'Ey Fethullah, ey Taraf..'ı Kim diyecek?!

Taraf’ta yayımlanan şu meşhur “Ak parti’yi ve Fethullah Gülen’i bitirme harekatı” başlıklı haberle ilgili olarak iki gün üst üste yazı yazmak farz oldu..

Taraf’ta yayımlanan şu meşhur “Ak parti’yi ve Fethullah Gülen’i bitirme harekatı” başlıklı haberle ilgili olarak iki gün üst üste yazı yazmak farz oldu..

Evet bu belge sahte de çıksa Türkiye’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak; bu belge gerçek de çıksa hiçbir şey eskisi gibi olmayacak..

Şimdi bu konuda o klasik komplo teorilerine özgü bir teoriden ziyade, kuşkuları kuvvetlendiren bir takım doneler eşliğinde analizde bulunmak gerekiyor..

Şimdi bu analizi yaparken sırayla gidelim:

Anılan belge ile ilgili iki ihtimal vardır: Bu belge ya sahtedir ya gerçektir..

Bu belge gerçekse şaşılacak bir durum yoktur; zira bu memlekette bu türden belgeler hazırlanmamış değildir..
Diğer ihtimal neydi? “Bu belge sahtedir”..

Şahsi kanaatim odur ki anılan belge sahte bir belgedir.. Durun durun hemen tepki gösterip “Sen de mi Ergenekoncu oldun?” demeyiniz; izah edeceğim.. Zira ihtimaller henüz bitmedi..

Bu belge sahte ise bu kez ortada yine iki ihtimal var demektir..

Birinci ihtimal şudur: Bu sahte belge “TSK’yı bitirme” amacı doğrultusunda hazırlanmıştır.

İkinci ihtimal ise şudur: Bu sahte belge “Ak Parti’yi ve Fethullah Gülen’i bitirme” amacı doğrultusunda hazırlanmıştır.
Yani ortadaki belge sahte bir belgedir ama bu belgeyi kalkıp da ne Taraf’ın yazı işleri hazırlamıştır ne de haberi yapan Mehmet Baransu..

Bu anlamda belge gerçektir.. Ama “gerçek” olan her şey “doğru” değildir..

Örneğin diyelim ki katip kandırılmak suretiyle noterde sahte şekilde bir belge tanzim edildi..

Bu belge neticesinde yine diyelim ki savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.. Savcılık, ne yapacaktır? Pek tabii ki sahte belgeyi isteyecektir..

İşte savcılığa sunulan belge “gerçek” bir belge yani “sahte olan” belge olmalıdır..

Dolayısıyla savcılığa verilen belge “hakiki sahte belge” değil de “sahte olan sahte belge” olursa ortada sahte bir yargılama var demektir!

Bu nedenle Taraf’ta yayımlanan belgenin “doğru ama sahte” belge olduğuna inanıyorum..

Zira TSK’de bir albay tek başına böyle bir belgeye imza atamaz.. Mutlaka üst düzey komutanların ve bu arada genelkurmay başkanının da haberi olur..

Ancak ben İlker Başbuğ’un “has demokrat” biri olduğuna inanmamakla birlikte böyle bir geri zekalılığa cevaz verecek kadar saf biri olduğuna da inanmıyorum..

Bununla beraber bu belgenin birileri tarafından yazıldığına ve yazılan bu belgenin doğru bir belge olduğuna dair zerre kadar bir kuşku taşımıyorum..

Bu belge, evet bu belge öylesine kurnaz öylesine akıllı birileri tarafından hazırlanmıştır ki ancak bu kadarı olur..
Düşününüz, ortada devam eden ve adına Ergenekon denilen bir dava var.. Bu davanın en büyük delillerinden biri de bazı evlerde bulunan silahlar ile belgeler..

Dolayısıyla bu “andıç”ın, ordu içinde yuvalanmış bir takım “cuntacı” zihniyetler tarafından hazırlandığı gün gibi aşikar..
Ancak şurası çok önemli: Bu belgenin altındaki imza pek tabii ki sahte olmalıdır ve göreceksiniz sahte çıkacaktır..
Zira önce bu belgeyi gazeteye ulaştıracaksınız; eh, gazete de haber yayımlamama lüksüne sahip olmadığına göre haberi yayımlayacak..

Bu haber üzerine aklı başında olan herkes bu andıçtan dolayı TSK’yı eleştirmeye başlayacak..

Ama biliyorlar ki bu belge savcılık incelemesinden geçecek ve biliyorlar ki imza sahte çıkacak..

Ve işte beklenen son ve koparılacak fırtınanın ana başlıkları:

“Ey liboşlar, ey Tayyip, ey Fethullah, ey Altangiller, ey Taraf, ey dinciler.. Bu belgeye sazan gibi atlayarak Türk ordusuna saldırdınız.. İşte gördünüz belge sahte.. Zaten Ergenekon davasında ele geçirilen belgeler de sahte idi.. Ümraniye’deki evde bulunan silahları da emniyet oraya koydu..”

Yani özetle diyeceğim şudur: Bu belgedeki imza sahte bir imzadır.. Bu belge ile TSK’nın kurumsal olarak bir ilgisi bulunmamaktadır..

Bu belgeyi hazırlayanlar; Başbuğ’u indirmeyi ya da sindirmeyi, siyasal iktidarı devirmeyi, cemaatleri tasfiye etmeyi ve Ergenekon davasını sulandırmayı amaçlayanlardır..

Özetle ortada muazzam bir aklın haysiyetsiz bir ürünü vardır ve bu pilav daha çok su kaldıracaktır..

Fikri AKYÜZ-Takvim
fikri.akyuz@takvim.com.tr