Merhaba dostlarım.
Yıllardır spor basınının yazılı ve görsel medyasında kendime yer edinmiştim.
Artık Memleket Gazetesi’nin köşesinden tutmaya çalışacağım.
Umarım size memleketimizin gündemi ve memleketimizin sporuyla ilgili hayırlı köşe yazıları okutmamı Rabbim nasip eder.
Haftanın Salı günleri spor, Perşembe günleri ise gündem değerlendirmelerimle bu köşede olacağım.
Analizlerimi sunarken bazen üzmek bazen sevindirmek bazense gönüllere su serpmek asıl vazifem olacak.
FETO denen alçak yapı ülkemizin devletimizin her yerinde yuvalandı ve cemaat olmaktan çıkıp casusluk derdine düştü.
Sadece casuslukla kalmadı, ülkemizin son 40 yılında karanlık işlere imza attı.
Bu yapının temizlenmesinin çok zor olacağını hatta en az 10 yılımızı alacağını defalarca dost sohbetlerinde söyledim.
Ne kadar alçak bir yapı olduğunu darbe girişimi sayesinde öğrenmiş olduk.
Şimdi bu satırlarımı iyi okuyun sevgili dostlar.
Sizlere bu yapının çekirdekten nasıl haşhaşi yetiştirdiklerini anlatacağım.
***
Zorunlu 8 yıllık eğitimin 6. ve 7. sınıflarında yani orta okul 1 ve 2. sınıflarda tespit edilen 5-6 civarında öğrenci “abiler” denilen evlere çağırılır.
Bu evlere giren öğrencilerden sürekli okuldaki arkadaşlarından listeler yapılmasını ve bunları evlere davet etmeleri söylenir.
Her hafta sirkülasyon yaşanan 6-7 kişilik gruplarda karakter testi gibi analizler yapılarak zeki ama fakir çocuklar, yetiştirilip çeşitli kurumlarda casusluk gibi işler için eğitilir. Bu arada çocuklarla ilgili bilgi de toplanır. Olumlu ve olumsuz referanslar da bu hocalardan gelir ve dosyalarına eklenir.
6-7 kişi ile başlayan öğrenci grubu 20-25 kişiye kadar yükselir sonra içlerinden bazıları elenir diğerleri ise gruplara ayrılarak hangi amaçla yetiştirilecekse o amaca uygun eğitim verilir.
Bunlardan zeki ama fakir çocuklar çeşitli kurumlarda casusluk gibi işler için eğitilir.
Zenginin çocuğu, ailesinin gözüne girilebilmesi için ağırlıklı olarak dini boyutta eğitime tabi tutulur ve zengin aileye "çocuğunuzu güzel ahlakla ve islamla donatıyoruz" derler.
Sonrasında zengin aile sömürülmeye başlanır. Çocukları örgütün çeşitli okullarında yurtlarında dershanelerinde eğitim görürler ve eğitimdeki para akışı bu şekilde başlar.
Bu ailelerle iyi diyalog kurarak himmetler toplanmaya başlanır.
Fakir çocuklarında en çok dikkat ettikleri ve üzerinde durdukları konu "vefa" duygusudur.
Çocuk evde görmediği balı pekmezi orda yer, orda gezer tozar, halı saha maçları, restorantarda yemekler, farklı illere geziler gibi paralı işlerle çocuk büyülenir ve bunlar yapılırken vefa duygusu aşılanır.
Çocuk örgütten kopmak istediğinde vefa duygusu hemen ağır basar ve ekmek yediği yeri bırakamaz. Zaten bu yapı da faydalanacağı kişilerin peşini bırakmaz.
Çocuğun karakter ve zeka analizleri sonucunda hangi kurumda faydalanılacağına karar verilir.
Ailesinin sicil kayıtlarına varıncaya kadar incelenir ve ordu, polis akademisi ve MİT gibi yerlere sızma işlemi yaptırılır.
Bu yapının çekirdekten yetiştirdiği kişilerde çözülme zordur. Onca şeye rağmen gözlerinin kapalı olmasının en büyük nedeni çekirdekten yetişmeleri ve beyinlerinin hipnotize edilmesidir.
Allah rızası için yaptıklarını sanırlar ve sadece emrin gelmesini beklerler.
Üzüntü verici asıl nokta ise binlerce başarılı zeki öğrencimiz bunların emellerine alet olup vatana millete faydası olacakken hain olmuşlardır. Üstüne üstlük hipnotize olan beyinleri bunun farkında bile değildir.
Nice alanında çok iyi olan komiser,, asker, doktor bu yapının yüzünden vatana millete hizmet edemez hale geldi. .
Bir sonraki yazımda askeriye ve milli istihbarat teşkilatımızda nasıl yapılandıkları konusunu sizlere detaylandıracağım. Selametle