FETÖ, hedefindeki öğrencilere IQ testi yaptırmış

Kendi elemanlarını önemli bölgtelere yerleştirmek isteyen FETÖ, IQ testi yaptırarak en başarılı öğrencileri seçmiş.

Edirne'de FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında, örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 19'u tutuklu 43 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, örgütün eleman kazanma yöntemleri de ortaya konuldu.

Edirne'de, Fetullahçı Terör  Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında,  örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 19'u tutuklu 43 şüpheli  hakkında hazırlanan iddianamede, örgütün eleman kazanma yöntemlerine yer verildi.

İHTİYAÇ SAHİBİ DEĞİL, ZEKİ ÖĞRENCİLERİ SEÇMİŞLER

Örgütün özellikle zeki ve başarılı öğrencileri seçtiği  belirtilen iddianamede, örgüt eğitim kadrosunun nitelik ve nicelik açısından  yeterli düzeye ulaşmasının ardından kendisine bağlı öğrencileri çağın gereksinimleri doğrultusunda yönlendirildiği ifade edildi.

FETÖ/PDY'nin başarılı öğrencileri hedef aldığı vurgulanan iddianamede,  şu ifadelere yer verildi:

"Eğitim gönüllüsü diğer kuruluşların ve dini referanslı yapıların  aksine FETÖ/PDY, ihtiyaç sahibi olan öğrencileri değil, zeki ve başarılı  öğrencileri hedef almış, hatta bu öğrencilere IQ testleri yaptırmıştır.  Böylelikle örgütün devleti ele geçirme amacına ulaşmasına katkı sağlayacak  kadrolaşma faaliyetlerinin önü açılmıştır. Sonuç olarak Fetullah Gülen'in  1970’lerin sonunda başlattığı uzun vadeli projenin ilk halkasını eğitim  oluştururken, tedrisattan geçenler başta emniyet, yargı, TSK ve mülkiye olmak  üzere devletin önemli kademelerine yerleştirilmiş, bir kısmı ise iş adamı olmaya  aday gösterilmiştir. Örgüt bir yandan eğitimle kadro yetiştirip, bir yandan da  diğer alanlarda etkinliğini artırmıştır.''

Yabancı gizli servislerin "cemaat"e ait kültür merkezlerinde yetişmiş  kadroya değişik konularda eğitim verdiği öne sürülen iddianamede, şunlar  kaydedildi:

AMAÇ HÜKÜMETİ TAMAMEN ORTADAN KALDIRMAK

"CIA ve FBI tarafından, hükümete yönelik faaliyetlerine ilişkin  geliştirdiği strateji gereği cemaate ait kültür merkezlerinde yetiştirilmiş  kadroya değişik konularda eğitimler verildi. Bunun en iyi örneklerini ise 17  Aralık sürecinde savcılar ve güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonları  içine alabiliriz. Bu girişim, tamamen hükümeti ortadan kaldırarak devleti tüm  kurumlarıyla zayıf düşürmek amacı taşımaktaydı. Bahsedilen eğitimlere dahil olan  adli ve güvenlik kurumlarında çalışan ancak cemaat kadrosu içerisinde yer alan  şahıslar bu görevi üstlenerek harekete geçmiştir."

"MAFYANIN AĞZINA AZICIK BAL SÜRÜN"

İddianamede, örgütün elebaşı Gülen'in "devletin içine sızmaya yönelik  planları"na ilişkin açıklamalarına da yer verildi.

FETÖ elebaşı Gülen'in, 1970'li yıllardan itibaren devlet içerisine  sızarak özellikle mülkiye, adliye, emniyet, Milli Eğitim ve Türk Silahlı  Kuvvetleri içerisinde  kendi özel hiyerarşisi ile illegal kadrolaşmaya  gidilmesinin öneminin altını çizdiği konuşmaları şöyle:

"ESNEK OLUN, SİVRİLMEDEN CAN DAMARLARI İÇİNDE DOLANIN.

Bütün güç merkezlerine ulaşıncaya kadar hiç kimse varlığınızı fark  etmeden sistemin ana damarlarında ilerleyin.

Türkiye'deki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım  erken sayılır.

Adliye, mülkiye veya başka hayati bir müessesede bizim  arkadaşlarımızın mevcudiyeti öyle ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp  değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde  garantimizdir. Bir ölçüde onlar bizim varlığımızın teminatıdır.

Yani siz hakim değilsiniz, başka kuvvetler var. Bu ülkede değişik  kuvvetleri hesap edecek, dengeli, dikkatli, tedbirli, temkinli yürümekte yarar  var ki geriye adım atmayalım. Yani her şey bir Oyundur. Kungfu gibi oyun,  tekvando gibi bir oyun, judo gibi bir oyun, her zaman insanın hasmını yenmesi,  öyle yumruk vurup yere sermesi gibi bir şey değildir. Bazen hasımdan kaçmak bile  çok önemli bir manevra. Çok iyi bilecek, çok iyi planlayacak, ona göre  yürüyeceksiniz, kuvvet dengesi olmadığı bir  yerde kuvvete başvurmayacaksınız. Teknik, taktik yerine sizin kalbiniz önemlidir.

Ben yine kuvvet dengesi olmadığı için şahsen o yol yerine kendi  düşüncemi yayma, kendi düşünce sistemim adına varlığı her tarafı fethetme, ele  geçirme yolunu tercih ederim.

Zaman henüz uygun değil, bütün dünyayı omuzlayıp, taşıyabileceğiniz  zamana dek, tamam olacağınız ve koşulların uygun olacağı zamana dek  beklemelisiniz. Bilhassa haber alma hususunda her zaman hasım cephenin çok önünde  olunmalıdır.

Her yerde hususen geri kalmış yerlerde mafyanın ağzına azıcık bal  sürülebilir.

Yüzlerce arkadaşlar, yüzlerce diyorum tabii, Türkiye'nin içinde  binlerce yurt dışında burs veriyorlar. Amerika'da otuz küsur değişik  üniversitelerde kariyer yapıyorlar. Kariyerin yapılmasının yanında kariyer  yapmanın yanında aynı zamanda bu arkadaşlarımız orada hizmet de yapıyorlar ve bu  iki üç senelik ömrü olan bir şey. Daha önce de vardı üç beş arkadaş ama fakat  bunlar Allah'a çok şükür organize edildi. Himmetler belli bir noktada (kesinti)  edildi ve şimdi orada çok iyi güdülüyorlar. Allah'ın inayet ve keremiyle her sene  de besleniyorlar. İngiltere’den Almanya’ya oradan Avustralya’ya oradan Amerika’ya  kadar her yerde kariyer yapan arkadaşlarımız besleniyorlar ve bu arkadaşlar bizim  gayeyi hayalimize göre gelecekte o dünyalardaki üniversitelerdeki bizim  tebliğcilerimiz olacaklardır. Türkiye'ye döndükleri zaman da burada el üstünde  üniversitelerdeki olacaklar."