Yıllara hükmeden asırlık Mütefekkir insan Feyzi Halıcı ile bir kuşluk vakti başlayan sohbetimize devam ediyoruz. Yüz yıl önceki Konya’yı semt semt mahalle mahalle deşifre ederek deşeleyerek yaptığımız kayda değer anılarımız Alaaddin tepesinde yoğunlaştı kaldı..
Yüz yıl önceki Konya’yı hatta daha önceki yüz yılları yaşamış insanların bizlere naklettikleri verilere göre ALAADDİN TEPESİ Selçuklulardan miras ALAADDİN KİYKUBAT döneminden kalma Tarihi bir mirasdır. Konya’yı bütün dünyaya tanıtan bir ALAMETİ FARİKA’dır. Bu tepe insan emeği ile hayvan sırtında çekilen topraklarla oluşturulmuş bir tepedir. Bu tepe bu gün ne kadar önemli ise yıllar öncesinde de o kadar önemini muhafaza edebilmiştir. Konya insanları için her yıl Ramazan aylarında tepeden patlatılan toplarla Oruçlar tutulmuş ve açılmıştır. Tepenin en üstüne inşa edilmiş olan üstü kapalı içi tecritli SU DEPOSU Çayır bağından getirtilmiş olan pişirilmiş toprak KÜNK’lerle naakladilen içme suyu bu tepeden dağıtılarak sokak aralarında tesis edilmiş çeşmelerle vatandaşa sosyal hizmetler verilmiştir.
Bu tepeye çıkan ziyaretçilerin haddi hesabı yoktur. Etrafı geceli gündüzlü temaşa eylemek, vakit geçirmek, hava almak hatta tesis edilen Çay bahçeleri ile vatandaşa hizmet ihtiyaç haline gelmişti.
Tepeye çıkan her kim olursa olsun doğrudan MEVLANA TÜRBESİ’ni görür, Şehrin son çıkışı olan Arslanlı Kışla’yı Çayır, Mengene, Uluırmak, yörelerini Bağ evlerini, görür, Batıya doğru, Meram Bağları, Tavusbaba, Köyceğiz, Yaka, aşağılara doğru Havzan bağ ve bahçeleri derken Demiryolu ve İstasyon çok rahatlıkla seyredilir idi.
Bu arada İstasyon ile Alaaddin arasında yolun sağında YÜKSEK MEZARLIĞI, şehre doğru solunda ŞEYH SADRETİN KONEVİ Mezarlığını görmek mümkündü. Cumhuriyetin ilanından evvel ATATÜRK ANITI bile yoktu. Alaaddin tepesi ve İnce Minareden sonrası şehrin sonu idi. Ufak tefek taştan kerpiçten ibaret evler var ise de gariban kimselerin oturduğu bu saha halk dilinde YIKIK MAHALLE olarak tanımlanıyordu.
İşte Konya yıl 1900 - 1930 arası böyle bir Konya idi. Bu semtin biraz ilerisinde halen Türbegahı bulunan ŞEYH SADRETTİN KONEVİ hazretlerinin kimliğinden bahsetmeden geçemeyeceğiz. Zira Hazreti Mevlana’nın oluşturduğu zincirin bir halkasında gördüğümüz Şemsi Tebrizi, Ateşbaz veli, Tavusbaba, zincirinin diğer bir halkasında da Konevi hazretlerini tanımış bulunuyoruz. İslam Alim ve Velilerinden:
SADRUD-DİN MUHAMMET EL KONEVİ hazretlerinin kimliğinden ve Kerametlerinden bilgi vereceğiz.
Devamı haftaya.