ANTALYA (AA) - Eski CHP Genel Başkanı ve CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, "Türkiye'nin hayatını, geleceğini tehdit eden bir darbe teşebbüsü ortaya çıkmışsa bunun gereği yapılmalıdır, hesabı sorulmalıdır, sorulmaktadır." dedi.
Bayram namazını Antalya'daki Tekeli Mehmet Paşa Camisi'nde kılan Baykal, namaz çıkışı vatandaşlarla bayramlaştı ve fotoğraf çektirdi.
Baykal, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türk milleti ve Müslüman aleminin uzun süreden beri yaşadığı acıların devam etmekte olduğunu söyledi.
Bir süre önce yaşanan kalkışma ve darbe girişiminin herkesi pek çok şeyi sorgulamaya, bu durumun neden ortaya çıktığını anlamaya sevk ettiğini belirten Baykal, "Bunu yapıyoruz ve devam edeceğiz. Uzun süreden beri Türkiye'de doğrular yanlış, yanlışlar doğru muamelesi görüyor. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmek işin özü. Bu konuda hatalar yapıyoruz." diye konuştu.
Yaşanan olayların "doğruya doğru, yanlışa yanlış" şeklinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Baykal, yeni bir bunalımın içerisinden geçildiğini, birçok ailenin işsizlik, gözaltı ve tutuklamalar dolayısıyla bayram huzurunu ve sevincini yaşayamadığını ifade etti.
Baykal, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"Elbette milletin, toplumun, başına bir dert açılmışsa, bu derdi açanların bedelini ödemesi kaçınılmazdır. Yaşananların bir kısmı bu niteliktedir. Bunda şüphe yok. Türkiye'nin hayatını, geleceğini tehdit eden bir darbe teşebbüsü ortaya çıkmışsa bunun gereği yapılmalıdır, hesabı sorulmalıdır, sorulmaktadır. Ama olay bu kadar basit değil. İyi niyetle yanlışlıkları ortadan kaldıracağız. Yanlışlıkları yakalayacağız. Türkiye'yi bu noktaya sürükleyen tablonun sorumlularından bu hesabı soracağız derken yeni yanlışlıkların kapılarını açmamaya özen göstermek lazım. Yeni adaletsizlikler, haksızlıklar yapmamaya özen göstermek lazım."
- "Suçluluk emareyle, karineyle tespit edilmez"
Bir suçun emareyle, karineyle tespit edilemeyeceğine dikkati çeken Deniz Baykal, suçun, kanıtla, delille belirlenebileceğini vurguladı. Baykal, "Eğer emare kanıtın yerine gelmeye başlamışsa, delilin yerine emareyi ikame etmişsek çok büyük yanlış yapıyoruz demektir. Karineyle yola çıkarsınız, karine ayrı bir iştir. Karinenin işaret ettiği ele alınması gereken bir yanlışlık vardır. Ama karine, bizatihi yanlışlığı somut olayda ortaya koyan yeter delil değildir. Bunun anlaşılması lazım." dedi.
Suç ve cezanın şahsi olduğuna işaret eden Baykal, bunun sadece hukukun değil, insanlığın, medeniyetin ve dinlerin bir hükmü olduğunu söyledi.
İnsanların yanlışı görmeden, bilmeden, yanlış yapmak niyeti, arzusu olmadan bazen bir yanlışın parçası haline gelebileceğini belirten Baykal, şunları kaydetti:
"Bu durumlarda özellikle ülkeyi yönetenler, yanılma, aldanma hakkını sadece kendilerine değil, iyi niyetle, masum duygularla bir suç örgütlenmesinin parçası haline geldiğini bilmeden davranan, hareket eden geniş kitleye de aldanma hakkını tanımalıdırlar. Bu da temel bir ihtiyaçtır. Bu noktaya da dikkat edersek bu krizi de aşabileceğimize inanıyorum."
AA