Ramazan girerken “Ey Oruç tut bizi” demiştik ve eklemiştik, tıpkı diğer ibadetler gibi gerçek anlamda tutulan oruç, sahibini çizgide tutar, istikamette tutar, günahlara karşı onu tutar ve nihayet sahibinin elinden tutar ve onu cennete götürür. Zira Peygamberimiz öyle buyurmuştu:
“Oruç ve Kur’ân sahiplerine şefaat edeceklerdir. O gün, oruç şöyle der: Rabbim, bu kulun beni tutmak için aç susuz kaldı, onu affet ve cennetine koy. Kur’ân da şöyle der: ‘Rabbim bu kulun beni okumak için uykusuz kaldı, rahatından oldu, onu affet ve cennetine koy.”
On bir ayın sultanı Ramazan bir göz yumup açma zamanı kadar bir ânda bize elveda derken, şimdi de diyoruz ki Ey Sultan, Yönet bizleri!
Evet, Ramazan ayı on bir ayın sultanıdır. Sultan yöneten demektir. Ramazan ayı, on bir ayın Yöneticisidir. Buna göre Ramazan bizi on bir ay yönetmelidir. Bunun anlamı şudur:
Bir eğitim kampı, bir dolum merkezi olan Ramazan, tüm güzellikleriyle bizi donatıp kuşatmalı ve Ramazan’dan sonraki on bir ayda bizi çekip çevirmelidir. Sözgelimi Ramazan’daki güzellikler, bayramdan sonra da bizim hayatımızda devam etmelidir. Müslüman’ın on bir ayı da Ramazan doğrultusunda geçmelidir.
Biz Ramazan’dan sonra da namazlarımızı aksatmadan kılmalıyız. Çünkü namaz günde beş vakit olarak farz kılınmış bir ibadettir ve biz bunca nimetlerine karşılık bir şükür göstergesi olarak kıldığımız namazı sevdik, onun gereğine iman ettik.
Ramazan’dan sonra da hayat kitabımız Kur’ân’ı okumalı ve dinlemeliyiz. Çünkü Kur’ân bizim hayat düsturumuz, ruhumuz gıdası, yolumuzu aydınlatan ışık kaynağımızdır.
Ramazan’dan sonra da fakir kardeşlerimizi hatırlayıp onlara yardım etmeliyiz. Çünkü müminin temel özelliği olan infak, her zaman güzeldir, her zaman ibadettir ve her zaman gereklidir.
Ramazan’dan sonra da eş dost akraba ziyareti yapmalı, onlara ikramlarda bulunmalıyız. Zira sıla-i rahim, insanlık ve Müslümanlık borcumuzdur.
Ramazan’dan sonra da imkân buldukça oruçlarımızı tutmalıyız. Çünkü karşımızda Ramazan ayı dışında da fırsat buldukça nafile oruçlar tutan bir örneğimiz peygamberimiz var.
Ramazan’da yaptığımız zikir ve dualar diğer aylarda da devam etmelidir. Zira sabah akşam ve çokça kendisini anmamızı emreden Rabbimizin olarca ayeti var.
Ramazan’da sergilediğimiz güzel kulluğu gelecek Ramazan’a kadar sürdürmeliyiz. Çünkü Müslümanlık, mevsimlik bir elbise değildir ki onu bayramda çıkarıp terk edelim. Bunun içindir ki bizim dinî bayramlarımız tekbir ve namazla başlar. Tekbir ve namazla başlayan bayram ve bayram sonrası hayat da o doğrultuda devam etmelidir.
Ve bu hal Rabbimizin huzuruna çıkıncaya kadar devam etmelidir. Zira O’nun buyruğudur: Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et, emri.
İşte İmam Gazalî’nin, Ramazan’ı düzgün geçenin, tüm senesi düzgün geçer, sözünün anlamı da budur.
Bunun için on bir ayın sultanı Ramazan’a diyoruz ki: Ey Sultan, Yönet bizleri! Onun bizi yönetmesi ise, bizim ona sahip çıkmamız ve ona yaraşır bir teba olmamızla mümkündür. Yoksa Ramazan’a evlada derken, onun güzelliklerine evlada diyen ve onunla irtibatı kesenleri Ramazan nasıl yönetsin ki!? Ve öylelerine Ramazan ve oruç niye şefaat etsin ki!?