FETÖ ile mücadele edilirken mağduriyetler de oluyor.
Son dönemlerde bu konudaki yazı ve haberler arttı.
Yeni Şafak, Yeni Akit, Star, Akşam gibi gazetelerde benzer haberleri görebiliyoruz.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “At izi it izine karıştı” demişti ya;
Karar gazetesinde Elif Çakır yazdı olayın perde arkasını…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘büyüğüm’ dediği, kırk yıllık dava arkadaşlarından yılların “Milli Görüş”çü Hasan Başpehlivan’ın kapısına FETÖ'cü diye dayanmışlar.
Başbakan Sayın Binali Yıldırım da geçtiğimiz günkü konuşmasında, “Darbeciler davaları uzatmak için başkalarının isimlerini veriyorlar, işi sulandırmaya çalışıyorlar” diyerek aslında bilinen bir gerçeği dile getirdi.
Konya’da da bize mağduriyetlerle ilgili bazı şikayet ve duyumlar geliyordu.
Ancak ‘Emniyet’teki bir açığa alınma olayında mağduriyete bizzat şahit oldum.
FETÖ soruşturmalarında yaşanan mağduriyetlerin bir kısmı, soruşturmanın doğal sonucu. Yani 40 yıllık geçmişi olan ve devletin her yerine sızmış kripto yapıya yönelik soruşturmada kabul etmek gerekir sıfır hata ile hareket etmeniz mümkün değildir!
Önemli olan bunu telafi etmek, mağduriyeti ortadan kaldıracak kanalları açık tutmaktır.
Ancak, Başpehlivan olayında olduğu gibi, benim şahit olduğum olayda olduğu gibi bazı mağduriyetler var ki, hakikaten düşündürücü!
Doğal mağduriyetlerin dışında başka türlü mağduriyetler de olduğu anlaşılıyor!
FETÖ’cüler; davayı sulandırmak, uzatmak, mecrasından çıkarmak için gerek ihbar yoluyla gerekse ifadelerinde falan isim yağmuruna tutuyorlar.
Sadece FETÖ’cüler mi?
Birde kişisel hesap peşinde olanlar, makam mevkii peşinde koşanlar, en önemlisi FETÖ’den boşalan yerleri doldurmak isteyen gruplar, topluluklar var.
Başından beri şunu söyledik: Kim bilerek bir FETÖ’cüyü kolluyorsa, kim de bilerek bir masum insan hakkında FETÖ yaftalamasında bulunuyorsa, o kişiler hakkında FETÖ’den işlem yapılmalı.
Eğer siz bu insanlar hakkınca cezai müeyyide getirmezseniz bunun önünü alamazsınız.
İftiranın, yalanın önüne geçemezsiniz.
Bu konuda vekillere de sık sık şikayetler geliyor ki; son dönemlerde yaptıkları açıklamalarda varsa oluşan mağduriyetlerin giderileceği yönünde açıklamalar yapıyorlar.
KONTİMDER’de konuşan Ömer Ünal, Halil Etyemez, Hacı Ahmet Özdemir de benzer şeyler söyledi.
Sonuç olarak FETÖ’cülerin ve diğer grupların oyununa gelinip bu tür sonuçların doğmasına izin verilmemeli ve mağduriyetler mutlaka giderilmelidir.
Başarılı operasyonlara gölge düşürülmemesine izin verilmemeli!
Son günlerin hit tabiriyle unutulmamalıdır ki;
Adalet mülkün temelidir.
MERAM’DA BÜYÜK DÖNÜŞÜM
Dönüşüm; son yılların moda tabiri ve büyük bir ekonomik ve sosyal alanı kapsayan önemli bir devinim ve değişim.
Dönüşümde önemli olan tıpkı insanlar gibi farklı farklı kimliğe ve ruha sahip olan şehirlerin, sahip oldukları bu ruhun ve özün korunmasıdır herhalde.
Meram Belediyesi’nin “Dönüşüm Meram” projesinin lansmanı yapıldı.
İlçenin görünümünü değiştirecek, geniş bir alanı kapsayan büyük bir proje.
Konya’ya hayırlı olsun.
İÇİ, DIŞI GİBİ MÜTEVAZİ OLMAYAN HASTANE
Geçtiğimiz günlerde gazete ekibi olarak özel Medova hastanesini gezdik.
Konya’da sağlık alanında şu anda bir sıkışıklık var ama Şehir Hastanesi, Numune başta olmak üzere devam eden projeler tamamlandığında, bu sıkışıklık ortadan kalkacak, Konya hakikaten önemli bir sağlık merkezi olacak.
Konya, son yıllarda özel sektör eliyle de önemli sağlık yatırımları aldı almaya devam ediyor.
İşte Medova hastanesi de bunlardan birisi.
Kurucu ortaklardan Dr. Seyit Karaca, hastaneyi gezdirdi, bilgilendirdi.
Hastanede son teknoloji cihazlar kullanılmış.
İç donanımda hastayı rahat ettirecek en ince detaylar bile atlanılmamış.
Gezimiz sonunda şunu söyleyebiliriz ki;
Hastanenin çok şatafatlı görünmeyen sade dış cephesinin aksine içerde mütevazi davranılmamış.
Konya’ya hayırlı olsun...