarcı'ya sağlık durumu ile ilgili bilgi verdi. Erdoğan, "nasılsınız" sorusuna, "Gayet iyiyim. Taraf Gazetesi öyle demiyor, ama herhangi bir problem yok; sağlığım yerinde" cevabını verdi. Başbakan, çevresindekilerin "Taraf'ın ne yazdığı değil, sizin diyecekleriniz ve vereceğiniz bilgi önemli" demeleri üzerine de "Taraf tersini iddia ediyor, ama öyle değil, ben gayet iyiyim" diye konuştu.

Takvim

Medya Haberleri

Hataylı Minik Yetenek Ahmet Kazar, Haluk Levent ile Aynı Sahneyi Paylaşmak İstiyor
Okan Yalabık’ın Gençlik Hali Görenleri Şaşırttı!
Ankaralı Turgut’tan kötü haber geldi
Akasya Durağı’nın Dilek'i yıllar sonra ortaya çıktı
Mert Demir Konya'yı Duman Edip Gitti