Ey büyük Türk!

M. Ali Köseoğlu

Ey büyük Türk!

İki şeyden birini seçmelisin…

Ya şehit haberleri on yıllar boyunca gelmeye devam edecek; ses çıkarmayacaksın.

Ya da, silahsızlık çağrısıyla başlayan sürecin insanlık için fayda getirmesini en azından dileyeceksin.

Şehit haberi geldikçe, sokağa dökülmekten, hükümete yüklenmekten başka bir şey yapmazken, ‘çözüm sürecinde’ yine aynı eylemleri gösteriyorsan bu işte bir tuhaflık aranmaz mı?

***

Ey büyük Türk!

İki oyundan birini oynamalısın…

Dün, doğuda, güneydoğuda sürüp giden savaş için ‘Amerikan oyunu’ diyordun…

Bugün silahsızlık çağrısına da ‘Amerikan oyunu’ diyorsun.

Diyelim ki her oyunu Amerika kuruyor.

O halde dün savaş oyununu nasıl oynamışsan, bugün de barış oyununu oynayabilirsin.

Ya da savaşa devam ederek yine Amerika’nın istediğini yapmış olursun!

*** 

Ey büyük Türk!

İki halden birine rıza göstermelisin…

Yıllardır sürüp giden terör belası yüzünden 300-400 milyar dolar harcadı Türkiye…

Bu para eğitime, altyapıya, sanayileşmeye, teknolojiye harcansaydı daha başka bir Türkiye tablosu olurdu… Ya 300-400 milyar dolarların teröre harcanarak ülkenin fakir kalmasına rıza göstereceksin, ya da barışı deneyerek bu paranın milli ekonomiye kazandırılmasını isteyeceksin.

***  

Ey büyük Türk!

-Çin, Uygur Türklerine büyük baskılar yapıyor…

-İsrail, Filistin işgalinde kural tanımıyor…

-Kuzey Kıbrıs’ı dünya üzerinde neredeyse tanıyan ülke yok…

-KKTC pasaportu sahipleri, Türkiye hariç hiçbir ülkeye vizesiz giremiyor. Kıbrıslı Türkler, Güney Kıbrıs pasaportu alarak Avrupa Birliği vatandaşlarıyla aynı hakka sahip oluyorlar.

-Oysa ABD pasaportuyla 166 ülkeye vizesiz seyahat edebilirsin…

-Türkiye Pasaportuyla ise vizesiz 70 kadar ülkeye gitmen mümkün.

Türkiye ve Türklük bir fiskeyle yıkılabilecek kadar zayıf dinamikler midir, önce bunu düşün.

Sonra da şunu:

Büyük Türkiye’yi oluşturmanın yolu faşizmden değil; Uygur Türklerine el uzatmaktan, İsrail’e dur diyebilmekten, Kuzey Kıbrıs’ı dünyaya tanıtabilmekten, Türkiye Pasaportu ile en az 166 ülkeye gitmekten geçer…

***

Ey büyük Türk!

Kendi silahını, kendi otomobilini, kendi iletişim araçlarını üretmeden, ABD araçlarına binerek, ABD’nin telefonlarını kullanarak olmaz Amerikan karşıtlığı.

Kuru karşıtlıktan söz etmiyorum…

Türkiye’yi seven, vatanına en çok hizmet edendir.

Yerli otomobili, yerli savaş gereçlerini, yerli telefonu, yerli bilgisayar sistemlerini geliştirmek gerektiğini haykırmak yerine, silahların susmasına kuşkuyla bakmak, nasıl bir vatan sevgisidir?

Uygur Türklerinin gözyaşını silemeyen bir Türk, daha fazla nasıl küçülebilir?

***

Ey büyük Türk!

İki seçeneğin var:

Ya adaletli bir dünya tesis edersin.

Ya da dünyadan adalet dilenirsin!

Ya ölür, öldürürsün...

Ya yaşar, yaşatırsın.

Büyüklük hangisiyse onu yap!

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (10)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.