Erozyon…

Mustafa Yiğit

Değerlerimiz hızlı bir şekilde eriyor.

Televizyon kanalları, yazılı medya, internet medyası, dört koldan, bu değerlerin erimesinde adeta birbirleriyle yarışıyorlar.

Televizyonlarda dizilerden, yarışma programlarına, magazin programlarından sabah kuşağı kadın programlarına kadar hepsinde aynı tahribatın izlerini görebiliyoruz.

Hatta din programı adı altında her türlü nahoş muhabbetlerin yapıldığına şahitlik ediyoruz. 

Aile içi meseleleri, çarpık ilişkileri  din programlarında hiçbir hicap duymadan milyonların önünde anlatan insanlar türedi. 

“değerler” skalasında en üst sırada yer alan “semboller” televizyon dizilerinde, programlarında sürekli aşağılanıyor…

Yarışma programlarında bu ülkenin kültüründe  yeri olmayan söz ve davranışların gencecik dimağlar tarafından fütursuzca gerçekleştiğini görüyoruz. 

Mahrem aile yapısına uygun  olmayan “gözetleme” ,“izleme” programları rayting rekorları kırıyor.

Sokak kavgasında söylenmeyecek sözlerin bu programlarda sarfetildiğine şahitlik ediyoruz.

Toplumun dili, kültürü, davranışı geriye dönülmez bir şekilde bozuluyor.

Hukuk tanımayan, ahlak tanımayan, aile tanımayan, merhamet tanımayan,  izansız, mizansız, vicdansız  bir hayat tarzı millete empoze edilmeye çalışılıyor. 

Birbirlerini ispiyonlayan, birbirlerine hakaretler yağdıran, zaaflarından faydalanan  insan profili program formatlarında baş tacı ediliyor.

Tam anlamıyla bir değer erozyonu yaşıyoruz.

Bu erozyona dur diyecek insanlar, aydınlar, öncüler, kanaat önderleri, siyasetçiler, alimler  ise kısır çekişmelerin içinde debelenmekten memleketin asıl meselelerine eğilmiyorlar.

Toplum elimizden kayıp gidiyor.

Nesiller gözümüzün önünde farklılaşıyor, bizden uzaklaşıyor, değerlerimizden kopuyor.

Toplumun eriyen değerlerine dikkat çekecek  bu kanayan yarasına, parmak basacak bir Allah’ın kulu yok.

Varsa yoksa kısır çekişmeler…

Toplumda ekonomi bozulursa, bir şekilde düzelir, toplumda siyasi istikrar bozulursa bir şekilde hal yoluna koyulur, Ancak bilmeliyiz ki,  toplum ahlaki erozyona uğrarsa, ahlaken  çökerse,  onu düzeltmek, onu tekrar ayağa kaldırmak mümkün olmaz.