İSTANBUL (AA) - Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) futbol yapılanmasına ilişkin eski futbolcu 6 sanığın yargılandığı davada, sanık beyanlarında "grup sohbetlerine katıldıkları" iddia edilen Emre Belözoğlu, Gökhan Gönül, Mehmet Topal ve Tuncay Şanlı'nın da aralarında bulunduğu 21 kişiyle ilgili "FETÖ üyeliği" suçundan herhangi bir soruşturma veya dava açılıp açılmadığının sorulmasına karar verildi.
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmada savunma yapan eski futbolcu Bekir İrtegün, 2009'da Gaziantep'ten İstanbul'a geldiğini ve "Ali" isimli bir kişiyle tanıştığını söyledi.
Bu örgütle o dönem bir sıkıntı olmadığı için bir beis de bulmadıklarını belirten İrtegün, "İyi insanlar diye tanıdık. Yapının temelinden öte, normal bir arkadaşlık nasılsa öyle gitti. 17-25 Aralık'tan sonra ister istemez bir uzaklaşma oldu tabii. Bir anda kesemedim ama. Çünkü bu arkadaşım menfi, fırsat oldukça görüştüğüm bir insandı." dedi.
Bu kişiye biraz uzaklaştıktan sonra kendisini aramadığı için gönül koyduğunu ve görüşebilmek için bir programdan (ByLock) bahsettiğini de aktaran İrtegün, "Uygulamanın ne olacağını sorduğumda gösterdi. Resmi bir program olduğunu düşündüm ve aklımdan kötü bir şey geçmedi. Onu da normal bir şey zannettim, indirip normal hayatıma devam ettim. Ben bu programı iletişim aracı olarak kullanmadım. Emniyete gittim ve orada hakkımda soruşturma olduğunu öğrendim. Orada da samimice cevaplarımı verdim." ifadesini kullandı.
FETÖ ile temelli bir iletişim bağının olmadığını ve kendisini hiçbir zaman bu yapıya ait hissetmediğini de söyleyen İrtegün, "ByLock telefonumda çok az kaldı, kullanılmadı bile. İndirmemi isteyen kişi, manevi tarafımı bildiği için, 'Bu programla kampta okursun' dedi. İletişim aracı o kadar çok ki, böyle bir gizliliğin içinde olamam zaten. Pozisyonum da müsait değil ama açık yüreklilikle bunu inkar etmedim. Çünkü ByLock olduğunu bilmiyordum." şeklinde konuştu.
Bulunduğum pozisyon ve yaptığı meslek uyarınca devletin terör örgütü ilan ettiği bir yapının içerisinde zaten olamayacağını, manevi duygularla sohbetlere dahil olduğunu anlatan İrtegün, Ömer Çatkıç'ı da bir kez gördüğünü, diğer isimlerden 12 yıl geçtiği için emin olmadığını, sohbetlerde Fetullah Gülen'in CD'lerinin izlenmesine denk gelmediğini, yazdığı kitaplardan birkaç şeyin söylendiğini ve 2010 yılında da bir kez kurban yardımında bulunduğunu kaydetti.
- "Sohbetlerde Emre, Mehmet ve Alper'i gördüm"
Mahkeme heyeti başkanının, "Fenerbahçe'ye geldin sonra da Başakşehir'e geçtin. O dönemlerde gittiğin sohbetlerde gördüğün kimse var mı?" diye sorduğu İrtegün, "Uğur Boral da burada. İlk gittiğim yıllar Emre Belözoğlu vardı, çok görmemekle beraber Mehmet Topal'ı hatırlarım, Alper Potuk'u da belki bir iki defa gördüm. Öyle devamlı devamlı görüşen bir grup yok zaten. Hepimizin sosyal hayatı, ailesi ve yoğun bir hayatı var. Antrenmanlardan fırsat kaldığında, tamamen manevi duygularla, zor maç için dua edelim minvalinde buluşmalardı. Bu arkadaşlar da o sebeple buradaydı." diye konuştu.
