Allah;
Konyaspor’a ateş salsın
Statlarını başlarına yıksın…
Takımlarını dağıtsın…
Hücuma çıkarken önlerini kessin…
Kazanma duyguları sinelerinde kalsın…
Futbolcuları ofsaytlara düşsün…
Attıkları şutlar, isabet bulmasın…
Rakip takımın oyuncuları gözlerine birer Messi, birer Ronaldo gözüksün…
Süper Lig’de kalmaya imkan vermesin…
…
***
Bilmiyorum Pensilvanya’dan böyle bir “beddua” edildi mi?
Belki edilmiştir, belki edilmemiştir.
Sevindirici olan şu;
Edildiyse de çok şükür kabul edilmemiş.
Biz, “Allah şerlerinden korusun” diye dua edelim.
***
Konya’da Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) iddianamesi kabul edildi. Çok geç kalmış bir iddianame için ermeği geçen vatansever emniyet görevlileri, savcı ve hakimleri bir kez daha tebrik ediyoruz.
İddianameyi incelediğimizde daha önce adı Fenerbahçe ile anılan FETÖ’nün sadece Fenerbahçe değil, Konyaspor ve aslında tüm spor camiasında etkin olmak istediği görülüyor.
Devleti ele geçirmenin yolu da tüm alanları kontrol etmekten geçiyor zaten.
Aslında düne kadar “derin devlet” dediğimiz yapının başını bu örgütün çektiği bugün çok nettir.
Türkiye’de siyasi ekonomik alanın yanında spor alanındaki kirli işlerde de bu örgütün parmağı var, hepsi bir bir ortaya çıkıyor, çıkmaya da devam edecek.
Dolayısıyla Konyaspor’la ilgili böyle bir durumla karşılaşmak sürpriz olmadı.
Şu anda tutuklu bulunan eski Konyaspor yöneticisi avukat Memduh Oğuz’la ilgili verilen ifadeler ve onun ofisinde ele geçirilen belgelerin iddianamenin ana unsuru olduğunu biliyoruz.
***
KARAPINAR’A, ‘BENDEN NEDEN OLUR ALMADIN?’
Eski başkanlardan Bahattin Karapınar, basına da yansıyan ifadesinde, M. Ali Kuntoğlu’nun başkan seçildiği 2008 yılındaki genel kurulda kendi listesini oluşturup seçime katıldığını ifade ediyor.
Karapınar, salonda beklerken şu an dönemin emniyet müdürü, firari Salih Tuzcu yanına geliyor.
Aralarında geçen diyalogu Bahattin Karapınar şöyle anlatıyor:
“İl Emniyet Müdürü Salih Tuzcu yanıma gelerek seçime katılıp katılmayacağımı sordu. Ben de kendi listemle seçime katılacağımı belirtmem üzerine, “Peki o zaman neden listendeki isimleri bana bildirip benim olurumu almadın” dedi. Ben de kendisine bir şey demeden yanında ayrıldım ve sonra başkanlık adaylığından çekilerek seçime katılmadım. Bir emniyet müdürünün ilin takımının başkanlık seçimlerinde neden bu kadar etkin olmak istemesi bence manidardır.”
AHMET ŞAN’A, ‘MEMDUH OĞUZ’U LİSTENE ALACAKSIN!’
Salih Tuzcu’nun Konyaspor’la ilişkisi daha önceleri da varmış.
Halen de Konyaspor Kulübü’nün başkanı olan Ahmet Şan da ifadesinde, Salih Tuzcu’nun Memduh Oğuz’u yönetime alması için yaptığı baskıyı anlatmış
Başkan Şan, o dönem emniyet müdürüne gidip yönetim listesiyle ilgili bir bakıma “olur” alıyormuş.
Şan’ın davranışı tartışılabilir ve haklı olarak eleştirilebilir.
Ancak Ahmet Şan, tanıyanlar bilir, Şan, “beyefendi”, “nazik” bir insan. Hile, yalan dolan, kötülük düşünmemesi anlamında da çok “saf” bir insan.
Ben, Ahmet Şan’ın bunu iyi niyetle yaptığından yana kuşkum yok!
Başkan Şan’ın muhtemelen, “hani sicili bozuk, sabıkalı veya yanlış işler içerisinde olan bir kişiyi bilmeden yönetime alıp kulübün adını lekelemeyelim” düşüncesiyle böyle bir olur alma ihtiyacı hissettiğini düşünüyorum.
***
İkili arasındaki görüşmede Salih Tuzcu, Ahmet Şan’a, “Nusret Argun, İbrahim Azman, Bahattin Karapınar ve Halit Büyükbayraktar isimli şahıslar listende olmasın” demiş.
Başkan Şan da yapısı itibariyle bunun nedenini sormadığını bu isimlerin de zaten listesine olmadığını ifade ediyor.
Ancak Salih Tuzcu bununla yetinmiyor.
Ertesi gün Şan’ı arıyor ve Memduh Oğuz’u listesine almasını söylüyor.
Bunun sonucu olarak Ahmet Şan listesinden avukat Celal Candan’ı, özür dileyerek, çıkarıp avukat Memduh Oğuz’u dahil ediyor. Memduh Oğuz, hepinizin bildiği gibi PFDK üyeliğine kadar getiriliyor.
Şan, ifadesinde emniyet müdürünü kırmamak ve onunla “ters düşmemek” adına bunu yaptığını söylüyor.
Aslında Şan’ın ifadesinden Tuzcu’nun şehirde ne denli korku saldığı gerçeği bir kez daha ortaya çıkıyor.
***
Şimdi;
Bir emniyet müdürü düşünün;
Devletin üniformasıyla verdiği yetkiyle, kamu kuruluşlarının yöneticilerine; “Şu kişileri ihalelere sokmayacaksın, hatta şu kapıdan içeri girmeyecek”, Konyaspor Kulübü yöneticilerine; “Yönetimde şu isimler şunu da alacaksın olacak” diye talimat verebiliyor, baskı yapabiliyor.
Nereden baksan “kanunsuzluk”,
Nereden baksan “üniformalı zorbalık”,
Nereden baksan “çetecilik, mafyacılık”,
En hafif deyimiyle “görevi kötüye kullanma.”
Ama kabul edelim iyi cesaret…
Şimdi cesur olma vakti karşı tarafta.
Ahmet Şan ve Bahattin Karapınar’ın bu davada sonuna kadar müdahil olmaları, takipçi olmaları, hem ülke, hem millet, hem de Konyaspor adına bir görevdir, bir borçtur.
Bu görevden kaçmayacaklarına, şahsen, yürekten inanıyorum.