Farkındalık fark yaratır

Fahri Kubilay

Farkındalık fark yaratır

“Farkındalık”, “farkında olma” son günlerin moda kavramları.  Tabii ki; böyle bir ifade karşısında hemen, “neyin farkında olmalıyız veya neyin farkında değiliz?” gibi bir soru akla gelebilir.

Hayatta o kadar çok şeyin farkında değiliz ki; bazen gördüğümüz duyduğumuz şeyler karşısında şaşıp kalıyoruz.   Peygamber Efendimiz (S.A.V.)  bir hadisinde;

“Beş şey gelmeden beş şeyin kıymetini iyi bil!

•          İhtiyarlık gelmeden, gençliğin,

•          Hastalık gelmeden, sıhhatin,

•          Fakirlik gelmeden, zenginliğin,

•          Ölüm gelmeden, hayatın,

•          Meşgul olmadan boş zamanın kıymetini bil!” diye buyurmuşlar.

Bizler bir şeylerimizi kaybettiğimiz zaman, onun değerinin farkına varıyoruz.  Hâlbuki akıllı insan, her zaman ne yaptığının farkında olan insandır.

21.  yüz yılda insan hayatının olmazsa olmazı haline gelen teknoloji ve ona bağlı olarak yediden yetmişe her insanın bir parçası haline gelen iletişim araçları mesela…  Hiç kimse her an böyle iç içe  olduğumuz  bu araçları  hayatının dışından  bir kenara  itip,  dışlaması  artık asla mümkün değildir.

Bu meyanda, Seydişehir Mahmut Esat Anadolu Lisesi öğrencileri “Radyasyonun Bilinçli Kullanımı”na yönelik bir proje başlattı.

Seydişehir Mahmut Esat Anadolu Lisesi öğrencileri proje kapsamında üç gün boyunca Hükümet Konağı önünde açtıkları stant ile vatandaşlara, radyasyon içeren araçların kullanımını anlattılar.

Cep telefonundan tutun da, mikro dalga fırınlar, baz istasyonları, yüksek gerilim hatları, röntgen ve MR gibi cihazların yaydıkları radyasyona dikkat çekerek, yaşamımızda bunlardan en az seviyede etkilenmenin yollarının anlatıldığı broşürü dağıtırken, standı ziyaret edenlere de birer form doldurtarak, “günlük yaşantıda radyasyona ne kadar maruz kalındığını” tespit etmeye yönelik çalışmalar yaptılar.

Projenin tüm dünyaya ulaşmasını sağlamak maksadıyla öğrenciler, hazırladıkları pankartlar ile okullarının önünden slogan atarak bir yürüyüş başlattılar. Seydişehir Belediyesi önü ve buradan da Seyit Harun Bulvarı ve Hürriyet Caddesi güzergâhı boyunca halkı uyarıcı sloganları ile Hükümet Konağı önüne kadar yürüdüler.

Bu noktada bazıları diyebilir ki; “bu gösterileri  yapan  gençler bile cep  telefonlarından uzak kalamadılar .” Elbette bu da doğru…Ama hiç kimse de; “bunları kullanmayın, çöpe  atın!” gibi bir talepte  bulunmuyor zaten.

 Bizden istenilen şey; “kullanılan şeyin bize o anda ve gelecekte ne kadar zarar verebileceğinin farkında olunması”nı öğretmekten öte bir gayret değildir. Farkında olanla farkında olmayanın durumu hiç bir olur mu? Farkına varanlar,  er ya da geç o konudaki önlemi mutlaka alacaklardır.  Önemli olan; “tehlikenin farkında olmak”tır.

            Bir hikâye ile konuyu kapatalım isterseniz.

            Ünlü Hint bilgesi Krishnamurti ve üç arkadaşı arabada yolculuk ederken, ateşli bir şekilde “farkındalık” konusu tartışılıyordu. Bir ara arabada güçlü bir sarsıntı oldu. Ama tartışmanın yoğunluğundan dolayı kimse bu sarsıntıya dikkat etmedi. Krishnamurti arkadaşlarına dönerek hangi konuyu tartıştıklarını sordu:“Farkındalık” diye yanıt geldi. Hepsi onun da tartışmaya katılmasını istedi. O ise arkadaşlarına şu soruyu yöneltti:

-Hiç biriniz şu anda olana dikkat etti mi?

-Hayır!

-Bir keçiye çarptık, görmediniz mi?”

-Hayır!

-Farkındalığı tartışıyordunuz, değil mi? “Farkındalılık”  böyle bir şeydir diye düşünüyorum.

Cep telefonlarında radyasyon, bilimsel olarak ispatlanmıştır. Tercih sizin. İster bu bela ile sürekli beraber olursunuz,  ister biraz uzak olursunuz. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.