FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin dava

Darbe girişimine ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan ilk isim olan eski Bursa İl Jandarma Komutanı Albay Akkuş ile 15 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması yapıldı

BURSA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan ilk isim olan, çantasında "sıkıyönetim atama listeleri" ve "yeni yapılanma" dokümanı ele geçirilen eski Bursa İl Jandarma Komutanı Albay Yurdakul Akkuş ile 15 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.

Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Yurdakul Akkuş ile rütbeli askerler Murat Y, Yılmaz G, Hakan K, Ali Ç, Kemal Ş, Hacı Hüseyin Ç, Ertuğrul Y, Ayhan Ş, Erkan D, Mustafa E, İbrahim Ç, Ali Y. ve Duran D. ile tutuksuz sanıklar Bilal D. ve Ali B. katıldı.

Haklarında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, silahlı terör örgütü kurma, yönetme ve silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıla kadar hapis cezası istenen sanıklar savunmalarını yaptı.

Savunmasını yapan Akkuş, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi.

Zaman zaman Mahkeme Başkanı Mehmet Özyalçın tarafından savunmasında kendisiyle ilgili kısımlardan bahsetmesi ve konuyu toparlaması gerektiği konusunda uyarılan Akkuş, yaklaşık 2,5 saat konuştu.

Akkuş, kendisine Genelkurmay Başkanlığından mesaj geldiğinin söylenmesi üzerine Jandarma Garnizon Bölge Komutanlığına gittiğini belirterek, "Harekat Yıldırım' kod adlı mesaj bana saat 23.30-00.00 arası verildi. Mesaj sarı açık bir zarftaydı. Zarfı kapatıp odama çıktım. Okumaya fırsatım olmadan nizamiyeden sesler duyup aşağıya indim. Seyfullah Saldık oradaydı, beni tahrik etmek istercesine 'Sen kimsin?' diye bağırdı. Ben de tahriklere kapılmadım. Sonuç alamayınca bana 'Evine git' dedi. Ben de 'emredersiniz komutanım' deyip lojmanın yanındaki Osmangazi İlçe Jandarma Komutanlığına gittim." diye konuştu.

Akkuş, darbeyle ilgili toplantı yaptıkları iddiasına da savunmasında yer vererek, şunları dile getirdi:

"Osmangazi İlçe Komutanlığında toplantı yapmadık. Televizyondan gelişmeleri takip etmek için televizyon odasına girdim, bazı arkadaşlar da geldi. Konunun maiyetini anlamamıştım, Osmangazi'de televizyona bakınca Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarından darbe girişimi olduğunu öğrendim. Şok oldum. Darbecilerin önceden silah dağıttıkları ve yakıt ikmal hareketleri olduğunu görüyoruz. Bursa'da hiçbiri yok. Seyfullah Saldık'ın emrine uydum, 'Git' dedi, gittim. Darbeciler komutanlarını egale etti. Ben isteseydim bir emrime bakardı. Benim sadece ismimin geçmesi dışında bu darbecilerle hiçbir alakam yoktur. Hareket Yıldırım kodlu mesajları sonradan okudum ve valiye teslim etmek için çantama koydum ama polis bunları ele geçirmiş gibi davranmış. Bu iyi niyetimi kötüye kullanmıştır."

Akkuş, gözaltına alınmasını da anlatarak, "Polisler gelince mukavemet ile karşılaşmadan odama geldiler. Beni almak istediler. Vali, Başsavcı ve Emniyet Müdürünü aradım. Başsavcım gözaltı kararı olmadığını ancak polislerle gitmem gerektiğini söyledi, ben de gittim. Bu bir darbe davası değil, kumpas davasıdır. Kumpası kuranlar da bellidir. Ankara, İstanbul ve bazı bölgelerde darbe girişimi sırasında silah, acı ve gözyaşı var. Bursa'da ise neşe, sağduyu var, silah, acı ve asker yok. Bu bizim kumpası erken fark etmemizdendir." ifadelerini kullandı.

Sanık Yurdakul Akkuş, durumun mahiyetini ilk aşamada anlamadığını da öne sürerek şu iddialarda bulundu:

"Seyfullah Saldık, 'Harekat Yıldırım' kodlu mesajlardan haberi olmasına rağmen beni derdest etmedi. Hukuk dışı olarak Osmangazi'de bulunduğumuza dair bir şey söylemedi. Bir telefon kadar uzağındaydım. Bana bir şey sormadı. Seyfullah Saldık, olayla ilgili tutanakları polislere sabaha kadar teslim etmemiştir. Tutanaklar birçok defa değişti. Ayrıca emrindeki Jandarma Özel Harekat (JÖH) timlerini kullanarak tutuklayabilirdi. Ona rağmen durumu polislere teslim etti. FETÖ/PDY üyesi değilim. Listeye ismimi yazan kişileri tanımıyorum. Onlardan şikayetçi oldum. Zaten ismimi yanlış yazmışlar. Orada Yurdagül yazıyor. Muhtemelen beni o listeye yanlışlıkla yazdılar."