İrtegün, savcılık ifadesinin sorulması üzerine, İstanbul'a ilk geldiği yıllarda Emre Belözoğlu'nun evinde buluştuklarını dile getirerek, "Benim saklayacak, suç işlemiş durumum yok. Suç olduğunu bilsem mümkün değil böyle bir şeye girmezdim. Samimi olmaktan başka bir şeyim de yok yapabilecek. Etkin pişmanlıktan çok anlamam. Okullarına da gitmedim. Normal hayatımın bu yapıyla uzaktan yakından alakası yok. Futbol dönemimde tanıştım bu yapıyla. Hiçbir zaman Bank Asya'ya gidip böyle bir hesap açtığımı hatırlamıyorum. O zamanlar böyle şeyler yoktu. Bunları sporcu olarak bilmemiz de mümkün değil. Allah rızası için gidiyordum, o zamanlar iyi insanlardı. Bu anlattıklarıma rağmen suç olarak düşünülüyor, görülüyorsa etkin pişmanlıktan yararlanmak isterim." dedi.
- "Her yerde varlar, futbolda mı olmayacaklar?"
Mahkeme başkanın, "FETÖ'nün futbolun içinde olmasının sebebini" sorduğu Bekir İrtegün, 15 yaşında milli olduğunu, menfaatin aksine mağdur edildiğini ve FETÖ'nün futbol içinde özel bir durumuna şahit olmadığını da belirterek, "Futbolun içinde neden varlar? Her yerde varlar, futbolda mı olmayacaklar? Bu beni aşar. Ama benden menfi bir şey istemediler. Futbolculardan ne isteyecekler zaten? Kullanılmış taraf biziz." diye konuştu.
Savunması sorulan tutuklu sanık Zafer Biryol ise 20 yıl boyunca profesyonel olarak futbol oynadığı ve bu süreçte devlet tarafından üstün hizmetleri nedeniyle madalyaya layık görüldüğünü vurgulayarak, "Şimdi terörist yaftası vurulmuş biri olarak karşınızdayım. 14 aydır tutukluyum ve 22 kilo kaybettim. Vatanını seven bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, terör örgütü üyesi asla değilim." dedi.
Diğer futbolcular gibi dini açıdan bazen dava konusu sohbetlerde bulunduğunu ve 2012'de futbolu bıraktıktan sonra İstanbul'da bir alışveriş merkezinde Zafer Biryol ile karşılaştığını kaydeden Çatkıç, "Beni evine davet etti. Bu dönemde 2-3 defa bu sohbetlerde bulundum. 2013 yılında Bank Asya müşterisiydim. Türk lirası hesabımı dövize çevirdim. Bu işlemi soruşturma savcısı yeni hesap olarak algılamış. 17-25 Aralık'tan sonra bırakın destek olmayı 9 Şubat'ta ben bütün paramı çekip başka bir bankaya geçtim." ifadesini kullandı.
- "ByLock'u Zafer Biryol'un evinde indirdim ama kullanmadım"
ByLock kullanmadığını, çocuklarını örgüt okullarında okutmadığını ve Dijitürk'ü iptal ettirmediğini de anlatan Çatkıç, sohbetlere de tamamen dinini öğrenmek için katıldığını, transfer olmadan önce hem ablası hem de babasını kaybettiğini, manevi boşluğunu doldurmak için takım arkadaşlarının davetiyle sohbetlere katıldığını ve başka bir amacı olmadığını söyledi.
Gençlerbirliği'nde oynarken eski futbolcu Ümit Bozkurt'un davetiyle oradaki sohbetlere katıldığını, Bursaspor, Antalyaspor ve İstanbul'da oynarken bu sohbetlere zaman zaman dahil olduğunu belirten Çatkıç, ByLock ile ilgili soruya da şu yanıtı verdi:
"İndirdim ama kullanmadım. Programı Zafer Biryol'un evinde diğer arkadaşlarla sohbette olduğumuz sırada indirdim. Daha önceden futboldan tanıyordum ve orada tanıştırıldık. 'Saffet' diye biri vardı. Whatsapp gibi bir program olduğunu, haberleşme amacıyla kullanılabileceğinden bahsetti bize. Apple Store'da gayet legal duruyordu. Aklıma gelmedi suç unsuru oluşturacağı. İndirdim ve konu bir anda değişti. Bu şahıs, 'Bunu kullanmasanız da olur' dedi. Zaten sonra telefonumdan sildim ve mesaj bile atmadım. Kullanmadığım için suç unsuru oluşturacağını düşünmedim. Orada diğer arkadaşlar da yüklemişlerdi diye hatırlıyorum."
Ömer Çatkıç, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini ve beraat talep ettiğini de dile getirdi.
