ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Gebelik döneminde anne adayının geçirdiği bazı enfeksiyonlarla bebekte doğum sonrası görülebilen yenidoğan sarılığı, bin 500 gramdan az düşük doğum ağırlığı, kafa travması, menenjit, kabakulak gibi hastalıkların işitme kaybına yol açabileceği belirtildi.
Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Cem Özbek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklarda herhangi bir işitme problemi olup olmadığının belirlenebilmesi için ailelerin duyarlı olması gerektiğini belirterek, bunun için de anne, baba ve özellikle öğretmenlerin farkındalık düzeylerinin yüksek olması gerektiğini söyledi.
Yüksek sesle radyo dinlenmesi ya da televizyon seyredilmesinin, konuşulanları sık tekrar ettirme isteği gibi durumların dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Özbek, bu gibi bulguların işitme sorunu olabileceğinin işareti olduğunu ifade etti.
Özbek, işitme kayıplarının önemli bir bölümünün doğum sırasında gerçekleşen problemler ve doğumdan sonra gelişen sorunlar diye iki ayrı kısımda ele alındığını anlattı.
Doğumdan sonra ortaya çıkan işitme kayıplarının önemli kısmının çocukluk çağında geçirilen enfeksiyonlara bağlı meydana geldiğine dikkati çeken Özbek, doğumsal olanların büyük bölümünün ise genetik geçişli olduğunu vurguladı.
- Akraba evliliği işitme kayıplarında en önemli neden
Özbek, özellikle akraba evliliklerinin genetik geçişli işitme kayıplarının sık ortaya çıkmasında en önemli neden olarak gösterildiğine işaret etti.
Anne adayının, hamileyken geçirdiği bazı hastalıkların da önemli faktörler arasında yer aldığını dile getiren Özbek, "Kızamıkçık, toksoplazma, herpes gibi enfeksiyonlar veya doğumdan sonra geçirilen kabakulak, menenjit, su çiçeği gibi hastalıklar da çocuklarda işitme kaybı yapan nedenler arasındadır. Bu hastalıklar tespit edildiyse çocuğun işitme yetisi, hastalık sonrasında ve belli aralıklarla takip edilmeli." uyarısında bulundu.
- Sonradan da ortaya çıkabiliyor
Bir başka önemli konunun da doğumun ardından hastanede yapılan taramadan sonra ortaya çıkabilecek hastalıkların yol açabileceği işitme kayıpları olduğuna dikkati çeken Özbek, şunları söyledi:
"Örneğin yenidoğan sarılığı geçiren, bin 500 gramdan az düşük doğum ağırlığı ile doğan, iç kulağa zarar verebilecek bazı antibiyotiklerin kullanıldığı, kafa travmasına maruz kalan, ailelerinde kalıtsal işitme kaybı olan veya menenjit, kabakulak gibi hastalıkları geçiren çocuklar, işitme taramasını geçseler dahi tetkikleri tekrar yapılarak yakın izlemde tutulmalı."
Özbek, benzer şekilde kulak kepçesinde ve çevresinde anormallik tespit edilen çocukların da işitmelerinin yakından takip edilmesi gerektiğini ifade etti.
- "İşitme kaybı yaşayan çocuk yalnızlaşıyor"
İşitme kaybının, konuşma ve lisan gelişimininde çok önemli bir etken olduğunun altını çizen Özbek, konuşmadaki başarının, çocukluk dönemindeki işitme ile ilgisinin bulunduğunu vurguladı.
Özbek, ilk iki yaşın konuşma gelişiminde önemli olduğunu, erken tanının tedavi başarısını artırdığını belirterek, konuşmaları anlamayan çocukların lisan gelişiminin de yaşıtlarına göre oldukça geciktiğini, kelime sayısı yeterli gelişemeyen, konuşulanları sık sık tekrar yapan ve tekrar ettiren çocukların psikolojik olarak da olumsuz etkilendiğini ifade etti.
Söz konusu çocukların zamanla içine kapandığını ve iletişim kurmaktan çekindiğini anlatan Özbek, kendini ifade edemeyen çocukların agresifleşebildiğini, ev, okul gibi ortamlardan kaçınmak isteyebildiğini söyledi.
AA