Mahkeme Başkanı Mehmet Özyalçın'ın "Kaç yıldır askerlik mesleğindesin, böyle kanunsuz bir emri aldığında ne yapman gerekiyordu? Yaptın mı, neden yapmadın?" soruları üzerine Akkuş, "Adli makamlara durumu hemen bildirmem ve bu makamlara gitmem gerekirdi ama bildirmedim çünkü tam olarak mesajı okuyamadığım için durumun maiyetini anlamadım. Saat 00.00 sıralarında Sayın Cumhurbaşkanının televizyondan darbe kalkışmasıyla ilgili açıklamasını görünce anladım, şok oldum. Daha sonra Vali ve Cumhuriyet Başsavcısını aradım." yanıtı verdi.

- "Akkuş'u vururduk, vatan haini olmazdık"

Sanıklardan Mustafa E. ise savunmasında kendisini darbe girişimi gecesi bir komutanının, mesajlaşma sisteminde arıza olduğunu söyleyerek garnizona çağırdığını ileri sürdü.

Yolda aynı komutanına gelen mesajda tüm personelin toplanması emrinin iletildiğini belirten Mustafa E, alaya alınmadıklarını ancak Akkuş ile Tümgeneral Seyfullah Saldık'ın alay kapısında konuştuklarını söyledi.

Saldık'ın Akkuş'a ve kapıdaki personele hitaben "Biz de vatanımızı seviyoruz, evlerinize gidin" dediğini aktararak, "Saldık, Genelkurmay'dan gelen ve Akkuş'u sözde sıkıyönetim komutanı ilan edilen emri bildiği halde büyük bir lütufta bulunarak Akkuş'u da evine gönderdi. Ardından başka bir komutan Akkuş'un emrini ilettiğini söyleyerek Osmangazi İlçe Jandarma Komutanlığına gitmemiz gerektiğini, kendisinin de oraya geleceğini söyleyince oraya gittik." ifadelerini kullandı.

Mustafa E, ayrıca darbe girişimi gecesi yaşananların kaydedildiği garnizonun kamera kayıtlarının bulunamadığını, bunun lehlerine değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Özel Kuvvetler Komutanı Aksakallı, Ömer Halisdemir'e Semih Terzi'nin vatan haini olduğunu ve onu vurması gerektiğini söyledi. Eğer Saldık da bize bunu açıkça söyleseydi belki biz de Akkuş'u vururduk, vatan haini olmazdık. Saldık ve diğer komutanlar olaydan haberleri olduğu halde bize haber vermediler ve Akkuş'u derdest etmediler. Darbeden haberimiz olmadığı halde verilen emri yerine getirdiğimiz için 7 aydır tutukluyuz. Beraatımı talep ediyorum."

Mahkeme heyeti kısa bir aranın ardından, dönemin Jandarma Garnizon Bölge Komutanı emekli Tümgeneral Seyfullah Saldık ile 5 komutanın daha tanık sıfatıyla çağrılmasına, tutuksuz sanık Bilal D'nin savunmasını bir sonraki duruşmada yapmasına, ayrıca tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

Darbe girişimiyle ilgili ülkede ilk yakalanan isim olan, çantasından "sıkıyönetim atama listeleri" ve "yeni yapılanma" dokümanları çıkan Akkuş'un gözaltına alınmasıyla, darbe girişiminin seyri değişmiş, çantadaki belgelere göre ülke genelinde gözaltına alma operasyonları hızlanmıştı.

Akkuş'un çantasındaki dokümanda, sıkıyönetim sırasında başa geçecek 81 il valisi askerler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesinde görevlendirmeler ile darbecilerin yönetim planı şemaları ve ülke genelinde kamu kurum ve kuruluşlarının başına geçecek isimlerin listesinin yer aldığı ifade edilmişti.

AA

Gündem Haberleri

SHOW TV'nin beğenilen dizisi 'Deha'ya program durdurma cezası
Bergama'da Kıyamet Beklentisi: Gerçek mi, Efsane mi?
Belediyelerin ödenmeyen borçları bütçelerinden kesilecek
Çarptığı tilki tampona sıkıştı
Afyon'dan kaymaklı Dubai çikolatası