Çanakkale Harbinde senin dedenle benim dedem omuz omuza yedi düvele karşı savaşmış...
Kime karşı?
İngilizler başta... Fransızlar, Anzaklar, Britanya Kuvvetleri’yle... Ve İngilizlerin, sömürgelerinden elde ettikleri ordularla...
Osmanlı’nın bu savaştaki kayıpları 55 bin ölü, 100 bin yaralı, 10 bin kayıp, 21 bin hastalıktan ölüm, 64 bin hasta olmak üzere 250 bin kişi...
Senin deden şehit, benimkisi gazi...
***
Gelelim düşmana...
İngiliz güçlerinin kayıpları 43 bin ölü, 72 bin yaralı, 90 bin hasta olmak üzere 205 bin... Fransızların ise, hayatını kaybeden, hasta ve kendilerinden haber alınamayanlar bir arada hesaplanınca toplam 47 bin kişi. Toplamda bu da 252 bin kişi ediyor...
***
Çanakkale Savaşı’nın fikir babalarından biri o zaman Deniz Bakanı olan Winston Churchill’dir...
Çanakkale’de senin dedenle benim dedemin omuz omuza mücadelesiyle bozguna uğrayan bu zatın en büyük hayali Osmanlı topraklarının parçalanmasıdır.
1940-1945 yılları arasında başbakanlık da yapan Winston Churchill’in vasiyetini ‘Necati Özfatura’nın yazısında okumuştum.
Vasiyet şöyle:
-Türkiye Batı’nın emrinde ve hizmetinde olarak Batı’nın tayin ettiği gücü aşmamalı. Zayıflayınca desteklenmeli.
-Varsayalım gücü aşırı artarsa Orta Doğu’da, Balkanlar’da ve de Kafkasya’da Osmanlının boşluğunu doldurmaya asla müsaade etmemelidir.
-Türkiye’nin aşırı güçlenmesini önlemek için her çareye başvurulmalıdır. Bu işte Batı sahnede yer almamalıdır.
-Milli ve manevi değerlerden koparılarak Batı kültür potasında eriyen aydınlar, etnik ve mezhep kışkırtmaları, ideolojik ve iktidar kavgaları ile aşırı güç çökertilmelidir. Hatta iç savaş ya da komşularıyla savaşa bile gidilsin. Yeter ki Türkiye Batı’ya hiçbir konuda rakip olmamalıdır...
***
Senin dedenle benim dedem, Anadolu’yu bizlere yurt yapmak için canlarını feda etmişler...
Şimdi ise Winston Churchill’in vasiyetini uygulamaya koyan hainler, bizi birbirimizden ayırmaya çalışıyorlar.
-Bunlar Türkiye’nin batının hizmetinden ayrılmasını istemeyen odaklar...
-Bunlar, Orta Doğu’da, Balkanlar’da ve de Kafkasya’da etkili olan bir Türkiye istemiyorlar...
-Bunlar Türkiye’nin hiçbir konuda Batı’ya rakip olmasına tahammül edemiyorlar.
***
Oysa senle ben, tıpkı Çanakkale’de sırt sırta mücadele verip ‘ya şehit ya gazi’ olmaya ant içmiş şerefli bir ecdadın torunlarıyız.
Senle ben, dün Dağlıca’da –sadece zalim değil- kahpe düşmana karşı ‘vatanı böldürmemek için’ canlarını feda eden, şehit ya da gazi kahramanların siper arkadaşlarıyız...
Ey Kürt kardeşim...
Biz seninle elbette kardeşiz...
“Din kardeşiyiz, kültür kardeşiyiz, tarih kardeşiyiz, kader kardeşiyiz.”
Dün dedelerimizi Çanakkale siperinde bozguna uğratamadıkları gibi, bugün de senle beni birbirimizden ayıramayacaklar...
Buna fırsat vermeyeceğiz.
Terörü sen de ben de lanetleyeceğiz!