Mart ayından bu tarafa Karapınar'da erozyon sanki yeniden yaşıyor. Her yer toz toprak. Araçlar karayolunda zor seyrediyor, insanların yaşamları altüst.
1960’lı yıllarda Karapınar'da yaşanan erozyonun zararlarını yaşanan felaketi anlatmanın bir anlamı yok.
Bunu sokaktaki vatandaştan, devletin en üst kademesindeki herkes biliyor.
Hatta zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker de ilçeye geldiler.
Sonuç ne diye sorarsanız, sadece geldiler.
Eğer gelmeyi başarı olarak kabul ederseniz çok acizsiniz derim.
Buradaki erozyon hortlamasını göremiyorsanız, erozyon sahasındaki eleman eksikliğine çare bulamıyorsanız bir diyeceğim yok.
Bir zamanlar devlet kendi eli ile trilyonluk yatırım yaptı ve bölgeyi ağaçlandırdı. Üretim yapılan, dünyaya örnek gösterilen saha adeta kaderine terk edildi. Bir kaç kişinin olağanüstü çabaları daha ne kadar sürecek orası bilinmez. Ancak bilinen bir gerçek var ki, zaman geçtikçe devlet yine kendi eli ile Erozyonu hortlatıyor.
Eleman eksikliğine bir türlü çare bulunamadı.
Bu önemli sorun siyasilerin sigara kâğıdına yazıldıktan sonra Apak kaşında yere atıldı.
Zira aksi olsaydı, bunları yazmak zorunda olmazdık.
GÜNAH KEÇİSİ ARAYALIMMI?
Hepimiz “inatçı keçi”, “keçi gibi dağa tırmanan” “keçileri kaçırmak” ve değişik anekdotlar yanında keçinin sütünün ne kadar yarlı olduğunu biliriz. Ancak keçi hakkındaki en eski anekdot ise “günah keçisidir.
Herhangi bir olumsuzluk olduğu zaman bir günah keçisi aranır. Sanırım bu gün biz iyi niyetle de olsak erozyonun sorumlusu olarak günah keçisini seçmiş bulunuyoruz.
Ankara’daki günah keçileri olduğu müddetçe mücadelemiz süreceğe benziyor.
İnsan eli ile şiddetlenen erozyonu engelleyecek önlemler almamız gerekir. Herkesin üzerinde yaşadığımız toprakların kaybolmasına duyarlılık göstermesi gerekir. Başta da siyasiler. Ancak bölgemizdeki erozyonun insan kaynaklı olduğunu bildiğimiz için keçiden çok devletin yasalar ile topraklarımızı koruması gerekir diye düşünüyorum.
MEKE 2.HARİKA
Konya’nın 7 harikası seçildi. Aslında hepsi birbirinden hepsi harika yerler. Ancak sonuçlar bazılarına göre şaşırtıcı gelmiş.
Bir Karapınarlı olarak meke gölünün 2.harika seçilmesinden gayete mutluyum.
Meke gölüne oy veren herkese teşekkür ederiz.
Meke gölü, dünyada oluşumu ve görünümü ile eşi benzeri olmayan bir göl. Ana koni ve yanındaki adacıklar göle ayrı bir estetik katıyor. Dünyada yaşamayan kuş türlerinin çıkardığı ahenkli sesler, güneşsin batışı Meke gölünün başka güzellikleri.
Biz, Meke gölünün elde ettiği dereceyi hak ettiğine inanıyoruz.
Bugüne kadar hiçbir zaman yaptığım işten övünmedim. Ama Meke gölünün ikinci seçilmesinde benim de katkım olduğuna inanıyorum.
15 yıldır hem ulusal hem de yerel haberler ile “Meke gölünü gündeme taşıyıp tanıtıma katkıda bulundum demem herhalde hakkım olsa gerek” diye düşünüyorum.
Meke gölünün bundan sonra turizmde daha iyi yerlere gelmesini umut ediyorum.