ANKARA (AA) - HÜSEYİN YİĞİNER - Ankara'nın Çubuk ilçesinde, bedensel engelli Mehmet Akif Ekşi'ye, dini nikahla birlikte yaşadığı kendisi gibi engelli Sultan Güngüneş için verilen evde bakım ücreti, çiftin boşanmış olduğu gerekçesiyle kesildi. Ekşi'den, 6 yıldır aldığı 42 bin 300 liralık ücreti faiziyle ödemesi de istendi.
Alınan bilgiye göre, Kilis’te 11 yaşında hayvan otlatırken teröristlerce döşenen mayına basması sonucu sağ ayağını ve gözünü kaybeden Mehmet Akif Ekşi (53) ile doğuştan ayaklarını kullanamayan Sultan Güngüneş (48), 6 yıl önce yetkililerin tavsiyesi üzerine evde bakım ücreti alabilmek için müracaat etti. Kendilerinden istenen belgeleri götürmeleri sonucu uygulamadan yararlanmalarına karar verilen çifte 6 yıl boyunca evde bakım ücreti ödendi.
Ancak bir süre önce Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü'ne bağlı denetim ekibi, çiftin evine giderek belgelerini kontrol etti. Çiftin boşanmış olduğunu belirleyen ekiptekiler, tutanak tutarak evde bakım ücretinin kesilmesi yönünde karar aldı. Bunun ardından son 6 yılda ödenen 42 bin 300 lira da İl Müdürlüğü tarafından faiziyle geri istendi.
Sultan Güngüneş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ekşi ile 13 yıl önce boşandığını ancak daha sonra dini nikahla yeniden birlikte yaşamaya başladıklarını söyledi.
Evde bakım ücreti alabilmek için 6 yıl önce başvurduklarında yetkililere bu durumu belgeleriyle aktardıklarını ifade eden Güngüneş, şöyle konuştu:
''Aylığa bağlandıktan sonra bizi 6 yıl içerisinde hiç kimse gelip uyarmadı. Hiç kimse gelip bize 'ölü müsünüz, sağ mısınız' demedi. Bundan dört ay önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İlçe Müdürlüğü’nden görevliler geldi ve 'senin aylığını keseceğiz' dediler bana. Ben de, 'ne oldu da kesiyorsunuz aylığımı' dedim. Bana, 'siz boşandığınız için' dediler. Ben de 'ben boşanalı 13 yıl oldu’ dedim. Ama tutanakta bizim için bir yıl önce boşandı diye rapor yazmışlar.''
-''Mağdur durumdayız''-
Güngüneş, tutanak tutulmasının ardından hem evde bakım ücretlerinin kesildiğini hem de geçmişe dönük paraların geri istendiğini belirterek, birçok yere başvurduklarını ancak bulundukları itirazların kabul edilmediğini dile getirdi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü yetkililerinin durumu inceledikten sonra söz konusu paranın geri verilmesi yönünde karar aldığını vurgulayan Güngüneş, şunları söyledi:
''Benim evim kira, hiçbir yerden gelirim yok. Eşim özürlü, ben özürlüyüm, hiçbir maddi durumumuz yok. Ev kiramı bile veremiyorum. Ben onun bunun yardımıyla geçiniyorum. 42 bin 300 lirayı benim maddi durumum yok ki verebileyim. Şeker, astım, tansiyon hastasıyım. Eşim kalp hastası, ayağı yok, gözü yok. Biz, mağdur durumdayız.''
-''Eşim olmadan yaşayamam''
Güngüneş, Ekşi'nin yardımı olmadan yaşayamayacağına işaret ederek, ''Tuvaletime bile gidemiyorum. Eşim yardım ediyor bana, yatağımı eşim açıyor, yemeğimi eşim hazırlıyor. 'Bu parayı ödeyeceksiniz, yoksa eşin hakkında işlem yaparız' diyorlar. Eşim olmadan ben yaşayamam. Bakanımız Ayşenur İslam’dan, Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’ndan buna bir el atmasını istiyoruz. Biz, mağdur durumdayız. Allah rızası için bize bir yardım etsinler’’ dedi.
Mehmet Akif Ekşi de bedensel engeli bulunan iki kişi olarak birbirlerini tamamladıklarını ve 6 yıldır evde bakım ücreti alarak, bir nebze de olsa rahatladıklarını söyledi.
-''Bizi neden uyarmadılar''
Ücretin kesilmesine ve ödenen paranın geri istenmesine tepki gösteren Ekşi, şunları kaydetti:
''Kilis’te çocukken teröristlerin döşediği mayına bastım. Sağ ayağımı, sağ gözümü kaybettim. Bir maaşa bağlanamadım, hayatım gurbette devam etti. Engelli bir eşim var. Müracaat ettik, sonra bakım ücretine bağlandık. Altı yıl aldıktan sonra o bakım ücreti de kesildi. 42 bin 300 geriye dönük para çıktı. Belki bunun faizi de vardır, para yüz bin lirayı bulacak. Ben, bu paranın böyle olduğunu bilseydim almazdım. Benim okumuşluğum yok, 'raporunuzu getirin sizi aylığa yazalım' dediler. Götürdük, sağolsunlar bizi aylığa yazdılar. Allah razı olsun, altı sene aldık. Burada bir hata, yanlış varsa, eksik dosya varsa neden bunu onayladılar, neden bunu imzaladılar. Buranın müdürü var, genel müdürü var, memuru var. Yani bir yanlış dosya olduysa bu, neden imzalandı, neden bizi uyarmadılar.''