Galeyena geldi, canı cehenneme!

Sabır taşı çatladı... Ne sağduyu kaldı ne sukunet... Galeyana geldi Ahmet Hakan'da...

Hep sağduyu dedik...
Hep "sabır" çağrısı yaptık...
24 şehit haberi ile o sağduyu darmadağın oldu...
Sabrın yerini isyan aldı...
Çünkü bu kez ateş düştüğü yeri değil sadece tüm Türkiye'yi yaktı...
Köşelerde de işte o ateşin harı var...
Ahmet Hakan bugün tek yazı ile çıkıyor karşımıza...
"Galeyana geldim" diyor ve cümlemizin ruh halini özetliyor:

"Dün sabahtan beri... Herkes gibi bende de ne soğukkanlılık kaldı, ne metanet.
Herkes gibi beni de “bir infial hali” esir aldı.  “Bir galeyan hali”, herkes gibi benim de dört tarafımı sardı. Herkes gibi beni de “bir hezeyan sayıklaması” kuşattı.
 
İÇİNİZE SİNDİREBİLECEK MİSİNİZ?

Galeyan halinde sürekli haykırıyorum:
Canice katliamlar yaparak mı elde edeceksiniz haklarınızı? Bebek öldürerek elde edeceğiniz “Kürtçe eğitim” hakkıyla ilk önce hangi Kürtçe kelimeyi öğreneceksiniz ya da öğreteceksiniz?
Kanla mı getireceksiniz barışı?
Askerleri pusuya düşürüp katlederek elde edeceğiniz “statü” ile hiçbir şey olmamış gibi mutlu/mesut yaşamayı içinize sindirebilecek misiniz?

(...) CANI CEHENNEME!
 
Soruyoruz:
“Niye öldürüyorsunuz, niye bomba atıyorsunuz, niye katlediyorsunuz?”
Cevap veriyorlar:
Öldürüyoruz çünkü devlet müzakere masasına oturmuyor...
Katlediyoruz çünkü alayımızı tutukluyorlar... 
Bombalıyoruz çünkü bize statü vermiyorlar...
 
Ben artık şu noktadayım:
Öldürerek oturulacak müzakere masasının da...
Katlederek gösterilen tutuklama tepkisinin de...
Bombalayarak elde edilecek statünün de...
Canı cehenneme!

Yazının tamamı için