Fehmi Koru ODA TV'nin kankalarına çaktı

En çok onun hakkında iftira kampanyası yapılmıştı. Bugün hesabını görüyor Koru

Doğrusu ya en çok ona çakmışlardı 'iftira odası'nda...
İtibarsızlaştırma kampanyasının en kralını ona karşı yürütmüşlerdi.
Neler dememişlerdi ki...
Yalı adamı yapmışlardı...
TRT'deki maaşını dile dolamışlardı...
Ama en iğrenci...
Evli bir gazeteciyle, Sevilay Yükselir ile adını çıkartmaya kalkmışlardı.
ODA TV'ye bugünlerde çakanlar içinde sanırız en haklısı o...
Fehmi Koru, Taha Kıvanç imzası altında "itibarsızlaştırma odası' ile olan hesabını görüyor.
Şunları yazıyor:

"Daha en baştan beni kalemlerine dolamışlardı çünkü. Hakkımda her gün bir haber yapıyor, benimle uzaktan bile ilgisi olmayan bir portre çiziyorlardı.

Kalleşliği 'gazetecilik' diye sunan odağın merkezindeki kişi, henüz emekleme çağındayken, o dönemde çalıştığı dergide, hayatımda bir kez bile görmediğim, ismini hiç işitmediğim kişilerle beni ilintilendiren haberler yapmıştı; neredeyse 20 yıl kadar önce... Son zamanlardaysa paracı, iltimas peşinde koşan, ilişkilerinde özensiz biri gibi gösterme gayretindeydi. Olduğumun tam aksine...

(...) Tesadüfen karşılaştığım evli ve çoluk çocuk sahibi bir kadın meslektaşla ilgili, -başta onu ama sonuçta ikimizi de- zora düşürme amaçlı belden aşağı bir habere konu edilmem...

"Efendim, gazetecilik yapıyorlar" diyen çıkıyor ya, bir de bana sorsunlar: Bizim meslekte 'hedef' aldıkları kişinin başına dert açacağı umuduyla sağa sola şikâyet dilekçesi vermek var mıdır? Odak bunu da yapan bir odaktır işte...

KANKALARI OLAN KÖŞE YAZARLARI VAR

Sadece görünenden ibaret değil bu odak, değişik gazetelerde köşeleri de etkisi altında tuttuğu biliniyor... "Olur mu canım, ne alâka?" diyeceğiniz, aklınızın ucundan bile geçmeyecek tiplerle al takke ver külâh durumundalar...

Çarpıcı bir örnek şudur: Ergenekon'da dalga sayısı henüz '1' iken, bunların kankası olan bir yazar, benim için, "O isimleri yazıyor, savcılar gözaltına alıyor" diye bir yazı yazdı.

(...)

Teşvikiye'deki bir kafede haftalık 'kankalar toplantısı' yaptıklarını da o vesileyle öğrenmiştim.

Arkadan vurma, pusu kurma, kalleşlik için, 'çeteleşmek' gerekir zaten; bir ara medyada en güçlü çete ihtiraslarının partilerin içini karıştırmaya kadar vardığı şimdi anlaşılan o odaktı. İtibarsızlaştırma ve gözden düşürme için hedef seçtikleri kişi, kurum ve örgütleri hep birlikte yıpratma kampanyasına tâbi tutuyor, kendilerini güvende hissetmesinler diye, hemen yakınlarındaki birilerine 'ima yoluyla mahkum ettirme' girişimine de başvuruyorlardı.

'Gazetecilik' ha, güldürmeyin beni...

Yazının tamamı için

Medya Haberleri

Yapay zeka ile Müslüm Gürses albümü
Hataylı Minik Yetenek Ahmet Kazar, Haluk Levent ile Aynı Sahneyi Paylaşmak İstiyor
Okan Yalabık’ın Gençlik Hali Görenleri Şaşırttı!
Ankaralı Turgut’tan kötü haber geldi
Akasya Durağı’nın Dilek'i yıllar sonra ortaya çıktı