Yüce Rabbimizin, insanlık için hayat nizamı olarak sunduğu İslam Dininin her şeyi kendine özgü ve özgündür. Onun fetihleri de öyledir. İslam’a göre fetih, asla bir işgal, sömürü, köleleştirme hareketi değildir.
Keşfettiği ve ele geçirdiği yerlerdeki insanları köleleştiren, onların zenginlik kaynaklarını sömürüp onları bunca zenginlik kaynaklarına rağmen yoklukla ezen batının fetih (!) anlayışının aksine İslam, fettettiği yerlerdeki insanların onurları ile asla oynamamış, onların inanç, dil ve kültürlerini zorla değiştirme yoluna asla başvurmamıştır.
Sözgelimi asırlarca hüküm süren Endülüs Emevî devleti yıkıldıktan sonra bugün o bölgelerde, Endülüs Müslümanlarından kalma tek bir kişi bile bırakılmamıştır. Müslümanların hüküm sürdüğü coğrafyalarda ise insanlar, kendi dillerini konuşmaya devam etmişler, istedikleri takdirde kendi din ve kültürlerini yaşamayı sürdürmüşlerdir. İslam onlara, İslam’ın güzelliğini sunmuş ve Müslüman olmalarını arzu etmiş, ancak bu konuda onları zorlamamıştır. Nitekim Selçuklu’nun, Osmanlı’nın hüküm sürdüğü Asya ve Avrupa coğrafyasında pek çok insan bugün bile kendi dilini konuşmaya, kendi din ve kültürünü yaşamaya devam etmektedirler.
İslam’da fethin amacı, toprak, ganimet kazanmak, dünyalık elde etmek de değildir. Nitekim bir hadislerinde Peygamberimiz, kahramanlığını göstermek üzere savaşırken ölen şehit değildir, toprak, ganimet kazanmak için ölen şehit değildir. Asıl şehit, Allah’ın kelimesi en yüce olsun diye savaşırken ölen kimsedir buyurarak fetih erinin hedefini net bir şekilde ortaya koymuştur. Bunun için Müslüman fâtihlerin sloganı şu cümleler olmuştur:
İmtisâl-i Câhidû fillah’ oluptur niyetim,
Din-i İslam’ın mücerred gayretidir, gayretim.
Buna göre Fetih ile İşgalin, Fetih Nesli ile İşgalcilerin farkını şöyle özetleyebiliriz:
Fetih Nesli, ibadetlerini alış veriş olmaktan kurtarıp alış verişlerini ibadete dönüştürebilen nesildir.
Fetih nesli fetheder, ötekiler işgal eder.
Fetih neslinin hedefi Allah’ın Rızası ve ahireti kazanmaktır; onlarınki dünya ve dünyalıktır.
Fetih nesli inşa ve imar eder; onlar devirir, imha eder.
Fetih nesli diriltir; onlar öldürür.
Fetih nesli, insanlara gerçek özgürlüğü sunar; onlar insanları köleleştirir.
Fetih nesli sevgi ve takdir edilir; onlar kin-nefret ve öfkeye sebep olur.
Fetih, öncelikle iman, ilim, irfan, zühd ve takva ile olur; işgal silah ve kaba kuvvetle olur.
Fetih eri, savaş öncesi, savaşta ve savaş sonrası hep Allah ile irtibatlıdır. O’nun için yola çıkar, O’nun için savaşır, O’na dua eder, O’ndan ister, O’nun ölçülerine göre hareket eder. Allah Allah sedaları ile yola çıkılır, fetih sırasında ibadet ve tatlar asla aksatılmaz, zaferler ise tekbir ve şükür secdeleriyle kutlanır. Ötekilerin ise böyle bir derdi yoktur, sorumsuzdur, ölçüsüzdür onlar. Onların galibiyetleri çılgınlık ve işret kutlamalarına dönüşür.
Fetih neslinin savaş hukuku vardır, savaşın en az zayiatla sona ermesi en büyük hedefidir, asla işkence yoktur, savaşa katılmayan din adamı, kadın ve çocuklara dokunulmaz. Ötekiler ise sınır tanımazlar, onların savaş hukuku yoktur, acımasızca katliamlar, işkence, yağma ve talanlar onların işidir. Tarih bu söylediklerimizin en güzel ve canlı tanığıdır.
Fetih Ehli Fâtihlere Selam olsun.