Bugün Kemal Kılıçdaroğlu bir açıdan çok avantajlı durumda:
AKP'nin ittirmesiyle, 102 yıl sonra asker kışlasına dönüyor ve yüksek yargı demokratikleşiyor...
Yani CHP, bu zümrelerin kuklası olmaktan kurtulabilir. CHP onların çıkarlarını savunmak; laikçilik ve Jakobenlik yapmak yerine, bir Bekir Ödemiş, bir Mustafa Sarıgül gibi geniş kitlelere açılabilir.
Ama aynı zamanda önünde dev bir engel var: CHP'ye oy veren, Kemalist ideolojiyle beslenmiş, görece paralı ve eğitimli sınıflar...
Giyimine kuşamına, seyrettiği filme, yediği yemeğe bakarak kendini ilerici sanan bu kesim, aslında gayet tutucu bir rol oynuyor.
Türkiye'nin demokratikleşmesinin önünde bir takoz gibi durmakla kalmayıp, CHP'nin değişmesini de engelliyorlar.
Araştırma şirketi Pollmark'tan Ertan Aydın, bu kesimin referandumdaki negatif tavrının, Başbakan Erdoğan'ı şaşırttığını söylüyor.
Soru şu: Nasıl olur da, eğitim düzeyi yükseldikçe, insanlar demokrasi düşmanı, hoşgörüsüz ve tutucu hale gelir?
Acı gerçek şu: Bir genç, Kemalist ideolojiye ne kadar çok maruz kalırsa, o kadar demokrasiden uzaklaşıyor!
Eğitimden vazgeçemeyeceğimize göre, Kemalizm'den vazgeçmemiz gerekiyor. Yani fabrika ayarlarımızı değiştirmemiz gerekiyor: Hemen! Emre Aköz-Sabah