Savunma sanayinde Millileşmenin önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan Kayseri'de, Türkiye'ye ait uçakların gömülü olduğu alanlar olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Şu anda bize kendi uçağımızı yaptırtmamak için ellerinden geleni yapanlar var. Niye? Türk milleti kendi uçağını kendisi yaparsa, kendi insansız hava aracını kendisi yaparsa, zırhlı taşıyıcılarını kendisi yaparsa, tankını, topunu kendisi yaparsa 'Bu milletin önünde durulmaz.' diye düşünüyorlar. Bu vesileyle Vecihi Hürkuş'ları, Nuri Demirağ'ları ve daha nice gizli kahramanları rahmetle anıyorum.Bu meselenin bir siyasi yönü var, bir de teknik yönü var. Siyasi yönü ülkemizin bağımsızlığının, özgürlüğünün, geleceğinin belirli güçlerin insafına terk edilmiş olmasıdır. Teknik yönü ise altyapısı yok edilen bu alanlarda daha sonra yeniden varlık gösterebilmek için çok büyük fedakarlıklara katlanmak zorunda olmamızdır."
Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında belirttiği Vecihi Hürkuş kimdir?
Vecihi babası öldüğünde 3, savaşa katıldığında 16, pilotluk diploması aldığında 20, savaşta Ruslara esir düştüğünde 21 yaşındaydı. Gökyüzüne aşık, kalbi vatan sevgisiyle dolu, çalışkan bir gençti. Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve son uçuşunu yapan Vecihi Hürkuş, savaşta kazandığı başarılarla İstiklal Madalyası kazandı. 29 yaşındayken kendi yaptığı Vecihi K-6 isimli ilk uçağını bitirdiğinde umut ve heyecan doluydu. Uçağı için sertifika almak istedi fakat bu belgeyi verebilecek yetkinlikte kimse yoktu, bu yüzden uçması yasaklandı. Vazgeçmedi… İzinsiz uçtuğu için ceza aldı ve uçağına el konuldu. 1930’da ilk Türk sivil uçağı olan Vecihi 14’ü yaptı. Yine sertifika verilmedi. Tüm uçağı parçalarına ayırdı, Ankara’dan trenle Prag’a kadar götürdü, tekrar birleştirdi. Uçak, Çekoslavakya’da uçuş müsadesi aldı. Yurda döndüğünde onu yine engeller bekliyordu. İkinci uçağı da uçuştan men edildi.
Vazgeçti mi? Tabiki hayır…
1932’de ilk Türk sivil havacılık okulunu kurdu. Yetiştirdiği başarılı öğrencileriyle iki uçak daha yaptı. Maddi imkânsızlıklar yüzünden okul kapandı. Ömrünün sonuna kadar ülkesine, insanlara hizmet etmek için çalıştı, çabaladı. Çok sıkıntı çekti, borca battı. Birinci Dünya Savaşı’nda gösterdiği kahramanlıklar için bağlanan maaşına bile el konuldu, yine de vazgeçmedi. 16 Temmuz 1969 yılında, tam da Apollo 11 uzay aracı ay yüzeyine doğru yol alırken, tüm ömrünü Türk havacılığını ilerletmek ve gençlere havacılığı sevdirmek için harcayan Vecihi Hürkuş, sefalet içinde hayata gözlerini yumdu…