ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 kişinin yargılandığı davada, eski Genelkurmay Personel Başkanı Korgeneral İlhan Talu savunmasını tamamladı.
Talu, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmadaki savunmasında, 15 Temmuz gecesi yaşananları anlattı.
Genelkurmay Karargahı'nda, saat 19.55'e kadar komuta katına çıkmadığını, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın karargahta bulunduğundan haberi olmadığını iddia eden Talu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın çağırması üzerine saat 19.55'te makam katına geçtiğini söyledi.
Makama girdiğinde Genelkurmay Başkanı Akar ile MİT Müsteşarı Fidan'ın çalışma odasında bulunduklarını, Akar'ın, Kara Havacılık Komutanlığındaki FETÖ yapılanmasına mensup iki personel hakkında bilgi istediğini söyleyen Talu, bu iki personelin, mesleki bilgileri içeren "safahat kartı" denilen kartı almak üzere odasına geri gittiğini, ardından bu kartları alarak makama geldiğini anlattı. Talu, kartları arz edip saat 20.16'da tekrar odasına geldiğini belirtti.
Talu, sanıklardan eski Genelkurmay Başkanlığı Personel Daire Başkanlığı Şube Müdürü Cemil Turhan'a, Genelkurmay Başkanının iki kişiyle bilgi sorduğunu, tutuklama olabileceğini söylediğini, olayları takip etme emri verdiğini anlattı. Ardından Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in kendisini çağırdığını ifade eden İlhan Talu, Güler'in odasından çıkarken, karargaha giren tam teçhizatlı askerleri gördüğünü söyledi.
MİT Müsteşarlığı'na saldırı olabileceği söylentisi nedeniyle yaşananların ilk başta tatbikat olduğunu düşündüğünü savunan sanık Talu, ardından karargahta hareketlenme başladığını, telaş içinde makama gelen emir astsubayının, askerlerin koridorda bulduklarını derdest ettiklerini söylediğini aktardı.
Bunun üzerine makam odasının kapısını kilitleyerek, telefon görüşmeleri yaptığını, saat 23.00'te dönemin 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti'nin aradığını, sanıklardan Cemil Turhan ve Mehmet Partigöç imzalı atama ve görevlendirme mesajları geldiğini söylediğini iddia eden Talu, "Partigöç'ün FETÖ/PDY üyesi olduğunu bildiğimden kalkışmanın FETÖ tarafından yapıldığını anladım. Huduti'ye, bunun bir FETÖ kalkışması olduğunu, Genelkurmay Karargahı'nın basıldığını, odamda beklediğimi, faaliyetin emir komuta zinciri dışında bir kalkışma olduğunu, gelen mesajların dikkate alınmaması gerektiğini söyledim" diye konuştu.
Odasında beklediği süreçte, yaptığı tüm telefon görüşmelerinde, aynı konuları komutanlıklara ilettiğini savunan Talu, sabaha karşı da Akıncı Üssü'nden kurtulan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile 13 kez telefon görüşmesi yaptığını anlattı.
- "Yalanlara sistem bile dayanmadı"
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi SEGBİS'te arıza yaşanması nedeniyle duruşmaya ara verildi. Şehit ve müşteki yakınları sıralarında oturan bir kişi, "Yalanlara sistem bile dayanmadı." diyerek, Talu'ya tepki gösterdi.
Sistemin düzelmesinin ardından savunmasına devam eden Talu, sabah saatlerinde, Partigöç ile 7 kez telefon görüşmesi yaparak, çatışmadan teslim olmaları konusunda çağrıda bulunduğunu, sivil savcının gelmesi halinde teslim olacaklarını söylediğini, bunu Genelkurmay Başkanı Akar'a ilettiğini anlattı.
Genelkurmay Karargahına destek için personel görevlendirmesi yaptığını, koordine için komutanlarla görüştüğünü, tüm yaşananlardan Genelkurmay Başkanı Akar'ı bilgilendirdiğini savunan Talu, darbe girişiminin ertesi günü akşamüstü gözaltına alındığını söyledi.
- "Askerlere yol göstermedim"
"Darbeyle yakından uzaktan ilgim yoktur." diyen Talu, iddianamedeki, gece 03.00'te planlanan darbenin saat 21.30'a çekilmesinde rolü olduğu iddiasını da kabul etmedi. Karargah içindeki görüntülerde darbecilere yol gösterdiği iddiasının da gerçeği yansıtmadığını savunan Talu, Genelkurmay İkinci Başkanının odasından çıktığında tam teçhizatlı darbeci askerlerle karşılaştığını ileri sürdü.
İddia edildiği gibi kontrollü kapıda tam teçhizatlı askerlere sağ eliyle yol göstermediğini, kapıların kart okuyucu ile açıldığını iddia eden Talu, "Kapıyı açmak için gereken kartım sağ tarafta yakamda asılı. Kapıdan çıkarken kartı dokundurmak için sağ elimle alıp uzattım, kapı nöbetçi astsubay tarafından açılınca elim sağda kart üzerinde bir kaç saniye kalmıştır. Bunu arkadaki personele işaret olarak sunmuşlar, bu söz konusu değil. Kimseye yol göstermedim, işaret etmedim." dedi.
Orgeneral Yaşar Güler derdest edilirken, olaya nezaret ettiğinin iddia edildiğini de söyleyen Talu, Güler'in olaylara ilişkin verdiği ifadede isminin geçmediğini, olaylara karışmadığını ileri sürdü.
Yurtta sulh konseyi listesinde isminin karşısında "göreve devam" yazan İlhan Talu, bunun nedenini bilmediğini savunarak, "Göreve devam yazan 27 personel hakkında hiç bir işlem yapılmamıştır, hatta terfi ettirilmişlerdir. Göreve devam yazan 22 general ve amiral ile ilgili normal emeklilik işlemleri yapılmıştır. Ben de 'göreve devam' yazan FETÖ'cü olmayanlardan biriyim. Darbeye teşebbüsün hiç bir hazırlık aşamasında bulunmadım. Personel Başkanı olmak ateşten gömlek, burada bulunmamın sebebi bu görevi yapmam." iddiasında bulundu.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Oğuz Dik'in sorularını da yanıtlayan Talu, "Darbeyi kimin yaptığını nasıl anladınız?" sorusu üzerine, İkinci Ordu Komutanı ile telefonda görüşüp, Partigöç'ün adını duyunca anladığını söyledi.
"FETÖ ile mücadele ettiğinizi söylüyorsunuz, mücadele ettiğiniz grup size niye o gece gözaltına almadı? Bir dizi senaryosuna bile karışan FETÖ, niye size tekrar personel başkanlığı görevi veriyor?" soruları üzerine de İlhan Talu, "Emir astsubayım, 'dışarıda herkesi derdest ediyorlar' deyince ben odamın kapısını kilitledim. Beni niye görevlendirdiklerini bilmiyorum." dedi.
Sanık İlhan Talu, darbe girişiminin bastırılmasının ardından 2. Ordu Komutanlığına vekaleten yapılan atama emrine ilişkin soruya karşılık da "Atamadaki ismi ben belirlemedim. Genelkurmay Başkanım emretti, onun yerine şunu atasaydın demem mümkün değil." şeklinde konuştu.
AA