Fakirlik neredeyse küfür olayazdı buyuran Peygamberimiz, fakirlikten Allah’a sığınmıştır. Ancak fakirlik, yalnızca ekonomik alandaki fakirlik değildir. Mal/variyet yalnızca zenginler elinde dönüp dolaşan bir devlet olmasın diyen İslam, iktisadî işleri yönetmek için evrensel ilkeler belirlemişti, ancak Müslümanlar olarak onları gereği gibi uygulayamadık ve ekonomik alanda fakir duruma düştük.
Bugün müslümanlar, ekonomik alanda olduğu gibi diğer alanlarda da fakirlik problemi yaşamaktadırlar. Onlar, Yüce Allah’ın kendilerine bahşettiği zengin kaynaklara sahip çıkamayarak yahut onları yerli yerince kullanamayarak ekonomik alanda fakir düştükleri gibi, diğer alanlarda da fakirlik içerisinde yaşamaktadırlar. Şöyle ki:
Bugün ümmetin içerisinde bulunduğu en büyük fakirlik iman fakirliğidir. İşlenen pek çok günah iman zafiyetinden kaynaklanmaktadır. Bunun temelinde ise bilgi eksikliği vardır.
İlk emri oku olan bir dinin muhatabı olan Müslümanlar, okuma özürlü olup ilim fakirliği içerisinde yüzmektedirler. İlk inen ayetlerde iki kere tekrarlanan oku emri, dinî ve dünyevî ilimleri, Allah’ın Kitabını ve Kinat Kitabını okumayı bizden istiyordu. Ancak Müslümanlar olarak bizler bu iki alandaki okumaları layığı ile gerçekleştiremedik ve ilmî inkişaflarda gerilerde kaldık, ilim fukaraları olduk. Dini bilenler, müsbet ilimlerden habersiz oldular; müsbet ilimleri bilenler ise dinî bilgiler fukarası olarak kaldılar.
İki nimet vardır, insanların çoğu aldanmıştır. Bunlar sağlık ve boş vakittir nebevî uyarısına rağmen, bugün Müslümanlar sağlık problemleri yaşamaktadırlar. Bu problemlerin çoğu da İslam’ın uyarılarına kulak asmamaktan kaynaklanmaktadır. Temizliğe riayet etmeme, dengeli beslenmeme, aşırı soğuk yahut aşırı sıcak yeme, yiyip içtiklerinde seçici olmama, helal haram ölçülerine uymama gibi sebepler…
Bir hadislerinde Peygamberimiz şöyle buyurur: Güçlü mümin, zayıf müminden çok daha hayırlı ve Allah’a daha sevimlidir.
Hadiste geçen güçlü mümin, imanda, ilimde, amelde, malda, bedenî bakımdan güçlü olan mümindir. Peygamberimiz, bütün bu alanlarda güçlü mümin olmaya yönlendirmektedir. Onun tabiri ile hayra doyumsuz olan mümin bütün bu alanlarda güçlü olup Allah’ın sevgisine mazhar olmuş hayırlı müminlerden olmak için gayret sarf etmelidir.
Ekonomik fakirlik, iman fakirliği, ilim fakirliği, amel fakirliği ve diğer fakirlikler… Bunların hepsi birbiriyle bağlantılıdır. Ekonomik fakirlik, iman fakirliğini doğurur; iman fakirliği ekonomik fakirliğe sebep olur. Bu fakirliklerin aşılmasında Nebevî yönlendirmelere dönmemiz gerekmektedir. Zira Peygamberimizin, peygamber olarak görevlendirildiği toplum da her konuda fakirlik içerisinde yüzüyordu. Ama O, onları iman, ilim, erdem, insanî değerler fukarası olmaktan kurtarıp, gönlü zengin, imanla dolu, ilim irfan aşığı, Salih amel zengini insanlar haline getirdi. Aynı reçeteler bizler için de geçerlidir bugün. Yeter ki o reçetelere dönüp, onların gereğini yerine getirelim.