- "Gülen ile görüşmem spontane gelişti"
Savunma yapan tutuklu sanık Zafer Biryol ise terörist suçlamasını asla kabul etmediğini ve iddianamede kasten çarpıtma yapıldığını öne sürerek, Amerika'da Fetullah Gülen ziyaretiyle ilgili ifadesinin kasten değiştirildiğini, oraya tedavi için gittiğini, görüşmenin spontane geliştiğini, Türk restoranında yemek yerken sahibinin kendisini Gülen'in ziyaretine götürdüğünü, baş başa görüşmelerinin olmadığını, 30-40 kişi içinde Gülen ile tanıştığını ve hal hatır sorduklarını söyledi.
Biryol, ilk kez gözaltına alınması nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, ilk ifadesini o psikoloji ve polis baskısıyla vermesi nedeniyle kabul etmediğini de beyan ederek, "Ömer Çatkıç'ın evimde ByLock yüklendiği ifadesi yaşanmamıştır. 'Yüklememizi istedi' dedikleri Servet adlı kişide de çıkmamıştır ByLock." şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti başkanının, "Her Amerika'ya gideni Gülen ile görüştürmüyorlar. Seni niye görüştürdüler, özel bir bağın mı var?" diye sorduğu Biryol, "Tedavim dolayısıyla oradaydım. Yemek yemek için Türk restoranına gittim. Futbolcu olduğum için de sahibi ilgi gösterdi. Birlikte gittik görüşmeye. Gülen'le tanıştıracağını söyledi, biliyordum." dedi.
Biryol da etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılarak tahliye edilmesini istedi.
- "Beni Tuncay Şanlı davet etti"
Tutuksuz sanıklardan Uğur Boral ise babasının hastalığıyla ilgili kendisine ilgi gösterildiğini ve manevi olarak boşlukta bulunduğu bir dönemde arkadaş gibi yanaşan insanların sohbetlerine gittiklerini anlatarak, Fenerbahçe'de oynadığı dönemle ilgili de, "Bu dönemde de sohbetler oldu. Ali Şenel isimli biri düzenliyordu sohbetleri. Tuncay Şanlı davet etti beni. Serdar Kulbilge ve Kerim Zengin de vardı aynı şekilde, Ankara'daki gibi. Takım bütünlüğü, birlikte olmak adına gidiyorduk. Emre Belezoğlu ve Gökhan Gönül de sık olmamakla birlikte gelirdi." diye konuştu.
Boral da etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılarak beraatine hükmedilmesini talep etti.
Savunması alınan diğer sanıklar Ersin Güreler ve İsmail Şengül ise FETÖ ile uzaktan yakından ilgilerinin olmadığını ve futbol camiasını tanıdıkları için diğer sanıklarla aynı ortamlarda bulunmuş olabileceklerini kaydederek, suçlu olduklarını düşünmedikleri için etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istemediklerini ifade etti.
- "Belözoğlu, Şanlı, Topal ve Gönül hakkında soruşturma var mı?"
Sanık savunmalarının alınmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Ömer Çatkıç'ın yurt dışı çıkış yasağı konularak tahliyesine, diğer tutuklu sanık Zafer Biryol'un ise bu halinin devamına hükmetti.
Sanıklar hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının devamını da kararlaştıran heyet, sanık Bekir İrtegün'ün beyanlarında geçen futbolcular Barış Durmaz, Ertuğrul Taşkıran, Emre Belözoğlu, Gökhan Gönül, Orhan Şam, Mehmet Topal ve Alper Potuk; Uğur Boral'ın beyanlarında geçen, Ümit Bozkurt, Sedat Yeşilkaya, Tuncay Şanlı, Ali Cansun Belgeçaslan, Sedat Yeşilkaya, Erkan Özbey, Serdar Kulbilge, Kerim Zengin, Orhan Şam, Gökhan Gönül ve Emre Belezoğlu; Ömer Çatkıç'ın beyanlarında geçen Erkan Özbey, Gökhan Tokgöz, Ümit Bozkurt, Mehmet Çakır, Uğur Kavuk, Hakan Özmert, Orhan Ak, Emrah Başsan ve Cihat Arslan hakkında, "FETÖ üyeliği" suçundan açılmış bir soruşturma veya dava olup olmadığının, verdiği bilgilerin faydalı olup olmadığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne sorulmasını kararlaştırdı.
Heyet, duruşmayı 10 Ocak 2019'a erteledi.
AA