İSTANBUL (AA) - MURAT BİRİNCİ - Garanti Bankası Genel Müdürü Fuat Erbil, dolar/TL seviyesini etkileyen iç ve dış dinamiklerin 2-3 ay içerisinde netlik kazanmasıyla kurun stabilize olacağını ve Türk lirasının (TL) değer kazanacağını düşündüğünü bildirdi.
Erbil, 2016 gerçekleşmeleri ve 2017 beklentilerine ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, bu yıl bankacılık sektöründe aktif kalitesinin hep gündemde olacağını belirterek, Türkiye'de enflasyon ve buna paralel piyasadaki sıkılaşmanın faiz oranlarına yansımasının bankalar üzerinde, marj anlamında negatif baskı yaratacağını, özellikle sıkı para politikası sonucu ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin bir ay öncesine göre 200 baz puan arttığını söyledi.
Merkez Bankasının en önemli gösterge aracının ortalama fonlama maliyeti olduğuna işaret eden Erbil, "Enflasyon seviyesi dikkate alındığında ortalama fonlama maliyetinde gevşeme beklemenin yanıltıcı olacağını düşünüyorum. Yakın vadede de ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti düşmeyecek. Bunda da en büyük etken enflasyon." dedi.
Erbil, 1-2 aylık süreçte enflasyonun artma ihtimali olan bir ortamda TL'nin bollaşmasını beklemenin çok doğru olmayacağını ifade ederek, şunları kaydetti:
"2016 yılında bankacılık sektörü olarak sermaye anlamında rahattık. 2017 yılında da büyüyeceğiz. Bankacılık olarak ne kadar sermayemiz varsa o kadar büyüyebileceğiz. Bunun bir sınırı var. 1 liraya 8 liralık kredi verebiliyoruz. Bunu 10-12 lira yapamıyoruz. Bunun bir katsayısı var. Bir şekilde ya karlılığı artırmalıyız ya da ortak sermaye getirmeli. Dolar kurunun volatilitesini azaltmak lazım.
Garanti'nin kredilerinin yüzde 40'a yakını yabancı para. Hiç kredi vermeyelim bugünden yarına, dolar/TL'de yüzde 10'luk bir artış olsa sermaye yeterliliğimiz 60 baz puan azalıyor. Sermaye yeterlilik rasyomuz yüzde 16'dan yüzde 15,4'e düşüyor. Kar ettiğimiz zaman bunu sermayemize ekliyoruz ve kredi olarak veriyoruz."
- "2017'de enflasyon dinamikleri anlamında gıda fiyatları takip edilecek"
Fuat Erbil, global arenanın renkli olduğunu, belirsizlik ve bilinmezliğin hala devam ettiğini, bu durumun da global ekonomiye bir stres getirdiğini, getirmeye de devam edeceğini belirterek, "Bazı günler rüzgar iyi esiyor, bazı günler rüzgar ters esiyor. ABD Merkez Bankası (Fed) faiz kararları elbette önemli. Bizim beklentimiz, Fed bu yıl 2 defa faiz artırır. Biri haziranda, biri de aralık ayında... Ama bu 3 olup biri marta denk gelir ve şiddeti farklı olursa bunu da göreceğiz." şeklinde konuştu.
Dolar/TL seviyesini etkileyen iç ve dış dinamiklerin 2-3 ay içerisinde netlik kazanmasıyla kurun stabilize olacağını ve Türk lirasının (TL) değer kazanacağını düşündüğünü ifade eden Erbil, dolar/TL'de yaşanan yükselişin enflasyona etkisinin tam olarak görülmediğini, geçen yıl gıda fiyatlarının düşük olduğunu ancak bu yıl gıda enflasyonunun yüksek geldiğini söyledi.
Erbil, 2017'de enflasyon dinamikleri anlamında gıda fiyatlarının takip edileceğini, enerji fiyatlarının da geçen yıla kıyasla yüksek seyretmesinden ötürü enflasyonun baskı altında olacağını vurguladı.
- "BBVA, Türkiye'ye inanıyor"
Garanti Bankası Genel Müdürü Erbil, Türkiye'ye gelen yabancı bankaların sektöre katkısının neler olacağına ilişkin soru üzerine, "BBVA, ana hissedarımız. Onlar Türkiye'de olmaktan memnunlar. Türkiye'ye inanıyorlar. Büyüyen Türkiye ile büyümeyi istiyorlar. Bunu her defasında söylüyorlar." ifadelerini kullandı.
