Meslek isimlerinde kullanılan -cı eki, ancak; eczacı, sebzeci, kitapçı, ayakkabıcı, çorapçı, çantacı, tamirci... gibi kelimeler için geçerlidir. Bakkal, berber, kasap, manav, çilingir, avukat, öğretmen, doktor, hâkim… ise zaten birer meslek ismidir. Usulen de, ahlaken de, bu kelimelere -cı ekinin gelmesi uygun değildir.
Bakkalcı, berberci, kasapçı, manavcı, çilingirci, avukatçı, öğretmenci, doktorcu, hâkimci... dendiği zaman, hâşâ huzurdan; bakkal, berber, kasap, manav, çilingir, avukat, öğretmen, doktor, hâkim... ticareti yapan gibi bir söyleyiş ortaya çıkmaktadır. Böyle bir ifade tarzını tasvip etmek, asla uygun olmayacaktır.
Bazı meslek isimlerine, lüzumsuz yere getirilen –cı ekinin yerleşmesinde, “Mahallenin Muhtarları” dizisinde “Temel” rolünü üstlenen sevgili Erkan Can’ın büyük rolü olmuştur. Elbette, asıl sorumlular, dizinin senaryo yazarı ile yönetmenidir; çünkü sanatçı kendisine verilen görevi yapmıştır.
FİİL KİPLERİNİ YANLIŞ KULLANANLAR
“dalıp gitmek, doğmak, dünyaya gelmek, içi geçmek, uyuyakalmak, uyumak...” fiilleri; 1. tekil şahıs tarafından mutlaka, “dalıp gitmişim, doğmuşum, dünyaya gelmişim, içim geçmiş, uyuyakalmışım, uyumuşum...” şekillerinde kullanılmalıdır.
06.09.1959’da Konya’da dünyaya geldim (gelmişim). (06.09.1959’da dünyaya geldiğim, bana annem ve babam başta olmak üzere, aile büyüklerim tarafından aktarılıyor. )
Okula gitmişim (gittim). (Bu cümlede, “git-” fiilini bilerek ve isteyerek gerçekleştiren 1. tekil şahıstır. Burada, bir rivayet söz konusu değildir. )
ANLAMSIZ SÖZ YIĞINLARI…
araklamak / aşırmak / Battı fishing, yan going. / Bık geldi. / Daral geldi. / Kal geldi. / Bay geldi. / gümlemek / Herıld yani! / How are you, ne var you? / How do you do, ı am yattı uyudu. / iplemek / Kıl oldum abi. / Oha falan oldum yani. / treni kaçırmak / What dediñ gülüm? / Woaw!..
[İngilizce - Türkçe karışık ucubeleri, gülelim eğlenelim niyetiyle kullandık diyelim; ama, bir insana; “bık” gelmez, “daral” gelmez, “kal” gelmez, “bay” gelmez. Çünkü, bunlar emir kipidir.
Eğer, bu tercihler doğru olsaydı; “üzül” geldi, “ağla” geldi, “otur” geldi, “git” geldi, “gel” geldi… diyebilirdik. Ama mümkün değil. Bir insan, ancak; “daralır”, “bunalır”, “bıkar”. Bir insana gelmesi gereken bir şey varsa, o da “gına”dır. “Bir insanı hafakanlar basar.” Lütfen biraz hassasiyet!..]
ÜÇÜNCÜ TEKİL ŞAHIS İYELİK EKİYLE YILDIZI BARIŞMAYANLAR…
Adapazarı’da (Adapazarı’nda), Boğaziçi’ye (Boğaziçi’ne), Eminönü’de (Eminönü’nde), Odunpazarı’da (Odunpazarı’nda), Çayeli’ye (Çayeli’ne), Gençlerbirliği’ye (Gençlerbirliği’ne), Kırklareli’ye (Kırklareli’ne), Kocaeli’ye (Kocaeli’ne), Kuşadası’ya (Kuşadası’na), Kadınhanı’yı (Kadınhanı’nı)…
Kocaeli’ye (Kocaeli’ne) depremden sonra hiç gittiniz mi?
Tayinimin Kırklareli’ye (Kırklareli’ne ) çıkmasına o kadar sevinmiştim ki!