Bir bayrama daha ulaştıran Rabbime şükürler olsun. Geçen Kurban Bayramı’nda Azerbaycan’daydım. Bu seferkinde de siz bu yazıyı okurken Bangladeş’te; mazlum kardeşlerimizin arasında olacağım inşallah. 2009’da da Kenya’da karşılamıştım Kurban Bayramını… Bu, ailemden ayrı geçirdiğim üçüncü Kurban Bayramı. Doğrusu zor razı ettim bir kez daha ayrı dünyalarda bayram etmeye ailemi. Kendi yavrularımla sıcacık evimizde kurban etlerinden yemek ve üzerine de ‘çok yedik yav’ deyip bir maden suyu içmek de vardı, ancak başka yavrular çağırdı bir kez daha. Gözümün önünden geçiverdi hızlıca boncuk gibi gözleriyle bakan minik yetimler… Bulduğum her fırsatta görmediğim ülkelere gitmeye çalışıyorum. Şuana kadar 20’den fazla ülkeyi gezdim. İngiltere’sinden Fas’ına, Sudan’ından Somali’sine, Mısır’ından Belçika’sına, Macaristan’ından Yemen’ine, Almanya’sından Ürdün’üne, Avusturya’sından Bosna Hersek’ine, Hollanda’sından Suriye’sine, Irak’ına, Suudi Arabistan’ına, Gazze’sine… Renk renk insanlar gördüm; kırmızı, yeşil, mavi, sarı, kumral ve simsiyah…Garip inanışlara şahit oldum; Müslüman, Hıristiyan ve Museviliğin dışında…Lüks içinde yaşayan insanları da, açlıktan ölmek üzere olanları da gördüm. Ayağına hiç ayakkabı giymemiş insanlarla, 500 dolarlık bilmem hangi hayvanın derisinden yapılma ayakkabı giyeni de…Dünyayı gezerken o kadar çok şeye, o kadar farklı yaşama şahit oldum ki, pek çoğunu anlatmaya mecalim yok!Şuanda bilgisayarımın başında bu yazıyı yazarken bir İHH gönüllüsü olarak yarın çıkacağım Bangladeş yolculuğunun stresini tüm benliğimde yaşamaya başladım çoktan. Türkiye’nin 6’da biri kadar bir kara parçasında, nüfusumuzun iki katından fazla insanın yaşadığını düşünsenize. Günde 14 saat çalışıp 2 dolar yevmiye alan bu kalenderler ülkesinden de türlü deneyimler ve yaşam hikayelerine şahit olarak döneceğim nasip olursa…Tam da bayramda; Kurban Bayramı’nda onlarla birlikte olmak, buradan bağışlanan kurbanların etlerini belki de aylardır kursaklarına et düşmeyen garibanlara ulaştırmanın bahtiyarlığını yaşamak bütün istediğim doğrusu. Yetimlerin başını okşayıp ceplerine üç kuruş harçlık vermek, gülmeyi çoktan unutmuş annelerin, babaların yüzünü bir an dahi olsa güldürmek amacımız. Sırf karşılığını öbür dünyada Allah versin diyerek kalkıp binbir meşakkatle oralara gidip bu bağış ve yardımları dağıtmak kardeşlik dediğimiz şeyin ta kendisi değil mi zaten…Fırsat bulursak Bangladeş’ten Arakan’a da geçeceğiz. Geçtiğimiz yıl sırf Müslüman oldukları için diri diri yakılarak şehit edilen budist Myanmar ülkesine. Bir avuç mücahidin direnişine elimizden geldiğince destek olmaya… Hayatta kalmak için evvela yiyecek ve içeceğe ardından da kendilerini savunmaları için silaha, yani tüm bunlar için paraya ihtiyacı olan kardeşlerimize selamlarınızı götüreceğiz.Lütfen bu bayram vesilesiyle sizler de yeni bir muhasebe yapın; Hayatınızın muhasebesini. Türkiye’de ne kadar büyük nimetler içerisinde, bir türlü mutlu olmamak için bahane ürettiğimizin farkına vararak. Rabbim son nefesimizde imanlı olmayı nasip etsin hepimize. Dünyanın cenneti ülkemize, uzaktan çook uzaktan selam ediyorum. Bayramınız kutlu ve mübarek olsun…
Farklı diyarlarda bayram
{{member_name}}
{{formatted_date}}
{{{comment_content}}}
YanıtlaYükleniyor ...
Yükleme hatalı.