Türkiye'ye uzun vadeli bakan oyuncularda sıkıntı görmediklerini, kısa vadede birtakım olumlu ya da olumsuz karar alanların ekonomiye etkisi olmayacağını belirten Erbil, yabancı banka temaslarında, Türkiye'ye bakış anlamında en ufak bir sıkıntının olmadığını, yatırımcı tarafında da geçen yılın ikinci yarısında çok fazla olan belirsizlik ortamının kalkmaya başladığını söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın ekonomi politikalarının global etkilerini değerlendiren Erbil, "Trump'ın söylemlerinin hayata geçmesini görmemiz lazım. Trump'ın tamamen büyüme destekli, globalden ziyade, tamamen ABD ekonomisi odaklı bir politik söylemi var. Bunun etkilerinin ne şekilde olacağını inanın ölçemiyoruz. Bu politikalar hayata geçerse, ABD faizlerinin artması ihtimali her geçen yükseliyor. ABD dolarının değerlenmesi ya da değerlenmeye devam etmesi kaçınılmaz. Bu ikisi bizim gibi gelişmekte olan ülke piyasalarında stres yaratmaya yeterli." şeklinde konuştu.
- "Varlık Fonu ekonomiye esneklik getirebilir"
Fuat Erbil, Türkiye Varlık Fonu'nun piyasalara muhtemel etkilerinin neler olabileceğine ilişkin soru üzerine de, "Niyet ve kuruluş felsefesi anlamında baktığımızda ekonomiye esneklik getirmesi ve imkan sağlaması yönünden faydalı olacaktır. Kaynak anlamında yurt dışından fonlama sağlanabilinirse uzun vadeli kaynak çekilebilir. İnşallah memlekete faydalı olur." ifadelerini kullandı.
Erbil, "Türkiye'nin kredi notunun tekrar yatırım yapılabilir olması için neler yapılmalı? Kredi derecelendirme kuruluşları kararlarında ne kadar objektif?" sorusuna ise şu karşılığı verdi:
"Kredi düşürülürken yazılanların tersini yapmak gerekiyor. Bizim işimiz bankacılık. Bizim reel sektördeki istihdamı artırıcı, ülkenin dışa dayalı ekonomisini tersine çevirebilen, cari açığı minimize edip iş gücü yaratan, verimliliği artırarak katma değer oluşturan reel ekonomiye geçmemiz lazım. Bence biz kendi işimize bakalım. Türkiye'nin daha fazla ihracat ve daha fazla döviz kazandırıcı işlemler yapması lazım. İnanın bunları yaparsak her şey gelir."
- "Yabancı para borç alma iştahı azalacak"
Garanti Bankası Genel Müdürü Erbil, bankaların yurt dışından borçlanmalarına iki yönden bakılması gerektiğini, dünyada faiz oranlarının artmasıyla likiditeden ziyade maliyetlerde bir yükseliş yaşandığını, diğer taraftan da ekonomik risk primi nedeniyle maliyetlerde bir miktar genişleme görüleceğini, tüm bunların yurt dışından borçlanmada maliyetlerini yukarı çektiğini söyledi.
Erbil, TL kullanımının artması ve bundan sonra da kullanımının artacak olmasının yabancı para kredi talebini göreceli azaltacağını öngördüklerini kaydetti.
Bankaların yabancı para borç verme ihtiyaçları veya fırsatlarındaki daralmanın borç almalarını azaltacağını belirten Erbil, "Bu, stabilizasyon sağlayacak. Biz yurt dışına daha az borçlanma için gideceğiz. Bu bir dengeleyici faktör olacak. Likiditeye ulaşımda bir sıkıntı görmüyorum. Fiyatlamalarda bir artış olacak, bu kolay düşmez. ABD'nin faiz artırmasıyla birlikte bu biraz daha artabilir. Gelecekte Türk bankalarının kredi portföylerinde yabancı paraların payı azalırken, pasiflerindeki yurt dışı borçlanmaların payının da göreceli azalacağını bekleyebiliriz." şeklinde konuştu.
(Bitti)
AA