FETÖ'nün yargı yapılanmasına ilişkin yol haritası savcının flash belleğinde

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'ye iltisaklı olduğu gerekçesiyle meslekten çıkarılan hakim ve savcılara yönelik soruşturma sonucunda hazırlanan ilk iddianamede, etkin pişmanlıktan yararlanan şüpheli bir savcı tarafından verilen flash bellekte, F

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü ile (FETÖ) bağlantılı oldukları gerekçesiyle meslekten çıkarılan, dönemin özel yetkili cumhuriyet savcılıkları ve mahkemelerinde görev yapan 25 şüpheli hakkında hazırlanan ilk iddianamede, etkin pişmanlıktan yararlanan şüpheli bir savcı tarafından verilen flash bellekte, FETÖ'ye mensup hakim ve savcıların ''izlenilecek yol haritası'' ve ''yapacakları işlemlere'' ilişkin bilgi ve belgelere ulaşıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, 25 şüpheli hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamenin detayları belli olmaya başladı.

İddianamede, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi hakim ve savcılarla ilgili yürütülen soruşturmada etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak ifade veren şüpheli T.T'nin, kendisine ait bir USB bellekte bulunan dosya halindeki çıktıları başsavcılığa teslim ettiği belirtildi.

Flash bellekteki çıktı olarak savcılığa teslim edilen dosyaların incelendiği aktarılan iddianamede, bu dosyalarda, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ( HSYK) kararnamelerinin incelendiği, mevzuat hükümleri ve prensip kararları, temel anayasal ilkeler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri, uluslararası belgeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları açısından kararnamelerin değerlendirildiği, sağlık, eğitim ve öğretim nedenleri, kararname itirazları ve yeniden inceleme talepleri için çalışma yapılarak dikkat edilecek hususlar ve örnek dilekçeler hazırlandığı kaydedildi.


- Zekeriya Öz'ün Dubai tatili

İddianamede, bu dosyalar arasında "Zekeriya abinin Dubai tatili dosyasında kullanılabilir, eldeki dosyada müfettiş soruşturma için gittiği, gece geç saatlere kadar eğlence mekanlarına gittiği, yalnız bırakılmadığı, bol kese seyahatler yaptığı, devlet arabası ile gezmeye gittiği ve yaptığı soruşturmayla ilgili birtakım iddialarda bulunulmuştur, mahkeme tazminat vermiş, daire onamıştır'' başlıklı mahkeme kararlarının, AİHM'nin Saday-Türkiye davası kararının özet çevirisinin, bazı Yargıtay kararlarının, ''Celal Kara'' ismiyle başlayan, muhtemelen uluslararası kuruluşlara hitaplı gönderilen bir mektubun olduğu belirtildi.

Örgüt tarafından ''izlenecek yol haritası ve sorumluluklar'' başlıklı bir dosya hazırlandığı ifade edilen iddianamede, bu dosyada "yeniden inceleme, bilgi edinme talebi, genel kurula itiraz, kurul üyeleri hakkında suç duyurusu ve disiplin işlemleri yapılması, doğrudan tazminat davası açılması, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunulması, AİHM'ye doğrudan başvuruda bulunulması, sosyal medyada farkındalık oluşturulması, mağduriyet ve haksızlıkların paylaşımı, yazılı ve görsel basınla internet medyasında farkındalık oluşturulması, ceza davası açılması için suç duyurularında bulunulması, uluslararası kuruluşlar ve şahısların bilgilendirilmesi ve ziyaret edilmesi, irtibata geçilecek kurum ve kuruluşlar ile kişiler, barolar ve hukuk dernekleri, diğer önemli yerlere yazı yazılması ve bizzat ziyaretler yapılmasına" ilişkin başlıkların yer aldığı aktarıldı.


- Disiplin sürecindeki mağdurlar için izlenecek rota

İddianamede, örgüt tarafından izlenecek yol haritası dosyasında ise ''Basında yer alan haberler ve kararnamelerden etkilenen aile bireyleri için tıbbi ve psikolojik raporlar alınması, evraka eklenmesi, siyasetçi, yazar ve STK temsilcilerine yönelik kısa, anlaşılır ve öz cümlelerle arz notları hazırlanması, onların bu tip haber ve yazıları kamuoyunun gündemine taşımalarının sağlanması, siyasi mekanizmaların devreye sokulması, HSYK üyeleri, sekretaryası ve hakimleri nezdinde yoğun bir baskı, denetim mekanizması oluşturulması, disiplin sürecince mağduriyet yaşayanların izleyeceği rotaların belirlenmesi" şeklinde başlıklar bulunduğu anlatıldı.

''Disiplin sürecince mağduriyet yaşayanların izleyeceği rotaların belirlenmesi'' başlığı altında yer alan konular iddianamede şöyle sıralandı:

"Basın önünde özellikle kamera karşısında söyleyeceği spot cümlelerin önceden seçimi ve vakur, cesur, kendinden emin bir şekilde ifadelerin söylenmesi, basın bildirilerinin özenle önceden hazırlanması, ilgili müfettişler hakkında suç duyurusu ve tazminat davası açılması konularına yer verilmiştir. HSYK hakkında değerlendirmeler yapılması, görevden uzaklaştırma kararının siyasi nitelikte olduğu, yönlendirme ve talimatla yapıldığı, Başbakanının mitinglerdeki konuşmalarının görüntüleri ve bu görüntülerinin İngilizce alt yazılı ifadelerinin konulması, özellikle 17-25 Aralık operasyonunda görev alanlar için Meclis'teki partilerin harekete geçirilmesi konuları bulunmaktadır. Televizyonlarda programa çıkma ve gazetelerde röportaj verme konusunda ciddi olarak hazırlık yapılması, Zekeriya Öz'ün ulusal ve yabancı basından birilerine mülakat verebileceği, C.D. , H.C. olabileceği, yabancı medyadan da ..., ... vs., tayin olan arkadaşlara bu fırsatı değerlendirme adına hedefler konarak (doktora, akademik çalışma, yabancı dil, bir konuda profesyonelleşme) taahhütler alınması, haksız ve hukuka aykırı uygulamalar nedeniyle devlet aleyhine açılacak tazminat davalarının ilgili birimlere ihbarı istenirken davaya katılmalarına müteakip bu uygulamaları yapanların tedbiren mal varlıkları konusunda tedbir uygulanması, varsa taşınır ve taşınmaz malları üzerine şerh düşülmesi istenilmesi, böylelikle verilmesi muhtemel yeni hukuk dışı kararlar konusunda ilgililerde endişe ve kaygının pekiştirilmesi konularına yer verilmiştir."


