■ Üniversite bitti, mezun oldun. Artık ders çalışmak zorunda değilsin. Nasıl hissediyorsun, kuş gibi mi?
Bilgi âşığı bir insanım. Okula bu yüzden devam ettim. Delilik zamanlarım oldu. Sana birazcık dert yanayım. (Gülüyor.)
■ Elbette...
Üniversite şu an olsun, yine kaydolurum; benim için muazzam bir ortam. İnanılmaz bir egzersiz aslında. Hayatın her alanında bu gerekli. Hâlâ o 4 seneden faydalanıyorum. Öyle bir süreçti ki setle birbirini hafifletmesinden kaynaklı. Setteyim, ertesi gün sınavım var. Çalışmak için sadece bir gecem var. Normal öğrenciler bir sınava 5-6 gün hazırlanıyor. Hele ki final, vize dönemlerinde bütün sınavlar arka arkaya, bir delilik. Öyle bir sisteme oturttum ki tekste bir bakıp çekime giriyordum ya da sınav öncesi notlara bakıp sınava... Her şeyi fotoğraf hafızasına aktarmak gibi bir şeydi. 3 sayfayı yarım dakikada ezberlediğim, beynime kaydettiğim zamanlar oldu. Aslında şunu gördüm: Okurken çalışabilirler. Ya da çalışırken tekrar üniversiteye başlayabilirler. Bunların ikisi bir arada yürütülebilecek şeyler. İstiyorsan becerebiliyorsun. Sen çalıştıkça beynin ve vücudun da destek veriyor, devam etmek istiyor. Hiç yorulmuyorum. Enerji sarf ettikçe enerji üretiyorum. Bu benim için büyük bir şans. Herkes denemeli.
■ Öyle bir konuştun ki bir üniversite daha okursun sen.
Çok istiyorum da işte. Hocalarım “Hiç ara vermeden seni bir master’a yazalım” dediler. (Gülüyor). Ben de istedim ama bir süre işe konsantre olmak istedim. 2 sene sonra olabilir. HT