MERSİN (AA) - SEZGİN PANCAR - Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, hazır gıdalar yerine bakliyat tüketiminin artırılmasını önerirken, "Fast food dediğimiz şey aslında hazır gıdanın da ötesinde bir kavram. Bu kavram, dünyada yok olmaya başlıyor, herkes buna karşı. Bunun çözümü de var, bakliyat. Yani Anadolu diyeti." dedi.
Arslan, Türkiye'nin girişimleriyle Birleşmiş Milletler (BM) tarafından alınan 10 Şubat'ın "Dünya Bakliyat Günü" ilan edilmesi kararını AA muhabirine değerlendirdi.
Bakliyatın, önemli bir "rotasyon" bitkisi olduğunu belirten Arslan, nadasa bırakılan alanlarda ekilen bakliyatın toprağa kaybettiği azotu vererek gübre ihtiyacını azalttığını söyledi.
Arslan, bakliyatın, az su istemesi ve doğaya katkısı nedeniyle tarımda sürdürülebilirlik açısından gerekli olduğunu BM'ye anlattıklarını ifade ederek, "Pek çok ülkenin gün ilanlarına karşı sorunları vardı, istemiyorlardı. Büyük çalışmalar yaptık, ülkelerle tek tek konuştuk. Oy birliğiyle 10 Şubat'ın Dünya Bakliyat Günü olarak kutlanması onaylandı. Bundan sonra vatandaşların aklına bugünü bir Türk'ün yaptığı gelirse çok sevinirim." diye konuştu.
Yine Türkiye'nin yoğun girişimleriyle 2016 yılının Dünya Bakliyat Yılı ilan edildiğini anımsatan Arslan, bakliyatın sağlığa ve doğaya faydalarının anlaşılmaya başlandığını söyledi.
Arslan, bakliyatın önemli bir protein kaynağı olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Gerek kilo gerek protein dengesi açısından incelediğinizde buğdaydan daha az su isteyen ve ondan daha fazla protein barındıran bir bitki bakliyat. Buğdaydaki protein 13. Bu rakam çok iyi diye tanımlanırken en düşük proteinli bakliyat olan bezelyede yüzde 22 proteine rastlıyoruz. Protein oranı yüzde 35-40'a çıkan bakliyat ürünleri var. Protein olmadan insan yaşayamaz. Bir insanın günde 77 gram protein alması lazım."
Türkiye'nin, bakliyatın ana vatanı olduğunu dile getiren Arslan, bu ürünlere sahip çıkılmasının tanıtımlarla mümkün olacağını belirtti.
- "Fast foodun çözümü bakliyat"
Arslan, Türkiye'nin yeniden bakliyat üretiminde etkili olmaya başladığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Enflasyonun düşmesine katkı anlamında da baktığınızda son 1,5 yıldır dolar bazında bakliyat fiyatları dünyada çok düştü. 2018 yılında bakliyat, aslında enflasyonun düşmesini en çok sağlayan ürünlerden oldu. Mercimek, nohut, fasulye, bunlar sofralarımızda tekrar ucuz ürün olarak yerini almaya başladı."
Arslan, bakliyatın hem et ve süt ürünleri tüketenlere hem de vejetaryenlere hitap ettiğine dikkati çekti.
Bakliyatın etten ucuz olmasının yanı sıra ete yakın protein barındırdığını ifade eden Arslan, "Dünyada trend değişti. Fast food dediğimiz şey hazır gıda demek ama aslında hazır gıdanın da ötesinde bir kavram. Bu kavram, dünyada artık yok olmaya başlıyor, herkes buna karşı. Bunun çözümü de var, bakliyat. Yani Anadolu diyeti." dedi.
Hüseyin Arslan, bakliyata ilginin artacağını düşündüklerini, sektör olarak 2019'dan umutlu olduklarını dile getirdi.
- "Kolay ulaşılıyor, saklanması kolay, protein bakımından zengin"
Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir de 10 Şubat'ın Dünya Bakliyat Günü ilan edilmesinin bu ürünlerin geleceği açısından önemli olduğunu söyledi.
Bakliyatı, "obeziteyle" mücadele ürünü olarak nitelendiren Özdemir, "Bakliyat, etle aynı protein oranlarına sahip. Kolay ulaşılan, saklanması kolay, protein bakımından zengin, lif kaynağı, çeşitli mineralleri ve vitaminleri barındırıyor. Daha da önemlisi gluten içermiyor. Bununla birlikte antialerjik, kolestrol içermiyor. Bu kadar şeyi sıraladığımızda bakliyatın önemi ortaya çıkıyor. Bir de ucuz, erişilmesi kolay." diye konuştu.
Özdemir, yararlarına rağmen Türkiye'de bakliyat üretiminin ve tüketiminin istenilen seviyede olmadığını belirterek, "Türkiye, bakliyatın gen kaynağı. Büyükşehirlere yaşanan göçle birlikte genç nüfus, bakliyat tüketmiyor. Bakliyatın kıymetini ve nimetini bilmiyor. Bir gün önceden suya koymak, haşlamak zor olduğundan genç nesil daha pratik yiyeceklere yöneliyor. Halbuki ABD'ye gittiğinizde marketlerde humus konserveleri görürsünüz. Amerikalılar humusu bilmezdi, son 3-5 yılda öğrendi. Bizim de marketlerde satılabilecek bakliyat ürünlerine ihtiyacımız var. Bunları geliştirmek, tanıtmak lazım. Bunların tüketimini teşvik etmek lazım." dedi.
Özdemir, ete en iyi alternatiflerden birinin bakliyat ürünleri olduğunu yineleyerek, "Bakliyat obeziteyle savaşmak için elzem bir ürün. Dünyada bakliyat tüketim ortalaması 7 kilogram. Bizde 14 kilogram. Afrika ülkelerine bakıyorsunuz bu rakam 30 kilogram. Neden? Açlıkla savaşıyorlar. Et bulamayan, protein olarak bakliyat alıyor. Dengeli beslenmeye çok uygun bir ürün. Bunu kullanmamız, üretimini artırıp, tüketimini teşvik etmemiz lazım." ifadesini kullandı.
Bakliyatta üretim ve ihracatın artırılması için yapılabileceklere değinen Özdemir, şunları kaydetti:
"Tohumu, Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü arazilerinde üretecek. Tarım kredi kooperatifleri tohumları satın alacak ve çiftçiye verecek. Borç gibi verecek sonra parasıyla alacak. Destek paraları yerine tohum verilecek. Önce tohumu çoğaltıp, dağıtacağız, dejenere olmuş tohumları toplayacağız. Yeni tohumlarla yeni üretimler yapacağız. Bu, 5-6 yılda yoluna girer. Diğer taraftan iç piyasada tüketimi artıracağız, genç nesillere, ev hanımlarına sevdireceğiz. Ev hanımları yapmıyorsa bu yemekleri kocalarına yaptıracağız."