MUĞLA (AA) - DURMUŞ GENÇ - Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanma'nın (FETÖ/PDY) Muğla'daki çatı örgütlenmesine yönelik 22'si tutuklu 41 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, örgütün el konulma işlemlerinden hemen önce bağlı şirketlerin içini nasıl boşalttıkları gözler önüne serildi.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY'nin ildeki mütevelli heyeti, dershane, yurt, pansiyon ve okullardan oluşan eğitim yapılanmasına yönelik 22'si tutuklu 41 şüpheli hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 360 sayfalık iddianame hazırlandı.
"Silahlı terör örgütü yöneticisi ve üyesi olmak", "Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak" ve "Bankacılık Kanununa muhalefet" suçlarından yargılanmaları istenen şüpheliler hakkındaki iddianame, Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Mali yapılanmalarına ilişkin delillerin sunulduğu iddianamede, örgütün taşınmazları nasıl elden çıkarmaya çalıştığı hakkında bilgiye de yer verildi.
İddianamede, Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu raporunda Bereket Özel Eğitim Hizmetleri Anonim Şirketinin, 2012'de genel kurul kararıyla 2 milyon 460 bin lira olan sermayesini 7 milyon 1 bin 350 liraya çıkardığı belirtildi. İddianamede, bu raporun "değerlendirme" kısmında, şirketin ortaklık yapısı ve finansal durumu nedeniyle sermaye artırımının yapılmasının mümkün görünmediği ancak sermaye artırımının yapıldığı tarih itibarıyla mevzuat gereğince kişilerin servet sorgulamasının yapılamadığı aktarıldı.
Aynı raporda Bereket Özel Eğitim Hizmetleri AŞ'nin 7 milyon 12 bin 350 lira olan ödenmiş sermayesinin serbest muhasebeci mali müşavir Hasan Hüseyin Kaşlı tarafından hazırlanan rapor ve yönetim kararı ile 1 milyon liraya indirildiği aktarılan iddianamede, sermayenin indirilen kısmının ortaklara nakit olarak dağıtılmasının kararlaştırıldığı yer aldı.
- Şirket tasfiye ediliyor gibi gösterilmiş
Vergi Denetim Kurulu raporunda Bereket Özel Eğitim Hizmetleri AŞ adına kayıtlı taşınmazlarının 2016 yılında farklı zamanlarda satıldığı ve devredildiği vurgulanan iddianamede, şu bilgilere yer verildi:
"Raporda bu satışlardan toplam 6 milyon 240 bin lira gelir elde edilmesi gerektiğinin ancak her birinin muvazaalı (danışıklı) olduğunun ve bu konuda muvazaa raporlarının tanzim edildiğinin ayrıntılarına yer veriliyor. Bereket Özel Eğitim Hizmetleri AŞ bünyesinde bulunan taşınmazların örgütün Türkiye'de eş zamanlı olarak uyguladığı bir takvim içerisinde güvendiği kişi veya kuruluşlara devretmesinden ibaret olduğu kaydediliyor. Her ne kadar söz konusu devirlerde nakit para, senet, çek gibi ödeme unsurları mevcut olsa da bu durumun muvazaayı gizlemek amacıyla kurgulandığı anlaşılıyor."
Raporda, Bereket Özel Eğitim Hizmetleri AŞ'nin, Şubat 2016'da tasfiye ediliyormuşçasına taşınmazlarını elden çıkarmaya başladığı, bu işlemin aynı tarihte Türkiye çapında ve örgüte bağlı tüm organizasyonlarda gerçekleştiği ifade edildi.
Örgüte yönelik operasyonların hız kazanmasının ardından bağlı şirketlerde mal kaçırmaya yönelik faaliyetlerin arttığı anlatılan raporda, bu kapsamda 7 milyon 12 bin 350 lira tutarındaki ödenmiş sermayesi olan ve sürekli zarar beyanında bulunan bir şirketin inandırıcı olmayan gerekçelerle sermaye azaltımına gitmesi ve azaltılan sermaye tutarı olan 6 milyon 12 bin 350 lirasının ortaklara dağıtılmasının ironik olduğu aktarıldı.
Raporda, "Zira taşınmaz satışlarından geldiği iddia olunan paraların, sürekli zarar eden şirketin sermayesine eklenmesinin gerekeceği, dolayısıyla bu işlemlerin Bereket Özel Eğitim Hizmetleri Ticaret AŞ'nin içinin boşaltılmasına yönelik olduğunun, zaten Kanun Hükmünde Kararname ile 3 Ekim 2016 tarihinde şirketin varlığının resen sona erdirildiğinin ve sermaye azaltımı ile ortaklara intikal ettirilen 6 milyon 12 bin 350 lirasının 6 ortaklarda aranması gerektiği anlaşıldı." denildi.