- Flash belleği veren şüpheli savcının ifadesi

İddianamede şüpheli T.T'nin ifadesine de yer verildi.

Buna göre, T.T örgüte ilişkin bilgiler verdiği ifadesinde 2014 HSYK seçimlerinin ardından kendisinin tayin edildiğini söylediği aktarıldı.

Bir imamın sohbet gruplarında, tayini çıkanlara süresi içerisinde yeniden inceleme talebiyle itiraz etmelerini, bunun reddedilmesi halinde ise AİHM'ye başvurmaları gerektiğini söylediğini anlatan T.T'nin şöyle devam ettiği belirtildi:

"Ağır ceza mahkemesi ve komisyon başkanı olan ... 2015 Ocak ayından sonraki üç dört aylık süre içerisinde bir gün Ankara'ya gitmişti. Ankara dönüşünde bana AİHM'ye müracaat etmek için Ankara'dan form getirmiş olduğunu söyleyerek flash belleğini bana verdi. Ben de onun flash belleğinde bulunan bütün dosyaların AHİM ile ilgili olduğunu düşünerek açmadan, savcılığa sunduğum flash belleğe yükledim. Ben bu flash bellekte herhangi bir değişiklik yapmadım. Dolayısıyla flash bellek incelendiğinde hangi tarihte yüklendiği belli olacaktır. Ben daha sonra flash belleği açtığımda içerisinde AİHM'ye müracaat formu dışında özellikle bir kısım açığa alınan veya tayini çıkarılan hakim-savcılarla ilgili izlenecek yol haritası ve sorumluluklar başlıklı klasör gördüm. Yine savcı Celal Kara adına muhtemelen yabancı kurumlara hitaben yazılan imzasız mektup, çeşitli mahkeme kararları, HSYK'ya sunulmak üzere hazırlanan dilekçe örnekleri ve Yargıda Birlik Platformu'nu eleştiren belgeler gördüm. Bunların benim AİHM'ye yapılacak müracaatta kullanacağım formlarla ilgisi bulunmamaktadır.''

İddianamede, "Bu flash bellek ekindeki belgeler, şüpheli T.T'nin ifadesi, haklarında soruşturma yürütülen özellikle FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne mensup hakim ve savcıların soruşturmaların başlangıcından itibaren sundukları, neredeyse aynı ifadeleri taşıyan formattaki beyan ve dilekçeleri, soruşturmalarla ilgili iç ve dış kamuoyunda yaratmaya çalıştıkları algı birlikte değerlendirildiğinde, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne mensup şüphelilerin olası soruşturmalarla ilgili önceden planlama yaptıkları, yol haritası çıkardıkları, tüm örgüt üyelerinin kullanabileceği matbu belgeler hazırladıkları, silahlı terör örgütü lideri ve yöneticilerinin talimatları doğrultusunda, hiyerarşi içerisinde örgütsel tavır sergiledikleri anlaşılmıştır.'' denildi.


- Danıştay üyesinden 1 dolar itirafı

Örgüt mensuplarının kullandığı "Bylock" programı ve yine örgüt üyelerinden ele geçirilen 1 dolara ilişkin analizlerin yer aldığı iddianamede, 1 dolarla ilgili bir dönem Danıştay üyesi olarak görev yapan Hamza Eyidemir'in ifadesine de yer verildi.

Şüpheli Eyidemir'in, ''... Hayır bana 1 dolarlık banknot verilmedi. Benim de katıldığım bir toplantıda bu paranın, okunmuş ve özel bir para olduğu, bereket getirdiği, dolayısıyla bu paranın cüzdanda bulunması gerektiği söylendi...'' şeklinde beyanda bulunduğu belirtildi.

İddianamede, 1 ABD dolarının bulunmasına ilişkin haber içeriklerine dair açık kaynak tespitleri ile örgüt içerisinde yönetici ve üye konumundaki şahısların ifadelerinin birbiriyle örtüştüğü, örgüt mensuplarından ele geçirilen söz konusu paraların terör örgütü lideri tarafından dağıtılmak üzere iletilmesi, örgüt hiyerarşisinde yer alan mensuplara verilme şekli ve beyanlarla ortaya çıkan ifade ettiği anlam bir arada değerlendirildiğinde, örgüt mensubunun bu sıfatını ortaya koymaya yönelik örgüt organik bağ kurduğuna dair delillerden olduğu kaydedildi.

AA

Gündem Haberleri

Virajı alamayan otomobil kaldırıma çıktı
Reges Elektrik açıkladı: Türkiye, yenilenebilir enerjide gelişmiş ülkeleri geride bırakacak
Polis memurunun alkollü sürücü ile imtihanı
İstanbul’un göbeğinde 60 yıllık atık su sorunu vatandaşı çileden çıkardı
Pakistan Cumhurbaşkanı Zardari'nin bacağı kırıldı