Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın ardından hükümet madencilikle ilgili yeni bir düzenlemeye gitmişti.
Düzenlemeyi hatırlamakta yarar var:
-Yeraltı maden işlerinde çalışanlar için yeraltındaki çalışma süresi haftada en çok 36 saat olacak.
-Günlük çalışma süresi 6 saati geçemeyecek.
-Maden işçilerinin 55 olan emeklilik yaşı 50’ye düşürülecek.
-Yeraltı maden işlerinde çalışanlara zorunlu ve olağanüstü hallerde haftalık 36 saati aşan her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde 100 artırılmasıyla ödenecek.
-Yeraltında çalışan işçiler için yıllık ücretli izin sürelerinin 4 gün artırılması öngörülüyor. Böylece, yeraltında çalışan ve 5 yıldan az kıdeme sahip bir işçinin iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile daha fazla belirlenmediği durumlarda en az 18 gün yıllık ücretli izin hakkı olacak.
-Yeraltında çalışan işçilerde kıdem şartı aranmayacak. Yeraltı işlerinde bir gün dahi çalışanlar kıdem tazminatından yararlanabilecek.
-İşverenler, işçilerin ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmekle ve varsa ödenmeyen ücretleri işçilerin banka hesabına yatırmakla yükümlü olacak.
-Zorunlu ve olağanüstü çalışılması gereken durumlar dışında, yeraltı maden işlerinde çalışanlara fazla mesai yaptırılamayacak.
***
Dünkü acı hadiseden sadece 1 ay önce Ermenek’teki maden ocakları, hükümetin yaptığı yasal düzenlemeler nedeniyle kapatılmıştı.
Ocak sahipleri, 6 saat çalışma süresi, maaşlarının asgari ücretin iki katı olması ve diğer düzenlemelerin maliyetleri kurtarmadığını belirterek yeni düzenlemeyi eleştirmişlerdi.
Çok sürmedi, Kurban Bayramı’nın ardından bu ocaklar yeniden açıldı.
***
Bu arada hükümetin işveren ve işçilerin mağduriyetini gidermek için Maden Yasası’nda revizyona gittiğini de hatırlatalım. Revizyon şöyle: Yeni yasa tasarında günlük 6 saat çalışma süresi 7.5 saate, işçilerin burada mağdur olmaması için haftalık izin süreleri 1 günden 2’ye çıkarılacak.
Kazalara karşı son model teknolojik özelliklerde donatılması için madenlere teşvik verilmesi de gündemde. Ayrıca işçi sağlığıyla ilgili önemli düzenlemeler de yapılacak. Temiz havanın girdiği, kirlinin tahliye edildiği iki ayrı havalandırma borusu zorunluluğu getirilecek. Hükümet bunu ise yönetmelikle yapacak.
Yüreğimiz isyanda olsa da geleceğimiz için bütün bu düzenlemelerin bir öneminin olacağı muhakkak.
***
Maden kazasından kurtulan bir işçinin anlattıkları ‘kazanma hırsının’ hangi boyutlara ulaştığını gösteriyor. Yasanın ardından maliyetlerinin arttığını savunan firma yetkilileri işçilere daha önceden sundukları yemek ve servisi kesmişler. İşçiler de evden getirdikleri kumanyaları maden ocağının içinde yemeye başlamışlar. Felaket yaşandığı anda da içeride öğle yemeği yiyorlarmış. Yani; düzenlemenin ardından işçilerin yemeği kesilmeseydi, Allah bilir ya bu acı olay anında dışarıda olacaklardı!
***
Devlet ne yaptı?
Maden ocaklarında çalışanların maaşlarını asgari ücretin 2 katına çıkardı.
Rakam 1136 TL’den 2 bin 268 liraya yükseldi. Kötü mü oldu?
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Mahir Yiğit diyor ki:
Bu güne kadar aç karına, boğaz tokluğuna çalışan işçiler yeni yasa ile toparlamaya çalışıyor, ama işverenin aşırı kâr hırsı işçileri kapıya bırakmaya götürdü.
***
Olayın ardından duyuyoruz: Yeni yasal düzenleme olmasaydı, bu işçiler öğle yemeği esnasında içeride olmayacaktı. El insaf...
Devlet, işverene bu işçilerin ‘yemeğinden kes’ demiyor ki...
Merak ediyorum; burada işveren işçilere verdiği yemeği keserek, maliyeti ne kadar düşürdü?
Değdi mi yani?
***
Hepimizin canı gitti...
Gerekli incelemeler yapılmadan kimseyi yargılamak doğru olmaz.
Fakat daha çok kazanma hırsının insanı getirdiği nokta işte budur.
Ey maliyeti kurtarmak için işçinin boğazından kesen işverenler!
Çocuklarınızın harçlıklarından kesin!
Unutmayın, yediklerinizin-içtiklerinizin hesabını vereceksiniz.
Yedirdikleriniz ve içirdikleriniz esas kârınız olacak!