Kırım bizim için her zaman içimizde kanayan bir yaradır. Tıpkı Karabağ gibi, tıpkı doğu Türkistan gibi, Kerkük gibi, Filistin gibi…
İkinci Dünya Savaşı'nda Kırım Türklerinin yaşadığı acıları anlatan ve Cengiz Dağcı'nın 'Korkunç Yıllar' romanından uyarlanan “Kırımlı” filmini bu duygularla izlemeye gittim.
Filmin yönetmeni Burak Cem Arlıel filimle ilgili olarak “ hissedilir, gerçekten yaşayan bir dünya yaratmak ve izleyenleri yörüngesine çekecek bir hikayeyi perdeye taşımak” amacını taşıdığını ifade etmiş.
Filmi izledikten sonra açıkçası gerek oyuncuların performansıyla, gerek mekan seçimleriyle, gerek efektleriyle ve senaryosuyla başarılı bir film. Ancak senaryoda Kırım ve sürgün meselesinin yeterince işlenmediğini o sürgünden sonra yaşanan duyguların en güzel şekilde anlatıldığı sözleri Fatma Halilova’ya bestesi Şukri Osmanov’a ait olan ve
“Aluştadan esken yeller yüzüme vurdu
Balalıktan ösken evge köz yaşım düştü
Men bu yerde yaşalmadım yaşlığıma toyalmadım
Vatanıma hasret kaldım ey güzel Kırım” sözleriyle içimize işleyen şarkının niye film müziği yapılmadığı filmle ilgili tek eleştiri olabilir.
Filmin hikayesine dönersek; Başrollerinde Suskunlar dizisinden tanıdığımız Murat Yıldırım ve Muhteşem Yüzyıl dizisinin Hatice Sultan’ı Selma Ergeç’in paylaştığı film Kırım Türklerinin özgürlük mücadelesini Kırımlı Sadık’ın gözünden anlatıyor.
Rus devrimini takip eden yıllarda özgür olacaklarını umarken, Komünist baskıyla karşı karşıya kalarak hayal kırıklığına uğrayan Kırımlıların hazin hikayesi filmin omurgasını oluşturmakta.
Baskının doruğa tırmandığı Stalin döneminde okula başlayan ve bir sabah Kızıl Ordu'ya bağlı askerlerin sınıflarına girip “bundan böyle Türk alfabesi yerine Kiril alfabesiyle eğitim yapacaklarını” söylemesiyle dehşete kapılan Rus toplarıyla yıkılan “Cami” görüntüsünü aklından çıkaramayan Sadık’ın hikayesidir.
Sovyet Rusya kısa süre içinde her türlü milli kimliğe inanca karşı savaş başlatır. 2. Dünya Savaşı başladığında Sovyetler Birliği sınırları içinde yaşayan halklar gibi Kırım Türkleri de askere alınıp cepheye sürülmüştür. Sadık Turan, Kızıl Ordu safında subay olarak bir yandan hayatta kalma diğer yandan birlikte cepheye gönderildiği arkadaşlarına siper olma mücadelesi içindeyken Almanlara esir düşer. Zamanla Nazi ordusu içinde bir Türk birliği kurulur ve “Kırım’ın özgürlüğü vaadiyle” bu birliğin başına geçer. Ancak Ruslar gibi Almanların da Kırımlıları aldattığını çok geçmeden anlayacaktır Sadık Turan…
Evet filmin tamamını anlatırsam izlemeye gitmeyebilirsiniz, devamını görün derim…
Bunu Kırım ve yeryüzündeki tüm mazlum halklar için yapın…