Bereket Özel Eğitim Hizmetleri Ticaret AŞ'nin adli işlemler kapsamında şirketin mal varlığına el konulmasının önüne geçebilmek amacıyla sözde il imamının talimatı ile muvazaalı işlemlerle şirket taşınmazlarını emanet olarak devrettikleri kaydedilen iddianamede, ancak resmiyette bu taşınmazları satmış gibi gösterdikleri yine örgüt talimatı ile sermaye azaltımı yaparak nakit bedeli şirket hissedarlarına ödemiş gibi işlemler yapılarak, mali anlamda içini boşaltarak şirket mallarına el konulmasını önlemeye çalıştıklarının anlaşıldığı belirtildi.
- "Soruşturmaları önceden haber almışlar"
Bereket Özel Eğitim Hizmetleri Ticaret AŞ'ye yönelik soruşturma işlemlerinin önceden haber alınmasına ilişkin tespitler kısmında ise soruşturma kapsamında bu şirkete ait birimlerde adli arama işlemlerinin yapılmasının kararlaştırıldığı aktarılan iddianamede, şirket binasında yapılan bazı adli arama işlemleri sırasında 2 bilgisayar güç kablosu, bir yazıcı kablosu, lazer yazıcı, bir monitör, bilgisayar bağlantı kabloları olduğu görülmesine rağmen, bu bilgisayarların kasalarına rastlanılmamış olmasının dikkat çekici olduğu ifade edildi.
İddianamede, örgütün sözde il imamı olarak görev yapan "Ertuğrul" kod isimli şüpheli İlker Kaya'nın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini beyan ettiği ek ifadesine de yer verildi.
Kaya "Genel önlem olarak şirkete ait dershane ve okuldaki bilgisayarlarda herhangi bir suç unsuru bulunmamasını söyledim. Ancak dershane müdürü Mustafa Aktaş bunun da ötesine geçerek herhangi bir suç unsuru içermemesine rağmen bilgisayarları tamamen kaldırmış. Ayrıca bir arama işleminden önce Mehmet Akif Ören bana arama yapılacağını söylemişti. Kendisinin bu bilgiyi kimden aldığını bilmiyorum. Belirttiğim üzere zaten teyakkuz halinde idik ve genel olarak dikkatli olunması gerektiğini okul ve dershane müdürlerine söylemiştim." ifadelerini kullandı.
Yürütülen başka bir soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadesine başvurulan Eyyup Konak ise şunları kaydetti:
"2016 yılının ilk aylarında kardeşim Ömer Konak, Muğla'da bir parkta telefonunu düşürmüş ve bu durumdan bana bahsetmemişti. O gün ilerleyen saatlerde il imamı olan Ertuğrul kod isimli İlker Kaya, Eagle programı üzerinden bana mesaj atarak kardeşimin bir parkta telefonunu düşürdüğünü, telefonun TEM Şube Müdürlüğü görevlilerinin eline ulaştığını, 15 dakika içerisinde polislerin gelip kardeşimi alacaklarını söyledi. Kardeşime sorduğumda gerçekten telefonunu düşürdüğünü ve telefonun içerisinde PKK ile ilgili bir mesaj olduğunu söyledi. Gerçekten de İlker Kaya'nın dediği gibi kısa süre içerisinde polisler geldi ve kardeşimi gözaltına aldılar. Kardeşim bir gece gözaltında kaldıktan sonra savcılıktan serbest bırakıldı. Kardeşim gözaltında iken İlker Kaya yeniden bana Eagle programı üzerinden mesaj atarak kardeşimin emniyette konuştuğunu, cemaat ile ilgisinin olduğunu söylediğini, bu nedenle yakın zamanda benim müdürlüğünü yapmış olduğum Bereket AŞ'ye ait Öner yurdunun aranabileceğini söyledi. Gerçekten de bir iki gün sonra benim müdürlüğünü yaptığım yurtta da arama işlemi yapıldı."
İddianamede, örgüt üyelerinin, kamu çalışanları arasında bulunan örgüt üyeleri ve ByLock, Eagle gibi gizli haberleşme sistemleri ile haklarında yapılacak olan soruşturma işlemlerinden önceden haberdar olma ve önlem alma imkan ve kabiliyetlerinin de olduğunun anlaşıldığına yer verildi.
AA