Ereğli’den ne köy olur ne kasaba
Cuma günü yazdığım köşe yazıma ilginç tepkiler gelmeye devam ediyor. Tebrik edeni mi ararsın, kızanı mı?
Eleştirel yazılar olacak elbette, birilerini yeri gelecek ağır, yeri gelecek hafif eleştireceğiz. Her eleştirel yazıdan sonra ağır ifadelerle basına, gazetecilere saldırmak ne oluyor anlamıyorum. Hem de kraldan çok kralcı geçinerek.
Yazılarımda ben kurumları hedef almıyorum. Öyle bir derdim de yok. Ama bazı şeylerin Ereğli yararına olmasını bunun da gözle görülür hale gelmesini istiyorum. Bunu ben istemeyeceğim de kim isteyecek. Bu memlekette gazetecilerde konuşmazsa kim konuşacak. Ticaret Odasının başkanının değişmesi gerektiğini yazdım. Sebeplerini de yazdım. Ticaret odasının sitesi yok demiştim. Özür dilerim okuyucularımdan sitesi varmış. Sitesine baktım yok demekte haklı olduğumu gördüm. Bu da benim düşüncem. Sonra birileri sana bunu yazdırıyor ifadeleri ne kadar çirkin yakışıksız biliyor musunuz? Ne demek ben kendi fikirlerimi yazamam mı bunları illa birilerinin söylemesi mi gerekiyor? Ben bu yazımın karşılığında ticaret odası tarafından bir yazı gönderilerek yaptıkları projeleri, ilgili bakanlıklara müracaatlarını içeren bilgileri, üyeler için yapılan bilgilendirme seminerlerini, gelen uzman kişilerin Ereğli sanayicisini yönlendirici çalışmalarını görmek isterdim. İşi sitelerde horoz dövüşüne götürmeden.
Ereğli her zaman söylediğimiz gibi ilginç bir ilçe, kimseyi eleştirmeyeceksin, koltuklara oturmuş olan herkese “şak şak süpersin” diyeceksin, senden iyi kimse yok. Böyle bu şehir kalkınır mı? Ulusal basını takip etmiyor musunuz hükümeti, başbakanı, bakanları nasıl eleştiriyorlar. Ankara’da yaşanan su olaylarında Melih Gökçek’e söylemediklerini bırakmadılar. Melih Gökçek hepsinin karşısında duruyor. Niye? Kendinden emin, yaptığı işten emin. Siz de yaptıklarınızdan emin olun.
Ereğli kalkınacaksa sivil toplum örgütleri konuşmalı, koltuklarımız gitmesin kaygısıyla herkese şirin gözükmesinler. Sivil Toplum Örgütlerinin başında Partiler, Odalar, vakıflar, dermekler gelir. İkili sıcak ilişkileri bozmayalım. Ben diyeceğime “o” desin mantığıyla gidersek, Ereğli’den ne köy olur ne kasaba.
Ereğli verimli toprakları, doyumsuz suyuyla bir dünya harikası şehir. Öle bir suyumuz var ki; dünya içmeye bulamıyor biz arabalarımızı yıkıyor, ekinlerimizi suluyoruz. Bu şehir Önümüzdeki yıllarda müthiş göçler alacak gibi duruyor. Eğer bu göçleri kaldıracak altyapıyı oluşturmazsak, Ereğli ilerleyen zaman diliminde ilerlemek gelişmek yerine maalesef gerileyecek. Her imkânımız var neden Yeşil Ereğli’ye dönüşü hızlandıramadık, Neden herkes aynı bakıp aynı şeyleri düşünmüyor. Ereğli’nin paylaşılmayacak nesi var ya.
Şimdi yeni bir hamle dönemi, Fakülte için, Öğretmenevinin bitmesi için, yolların asfaltının bitmesi için.
Konuşmaktan korkmayan, eleştirilmekten korkmayan bir Ereğli istiyoruz. Son 5 yılda çok büyüyen firmalar özel danışmanlık hizmetleri alırken en çok payı kendilerinin eleştirilmesine ve eksiklerinin bulunmasını verdiğini biliyor muydunuz?